Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2005 00:00
- Doğa ile Geceyarısı programınız nasıl gidiyor
Çok iyi gidiyor. Bu işi severek yapıyorum zaten...
- Talk show kızı oldunuz yani...
Evet, öyle oldum. Gerçi Okan Bayülgen ‘Kadın talk show’culardan hiçbir şey olmaz’ diye bir açıklamada bulundu ama ben hiç üstüme alınmadım. Tam gaz gidiyorum.
- Stand-up da yaparsınız belki...
Düşünüyorum. Talk show alanında rüştümü ispat edersem,deneyebilirim gerçekten.
- Peki bir şeyler yazıyor musunuz?
Yok, yazmıyorum. Ama Uğur Uludağ gibi iyi bir metin yazarım var. O olduğu sürece bana hiçbir şey olmaz.
- ‘27 Numara’daki karakterinden bahseder misiniz?
Uçan Ay adlı bir karakteri canlandırıyorum. Pek sağlıklı bir karakter değil, uçmuş kendisi! Tibet’te yaşamış. Sonra geçmişin intikamını almak üzere dönüyor ve 27 numaralı bir daireye yerleşiyor. Oyun da orada başlıyor.
- Kaçıncı oyununuz bu?
Gencay Gürün’ün tiyatrosunda ‘Terlik’ adlı oyunla başlamıştım. Sonra Stüdyo Drama’da ‘Terk’... Bu da üçüncü oldu.
DİZİ SEÇİMLERİMDE HEP YANLIŞ YAPTIM
- Sinema filmi var mı peki?
Evet, Warner Bros ve Dada
Film’in ortak yapımı olan bir korku-psikolojik gerilim filmine başlıyorum. Bir paranoid şizofreni canlandıracağım. 24 Aralık’ta Heybeliada’ya taşınıyorum. Üç hafta orada kalacağım. Oyun için gelip gideceğim tabii.
- Paranoid şizofreni nasıl bir hastalık?
Hastalık genetik, zaten filmin adı da ‘Gen’ olacak. Devamlı izleniyormuş, arkandan biri geliyormuş gibi hissediyorsun. Kişiyi katil edebilir yani. İşte böyle bir kadını canlandıracağım. Film onun işlediği cinayetleri anlatacak.
- Filmin oyuncu kadrosunda başka kimler var?
Şu anda Haldun Boysan ve Ragıp Savaş’ı biliyorum sadece. Zaten dört kişilik bir kadro.
YÖNETMEN DÜŞKÜNÜ BİR OYUNCUYUM
- Televizyondaki projeler konusunda pek şanslı olmadığını düşünüyor musunuz?
Ben yanlış
seçimler yapıyorum. Özellikle de dizi konusunda! Oynadığım işler dört ya da yedi bölüm sonra falan kalktı. Gerçi bundan sıkıntı duymuyorum, çünkü zaten altın bir bileziğim var; yani tiyatro. Devrilmem çok zor.
- Oyunculuğunuzun kıstası var mı?
Oyunculuğun tamamen seni yöneten kişiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Bu bir ekip işi... Bir oyuncu ne kadar iyi olursa olsun, iyi yönetilmedikçe, iyi bir senaryonun içinde olmadıkça yeteneğinin anlamı kalmaz. Ben yönetmen düşkünü bir oyuncuyum.
- Çalışmak istediğiniz yönetmen var mı?
Zeki Demirkubuz’la bir film çekmek isterim. Tiyatroda ise Uğur Uludağ...
- Babanız Rutkay Aziz’le sizi aynı projede görebilecek miyiz?
Babam şimdi Ankara Sanat Tiyatrosu’nda Don Kişot’u sahneye koyuyor. Onda beni oynatacaktı ama hayatım burada, o yüzden gidemiyorum. İstanbul’da bir oyun projesi var babamın. O yönetecek, ben oynayacağım. Çok istiyorum. Babam hayattayken böyle bir tecrübem olmalı.
Bu ekipten erotik oyun çıkamaz
E.S.E.K tiyatro grubunun kurucularından Uğur Uludağ, şu sıralar ‘27 Numara’ adlı oyunuyla gündemde. Uludağ, son projesi için ‘Kendim yazdım diye söylemiyorum ama şahane oyun’ diyor.
- ‘27 Numara’nın senaristi ve yönetmenisiniz. Ayrıca oyunda rol de alıyorsunuz.
Evet, kendim yazdım diye söylemiyorum ama şahane oyun!
-
Serpil Çakmaklı’nın ‘14 Numara’ filmini çağrıştırıyor. Bu onun tiyatro versiyonu gibi bir şey mi yoksa?
O kadar erotik değil. Çünkü ben, Hakan Bilgin, Yosi Mizrahi oynuyoruz. Bu kadroyla ne kadar erotik olursa, o kadar erotiğiz! Bir Doğa Rutkay var işte, o kurtarıyor biraz.
- İkinci ve Üçüncü Türden Yakın İlişkiler oyunlarınla alternatif bir tiyatro anlayışı gündeme geldi. Sahnedeki tekrarlar için ne düşünüyorsunuz?
Dördüncü sınıf İngiliz veya Amerikan yazarların oyunlarını alıyorlar, ‘10 yıl Amerika’da oynadı’ diyorlar. Oynasa ne olacak, burada maksimum iki yıl oynuyorsunuz. Amerika’nın seyircisiyle buranınki bir değil ki! Ray Cooney diye bir adam var, bir İngilize sor bilmez! Türklere ezberlettiler. Oysa herkesin anlayacağı, dünya normlarında bir oyun yapabilirsiniz. Bizimki öyle...
KEMİKLEŞMİŞ BİR KİTLEMİZ VAR
- Tiyatrolar sponsorlarla yürüyor, sizde o da yok...
Bizde sponsor yok, devlet yardımına da başvurmuyoruz. Kemikleşmiş bir seyircimiz var.Turneye çıkalım, biletler satışa sunulur ve beş dakikada tükenir.
- ‘Üçüncü Türden Yakın İlişkiler’, televizyonda başarılı olamadı ama... Neden?
Sebep iplerin benim elimde olmaması. Yönetmen yanlıştı. İsteyerek de yazmadım, keyifsiz bir ortamdı... Herkes her şeyi çok iyi biliyor gibi konuşuyordu. Bu arada ‘Üçüncü Türden Yakın İlişkiler’ roman oluyor. Yakında çıkacak.
- ‘
Neredesin Firuze’ de rol almıştınız. Sinemanın devamı gelmeyecek mi?
Sinema, televizyon bana uzak şeyler. ‘Neredesin Firuze’de severek oynadım ama sonraki tekliflerde manalı roller yoktu.
ŞAHAN ÇOK YETENEKLİ VE ZEKİ BİRİ- Şahan Gökbakar ile beraberliğiniz nasıl gidiyor?
Şahan, Bilkent mezunu ve Ankaralı... Ben de Ankaralıyım. Çok ortak yönümüz var. Uzun zaman sonra yakalayabildiğim özel bir arkadaşlık. Mümkün olduğunca uzun ömürlü olmasını istiyor ve korumaya çalışıyorum.
- Ortak bir projede yer alacağınız yazıldı...
Talk show yapacaklar diye yazdılar, ama doğru değil. Bu arada rol alacağım filmde konuk oyuncu olarak oynamasını çok istiyorum. Öyle bir baskımız var kendisine doğrusu...
- Yetenekli buluyor musunuz onu?
Çok yetenekli ve zeki buluyorum onu.