Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 2010 00:00
100 yıllık mağazalar da var, 1876’dan beri kurulan pazarlar da... Bir tasarım müzesine benzeyen bazı butikler mutlaka görülmeli. Her ne kadar Londra ve alışveriş deyince akla gelen ilk yer Oxford Street olsa da, Harrods ve Harvey Nichols gibi klasikleri gezmeden dönülemese de, Londra’da alışveriş detaylarıyla planlanması gereken ciddi bir iş. İşte karşınızda çok katlı mağazalarından, görülmesi gereken butiklere ve Camden Town, Portobello Road gibi pazarlara uzanan bir Londra’da alışveriş rehberi.
Londra’da alışverişe sokak modasının kalbinin attığı yerden, yani Oxford Street’den başlamak gerekir. Çünkü bu cadde motivasyonunuzu yükseltecek, trendlerden haberdar olmanızı sağlayacaktır. Caddede bir aşağı bir yukarı salınan gençler sayesinde karnınızda kelebekler uçuşmaya başlayacak. önünüzde yürüyen Londralı’nınki gibi bir ceket ya da çanta almak için yanıp tutuşacaksınız.
Gireceğiniz ilk mağaza Topshop olmalı. İstanbul Nişantaşı’ndaki Topshop’un on katı büyüklüğündeki mağaza alışveriş düşkünlerinin tapınağı. Yüzlerce farklı marka, iç giyimden aksesuvara binlerce ürün bulabileceğiniz bu mağazanın ayakkabı katında ve ikinci el ürünlerin satıldığı katta en az ikişer saat geçireceksiniz.
Topshop’un hemen karşısında H&M var. Bu sezon Lanvin ile işbirliği yapan marka, kasımda Türkiye’de şube açıyor. Yine de Londra’da özel parçalar yakalayabilirsiniz. H&M’de çıkıp Hyde Park yönüne yürüdüğünüzde River Island, Miss Selfridge, Debenhams, Mango, Zara, New Look ve Urban Outfitters, Aldo gibi koleksiyonlarına bakmaktan keyif duyacağınız diğer markalar karşınıza çıkacak.
Ve sonlara doğru sizi iyi ki Londra’ya gelmişim dedirtecek bir mağazayla karşılaşacaksınız. Selfridges’in tam karşısındaki Primark’dan bahsediyorum. Aslında mağazadan çok dev bir pazara benziyor. Fiyatlar çok ama çok ucuz. 30 TL’ye kış kullanacağınız taş gibi bir çizme, 15 TL’ye en önemli partilerde giyebileceğiniz çok trendy bir elbise alabilirsiniz. İç çamaşırı, gecelik ve çoraplar ise iki kere giysem bile kârdır dedirtecek düzeyde. Primark’ın tek handikapı çok kalabalık oluşu. En az 20 dakika kasa kuyruğu bekleyeceksiniz. Ve tabii ki elinizde koca koca torbalarla Primark’dan çıkacağınız için alışverişe ara vermek zorunda kalacaksınız.
Londra’nın dünyaca ünlü lüks markaları satan caddesi neresi diye merak ediyorsanız, yani Türkiye’deki Abdi İpekçi’nin Londra şubesini arıyorsanız Bond Street’e gidebilirsiniz. Bu caddede Christian Dior, Chanel, Prada, Gucci, Armani, Stella McCartney, Moschino, Matthew Williamson gibi moda dünyasına yön veren tasarımcıların mağazalarını bulabilirsiniz. İkinci durağınız ise Sloane Street olmalı. Burada da tüm ünlü lüks giyim markalarının mağazaları var.
ÇOK KATLI MAĞAZALAR CENNETİ
Gelelim Londra’nın ünlü ve mutlaka gidilmesi gereken çok katlı mağazalarına... Tabii ki birinci sırada Selfridges var. Asırlık mağaza tekstilden gıdaya, ev eşyalarına yüzlerce markayı mükemmel bir sunumla sergiliyor. Gezmek bile büyük keyif. Liberty of London bir İngiliz klasiği. Regent Street’te, dört katlı, ahşap dekorlu büyük bir mağaza. Manolo Blahnik, Burberry, Vivienne Westwood, Karl Lagerfeld, Balmain ve Stella McCartney gibi pek çok markayı çatısı altında topluyor. En üstteki dekorasyon katı ve ünlü tasarımcıların vintage koleksiyonlarının bulunduğu bölümü çok iddialı. Çıkışta trafiğe kapalı Carnaby Street’deki butikleri keyfetmeyi unutmayın.
Londra’nın en ünlü çok katlı mağazaları Harrods ve Harvey Nichols. İkisi de Kensington, Knights Bridge civarında. Alışveriş yapmasanız bile mutlaka görün.
Eğer moda düşkünüyseniz gitmeniz gereken çok katlı mağazanın ismi Dover Street Market olmalı. Tam adresi: Dover Street Market 17-18 Dover Street, London W1S 4LT. Burası ünlü tasarım markası Comme des Garçons’un konsept mağazası. Paris’teki Colette’in Londra şubesi gibi... Sadece Comme des Garçons tasarımları yok, 50’den fazla tasarımcının kıyafetleri, aksesuvarları, ayakkabıları sergileniyor: Christian Astuguevielle, David Szeto, Erdem, Fleet Ilya, Giambattista Vali, Givenchy, Hussein Chalayan, Lanvin Mens, Nina Ricci, Peter Pilotto, Proenza Schouler, Yves Saint Laurent... Mağazadan alışveriş yapmak o kadar kolay değil. Çünkü fiyatlar gerçekten uçuyor. Ama mağazayı yalnızca dekorasyonu için bile görmeniz gerekiyor. Comme des Garçons’un tasarımcısı Rei Kawakubo’nun tasarladığı mağaza uyumsuzluğun uyumunu, birbiriyle alakası olmayan markaların bir arada kaos içinde sergilenebileceğini gösteriyor. Cansız mankenlerin kabin içindeki duruşlarına, koltuklardan kurum kurum kuruluşlarına bayılacaksınız. Bazılarını canlı zannedip çarptığınız da özür bile dileyebilirsiniz.
Peki Londra’da hiç Akmerkez, Metro City yok mu? Olmaz mı? 2008’de açılan Westfield’e gitmeniz gerekiyor. Adidas, Armani, Bershka, Burberry, Calvin Klein Jeans, Cos, Desigual, Dorothy Perkins, H&M, Dior, Gap, Guru, Ugg, gibi markalar burada. İhtiyacınız olmaz ama bilginiz olsun burada İpekyol, Machka, Desa gibi Türk markalarının bile şubesi var.
PAZARA ÇIKMADAN OLMAZ
Londra aslında tam bir pazar cenneti. En ünlü pazarı ise Julia Roberts, Hugh Grant’ın oynadığı Notting Hill filmini izleyenlerin hatırlayacağı Portobello Road. İkinci el ürünlerin ve tanınmayan genç tasarımcıların koleksiyonlarının sergilendiği tezgahlarda uzun ve keyifli saatler geçireceksiniz. Pazar hariç her gün açık, en renkli günü cumartesi. Çünkü antika pazarı da ekleniyor.
Vintage sizin hayatınızın anlamıysa Londra’da gitmeniz gereken pazarın ismi Brick Lane Market. Pazar günleri ve 08.00’den 14.00’e kadar açık olan bu pazar öğrencilerin, moda bloggerlarının ve gerçek Londralıların buluşma noktası. Kentin en eski pazarı, 1876’dan beri Liverpool’da kurulan Old Spitalfields Market. Perşembe açılan ikinci el pazarı, vintage meraklıları için cennet. Sabah erken gitmenizde yarar var. Ünlü Camden Town’a bir gün ayırmanız gerekir. Main Street, Camden Lock Market, Camden Stables Market, Inverness Street, Buck Street gibi bölümlerden oluşuyor. Aslında açık pazar, ancak çevresinde mağazalar, pasajlar var. Her gün açık. En rock, en punk, en gotik, en heavy metal, en seksi parçaları buradan alabilirsiniz. Dövme yaptırıp, barlarına, sonra gece kulüplerine uğrayabilirsiniz. Hafta sonunda yaklaşık 100 bin geçiyor bu pazardan.