Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2002 00:00
Gerçek adı Erol Mustafa ama ‘‘Ortalıkta çok fazla Mustafa var’’ diyerek soyadını Alkan'a çevirmiÅŸ. Bugünlerde Londra gece hayatının en çok peÅŸinden koÅŸulan adamlarından biri. 27 yaşında. Havalı Face dergisi onunla sayfalarca röportaj yapıyor, Muzik dergisi kapağına koyuyor, GQ dergisi övgüler düzüyor. Aralarında George Michael, Cure ve Kylie Minogue'un olduÄŸu isimlerle çalışıyor. Bütün yıldızı parlamış insanlar gibi o da çok çok meÅŸgul. Sürekli oradan oraya seyahat ederek insanları eÄŸlendiriyor, kulüpler onu çalmaya çalışıyor, ikna etmek için diller döküyor. Onunla röportaj yapmak için burnundan kıl aldırmayan menajerlerle uÄŸraÅŸacağımı zannederken çok sıcak davranıyor. Hemen ev telefonunu veriyor. Bir Türk gazeteciyle konuÅŸacağı için heyecanlanıyor, hatta röportajı Türkçe yapmak için epey uÄŸraşıyor ama sonunda pes ediyor. ‘‘Annem babam LefkoÅŸe'nın YeÅŸilırmak bölgesinden. Evde Türkçe konuÅŸulurdu ama ben burada doÄŸup büyüdüğüm için Türkçem çok kötü’’ diyor. Londra'da DJ'ler neredeyse rock yıldızı muamelesi görüyor deÄŸil mi?-Evet. Mesela ben çok fazla röportaj yaptım. Ä°ki günde bir gazeteciler arıyor. Televizyona çıkmayı pek istemiyorum, yüzümün her tarafta görünmesinden hoÅŸlanmıyorum. Ä°ki tane fotoÄŸrafım var, dergilerde hep o fotoÄŸraflar çıkıyor. Bir star olmak ve star gibi davranmak fazla istediÄŸim bir ÅŸey deÄŸil.Peki DJ'lik yapmaya nasıl baÅŸladınız?-10 yıl önce kulüplere gitmeye baÅŸladım ve bir süre sonra bütün o yerlerin birbirlerine benzediÄŸini düşündüğümü hatırlıyorum. O zaman bana ‘‘Madem var olanlar hoÅŸuna gitmiyor, kendin çal’’ dediler. Ä°lk çaldığım yer Londra'da Automatic adında kulüptü. Orada farklı ve yeni ÅŸeyler çalmaya baÅŸlayınca insanlar gelmeye ve adım duyulmaya baÅŸladı. On yıl boyunca haftasonları gösteri yapar gibi çaldım. Åžu an çalıştığınız Trash Club Londra'nın en popüler yerlerinden biri. Orada çalışmaya nasıl baÅŸladınız?-Oranın sahibi benim. Daha önce benim çaldığım tarzda pek fazla müzik çalmıyordu Londra'da. BaÅŸka yerlerde baÅŸka organizatörler için çalmıştım ama ‘‘Kendi kulübümü açacağım ve kendi müziÄŸimi çalacağım’’ diye bir karar almıştım. Sonunda oldu. BaÅŸlangıçta küçük bir kulüptü, giderek büyüdü büyüdü. Tabii ünü de arttı. Åžimdi kimileri Trash'ın Londra'nın en iyi kulübü olduÄŸunu söylüyor.BaÅŸka kulüpler de açmayı düşünüyor musunuz yoksa Trash ile mi devam edeceksiniz yola?-Trash ile. Bence gerçekten iyi çalışan, sıkı tek bir kulüp daha iyi. Çok para kazanmak ve zengin olmak gibi hayallerim yok, o yüzden böyle dizi dizi kulübün sahibi olmak istemiyorum. Bir tane olsun ve böyle devam etsin. Nasıl bir kulüp Trash, biraz anlatabilir misiniz?-Çok özel bir kulüp bir kere. Tarzı olan bir kulüp, o yüzden herkesin gelmesini deÄŸil gerçekten o tarza meraklı insanların müdavimi olmasını isterim. Ä°nsanlar kulübe canları her istediklerinde gelebilmeli. UyuÅŸturucu ve içkiyle deÄŸil müzikle kafayı bulmalı. Trash Kulübün sofistike bir havası olduÄŸu da söyleniyor,-Evet, gelen insanların da kendilerini kulüp kadar özel hissetmesini istedim ve yüzden onlar için özel bir ÅŸeyler yapmaya baÅŸladım.Dergilerdeki fotoÄŸraflarda çok yakışıklı görünüyorsunuz. GQ Dergisi sizin aynı zamanda çok stil sahibi olduÄŸunuzu da söylüyor. -Çok teÅŸekkür ederim. Åžimdi saçlarım fotoÄŸraflardakinden daha kısa. Kendimde zaman zaman ufak tefek deÄŸiÅŸiklikler yapıyorum ama nasıl göründüğüme kafayı takmış deÄŸilim doÄŸrusu. Genellikle bir tişört ve jean'le geziyorum. Herhangi bir ÅŸeyi trend olmuÅŸ diye yapmıyorum sadece sevdiÄŸim ÅŸeyleri giyiyorum.Yeniyetmeyken ne tür müzikler dinliyordunuz?-Tür ayırt etmeden hemen hemen her ÅŸeyi. Sonraları daha underground ve bağımsız küçük ÅŸirketlerden çıkan albümleri dinlemeye baÅŸladım. İçinde bol bol gitar olan rock gruplarını çok seviyordum. Manic Street Preachers, Nirvana, Smiths gibi grupları dinlerdim.Ä°ngiltere'de sizi Norman Cook (Fatboy Slim) ile kıyaslıyor ve ‘‘yeni supertar DJ’’ olarak niteliyorlar.-Bunu ben de duyuyorum ama ben böyle olduÄŸumu düşünmüyorum. Çok büyük bir DJ olmak istemiyorum. Benim DJ'lik yapmamın sebebi mutlu olmak ve çalarken insanları da mutlu etmek. Bazen çok büyük mekanlarda çok kalabalık insan topluluklarına çaldım, hatta on bin kiÅŸilik bir grubun önünde bile çaldım ama bu beni bir kulüpte çalmak kadar mutlu etmedi. Çalmak için kulüpleri tercih ediyorum çünkü insanlara yakın olmayı ve onları eÄŸlenirken izlemeyi seviyorum. Çok büyük bir star DJ olup dev kalabalıklara çaldığınız zaman sorumluluk da yükleniyorsunuz. Hem çok fazla ortalarda görünmek zorundasınız, insanların gözü hep üzerinizde oluyor. Anlayacağın ben ÅŸimdiki halimden çok memnunum. Yalnız başına takılmaktan çok hoÅŸlanan bir insanım, yolda yürürken insanlar tarafından tanınmak istemiyorum. Türkiye'deki kulüp ortamı hakkında bir fikriniz var mı?-Bir ÅŸeyler duydum ama tam olarak fikir sahibi olduÄŸumu söyleyemem. Bunun için Türkiye'ye gelmem gerekiyor. Türkiye'ye bir kere geldim. O zaman sadece dokuz yaşındaydım ama çok iyi zaman geçirmiÅŸtim. Ä°lk fırsatta Türkiye'de tatil yapmayı çok istiyorum.Sormasam ayıp olur, Kıbrıs meselesi hakkında ne düşünüyorsunuz?-Özür dilerim, bu konuyla hiç ilgilenmiyorum. Bu röportajı görünce annemle babam sevinecekAma yine de insanlar sizi merak etmeye baÅŸlamış. Bakın Türkiye'den bir gazeteci bile arayıp röportaj yapıyor. Gördüğünüz ilgi sizi ÅŸaşırtıyor mu?-Evet ve hayır. Hayır ÅŸaşırtmıyor çünkü iyi olduÄŸumu biliyorum. Evet ÅŸaşırıyorum çünkü sadece iÅŸimi yapıyorum ve eÄŸleniyorum. Tabii Hürriyet gazetesinin benimle ilgilenmesinden çok memnunum, bu annemle babamın çok hoÅŸuna gidecek. Onlar benim hep doÄŸru düzgün bir iÅŸ yapmamı istiyorlardı. Åžimdi onlara gazeteyi gösterip ‘‘Bakın Hürriyet gazetesinde benim hakkımda neler yazmışlar diyeceÄŸim’’ (Gülüyor).Onlar ne düşünüyor yaptığınız iÅŸ hakkında?-Bilirsin onlar eski bir kuÅŸak. Londra'ya göçmen olarak gelmiÅŸler ve hayatlarını oturtana kadar zorluk çekmiÅŸler. Åžimdi Kuzey Londra'da bir sandviççi dükkanları var. Bana ve hayatıma karşı özenli davranıyorlar ama daha güvenceli ve normal bir iÅŸim olmasını tercih ederlerdi tabii. BaÅŸka kardeÅŸiniz var mı?-Evet modacı bir kızkardeÅŸim var, Adı Ayten. O da yavaÅŸ yavaÅŸ adını duyurmaya baÅŸladı. Hatta Hüseyin ÇaÄŸlayan ile birlikte de çalıştı. Â
button