Londra Türkiye hattı

Eşi sayesinde Türkiye’yi iyice benimsediğini anlatan Habib, “Türkiye, ikinci evim” dedi.

Türkiye ikinci evim

Gift-library.com hediye alışveriş sitesinin sahibi Caroline Habib, eşi Cem ve 3 yaşındaki kızı Yasmine ile Londra-Kensington’da, 1860’lardan kalma Viktoryen dönemi rüya gibi bir villada yaşıyor. InStyle Home ekibi, eşi sayesinde Türkiye’yi de iyice benimsediğini anlatan ve “Türkiye’yi seviyorum. Orası benim ikinci evim” diyen Habib’i muhteşem evinde ziyaret etti.
Caroline Habib, doğma büyüme ıngiliz. şimdi ise Türk eşi Cem Habib sayesinde Londra-ıstanbul seyahatleri hayatında ayrı bir önem kazanmış. “Türkiye’yi seviyorum. Orası benim ikinci evim” diyor Habib... Ailece iki ayda bir ıstanbul’u ziyaret ettiklerinden ve geldiklerinde Çırağan Oteli’nde kaldıklarından bahsediyor. “Biz Cem’le Çırağan’da evlendik” diye de ekliyor ardından. ıstanbul’da pek çok arkadaşları olduğunu söyleyen Caroline Habib için buradayken en önemli şey, kızları Yasmine’in büyükanne ve büyükbabasıyla birlikte zaman geçirebilmesi...

EVE MOBİLYA DEĞİL HUZUR GEREK

Antika eşyaları seven Caroline Habib ile Londra’daki antika pazarlarından seçtiği aksesuvarlar, aydınlatma ve vintage mobilyalarla dekore ettiği evinin salonunda devam ediyor sohbet. Daha konuşulacak çok konu var.

Habib, Londra Marylebone’daki Alfies antik pazarı, Notting Hill, Pimlico’daki vintage butik ve antikacıların dekorasyonda tercih ettiği adresler olduğunu belirtiyor önce... Salondaki görkemli avizeyi işaret ederek, “ılk gördüğümde eski antik bir masanın üzerinde kapkara duruyordu. şimdi ise evimdeki favori parçam” diye ekliyor.

Bir mobilya ya da aksesuvarı çok beğendiğinde hiç düşünmeden satın alabiliyor ve gerekirse restorasyonunu da kendi gerçekleştiriyor. Gül kurusu, zümrüt yeşili, bej ve kahve tonlarının hakim olduğu salonun ve ayrıca yemek odası bölümünün duvarı neredeyse tamamen antik bir ayna ile kaplanmış. “Antik ayna hem eskiyi çağrıştırıyor hem de salona derinlik kazandırarak daha geniş görünmesini sağlıyor” diye anlatıyor.

HAFTA SONLARI KIZIMIZDAN SORULUR

Ona göre evde tekstilin kullanımı da dikkat edilmesi gereken bir unsur. Dokunması zevk veren, yumuşak, ipek ya da kadife gibi lüks ve parlak kumaşlar kullanmayı tercih ediyorum” derken bu tür tekstil ürünlerinin hem görsel ve hem fiziksel anlamda onda konforu çağrıştırdığını söylüyor.

Oldukça ihtişamlı bir görünüme sahip geniş yemek salonu ise şık davetler ve arkadaş toplantılarına ev sahipliği yapıyor sık sık. “Ayda bir burada özel yemek davetleri veriyoruz” diyor Caroline Habib yemek odasını işaret ederek. Altın tonda sarı rengin hakim olduğu bu odadaki uzun yemek masası çiftin sosyal bir yaşam sürdüğüne dair ipucu veriyor.

Sabah saat 6:30-7:00 gibi güne başlayan Habib, ilk iş kızı Yasmine’i uyandırıyor ve birlikte kahvaltı yapıyorlar. Daha sonra onu giydirip yuvaya bırakıyor ve oradan doğru ofisinin yolunu tutuyor. Tüm günü işte geçirdikten sonra saat 18:00 gibi eve dönüyor ve tekrar kızıyla vakit geçiriyor. Akşamları ise genelde arkadaşlarla çıkılan bir yemek ya da özel bir davet gibi sosyal programlara ayrılıyor.

Hafta sonlarını özellikle de pazar günlerini ailece geçirmeyi tercih eden Habib ailesi, genelde kızları Yasmine ile dışarı çıkıyor. “Ne isterse onu yapıyoruz. Bazen hayvanat bahçesine bazen de oyun kulübüne götürüyoruz Yasmine’i... Ayrıca pazar günü Çin Lokantası’na gitmek de bizim için neredeyse bir aile geleneği oldu” diye ekliyor gülümseyerek...

AİLE OTURMA ODASINDA BULUŞUYOR

1860’li yıllara uzanan bu tarihi Viktoryen dönemi villa dört kattan oluşuyor. Giriş katta genelde parti ve davetlerde kullanılan salon ve yemek odası var. Ayrıca evdeki çalışma odası da yine bu katta yer alıyor. Alt katta mutfak ve yemek masasından oluşan bir bölüm ve televizyon odası olarak da kullanılan ayrı bir oturma odası daha bulunuyor. Zemin kat denebilecek bu kat aynı zamanda arka bahçeye açılıyor.

Birinci katta ebeveyn yatak odası, giyinme odası ve banyonun yanı sıra bir de misafir odası yer alıyor. Evin en üst, çatı katı ise Yasmine’in odası ve evin yardımcısına ayrılan odadan oluşuyor. �

“Genelde vaktimizi ailece alt kattaki oturma odasında geçiriyoruz. Eşim Cem orada maçlarını seyredip, dinlenebiliyor; Yasmine ile oyun oynayabiliyoruz” diye anlatıyor Caroline Habib... L şeklindeki uzun kanepe, minderleri ve üzerindeki bir dolu yastıkla çok konforlu gözüküyor. Bu bölümden aynı zamanda mutfağa da geçiş sağlanıyor. Ortada ada ünitenin yer aldığı mutfak bölümündeki yemek masası köşesi de son derece pratik duruyor.

Oturma odasında yer alan Osmanlı kaftan gravürleri gözden kaçmıyor. Eşi Cem Habib’in erkek kardeşi ve eşinin düğün hediyesi olduğunu söylüyor Caroline Habib beğeniyle...

YATAK ODAM BENİM CENNETİM

Sohbet dönüp dolaşıp evinin en sevdiği odasına geliyor nihayet. “Yatak odam” diye cevaplıyor bu soruyu... “Orası benim cennetim adeta! Bir kere renkleri beni rahatlatıyor” diye ekliyor sonra, pastel pembe ve bej tonların hakim olduğu yatak odasından bahsederken...
“Stresli bir işim var. ış, aile düzeni, evi çekip çevirmek derken gerektiğinde kapımı kapatıyor ve yatak odama gidip dinleniyorum” diye anlatıyor. Caroline’in  toz pembe yatak odası beyaz lake gömme dolapların bulunduğu geniş ve sıra dışı bir giyinme odasına açılıyor.
 Odanın ortasında yer alan avize, duvara dayalı antik küvet ve onu tamamlayan dore kenarlı antik Fransız ayna sayesinde, burada banyonun da giyinme odasına dahil edildiği ayrı lüks bir bölüm yaratılmış.

“Giyinme odasının düzenlemesi eşim Cem’in fikriydi” diye devam ediyor Caroline Habib söze... “Doğal olarak dolapların çoğu bana ait, onun sadece iki dolabı var” diye ekliyor gülerek.

ALDIĞIM EN GÜZEL HEDİYE YASMINE

“Hediye almak insanların en çok sevdiği şey” diyen Caroline Habib, kendisinin aldığı en güzel hediye sorulduğunda “Tabii ki kızım Yasmine” diyor hiç düşünmeden... “Gürültülü bir kız Yasmine” diyor ve ekliyor: “Neşeli, bağımsız bir çocuk. Aynı benim gibi. Modayı, makyajı seviyor. Bende ne görse aynısını o da istiyor. Ayakkabılara, mini el çantalarına bayılıyor. Pembeli odasını minik pastalarla dolu duvar kağıdıyla süsledik. Bu, odaya eğlence katıyor; ben de seviyorum, Yasmine de... Tavandaki bulutlar da özel olarak elle boyandı.”