Lise yıllarını özleyenlere Joke College

Güncelleme Tarihi:

Lise yıllarını özleyenlere Joke College
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2009 00:00

Tuvanam markası ve ardından A46 Organizasyon’la isimlerini duyuran Selim Demir ve Tuvana Büyükçınar çifti, aralarına Arda Can’ı da alarak dekorasyon işinde hızla ilerlemeye başladı. Yaz başı Joke Queen ve Hippi’yi dekore ettikten sonra geçtiğimiz haftalarda Nişantaşı Cities Alışveriş Merkezi’nde yer alan Joke College’i tamamladılar.

Sizi okul yıllarınıza döndüren eğlenceli mekânın içinde laboratuvar tüplerinden çizgi romanlara kadar pek çok obje bulunuyor. Dekorasyonun, organizasyon ve modadan zor olduğunu söyleyen üç kafadar, kendilerini “Biz tuzlu, tatlı ve ekşi gibiyiz” diye tanımlıyor.

Bu sene 10’uncu yılını kutlayan A46, işe yurtdışına tekstil ürünleri ithal ederek başladı. Tuvana Büyükçınar’ın içinden gelenleri kumaşa döküp kendi kendine küçük küçük parçalar tasarlamasıyla işin boyutu değişti. Yaptığı işler çevresinden beğeni görüp talep almaya başlayınca, eşi Selim Demir ile seri üretime geçmeye karar verdiler. Önce Tuvanam isimli kendi moda markalarını kurdular. Zamanla onların zevkine güvenen müşterileri başka konularda da yardım almak için kapılarını çalmaya başladı.

Kuruçeşme’deki Hotel Les Ottoman’ın sahibi Ahu Aysal, kızının düğün organizasyonunu onlara emanet etti. Tuvana Büyükçınar, ortada ekibimiz bile yoktu diyor: “Biz sadece mezattan çiçek almasını biliriz, dedim. O yine de bize güvendi. Eşimle sabahlara kadar çalıştık ve işin altından başarıyla kalktık.”

Düğüne katılan davetliler arasında organizyonun başarısı kulaktan kulağa yayıldı. Sosyetenin tanınmış isimlerinden Dina Topbaş, davetlerini onlara teslim etti. Selim Demir her işe çok özenle yaklaştıklarını söylüyor: “Otelleri kristallerle giydirdik. Otoparkları gece kulüplerine çevirdik. Yeri geldi, evimizdeki antika şamdanları bile organizasyonlara götürdük. Temalı partiler başlattık. Kısaca biz mekânları bir kadına tuvalet giydirir gibi tasarlıyoruz.”

Bir süre sonra ekibe Tuvana’nın lise arkadaşı, organizatör Arda Can eklendi. Nişantaşı Longtable’da organize ettikleri partilerden biri, mekânın sahibi İzzet Çapa tarafından beğenilince önlerinde yeni bir yol açıldı. Akatlar Mayadrom Alışveriş Merkezi’nde açılan Joke Queen ve Hippi isimli mekanların dekorasyonu onlara emanet edildi. İzzet Çapa, “Ne istiyorsanız yapın” diyerek onları özgür bıraktı.

Joke Queen için kristal ve aynalar tercih edildi. Koltuklar rugan kumaşlarla kaplandı. Kraliçeyi simgelemesi için manken vücutlarının kafasına avizeler yerleştirildi. Porselen tabaklar tavana monte edildi. Ve ortaları delinerek spot ışık görevi gördü. Kısaca modern bir dokunuşla küçük bir saray yaratıldı.

Hippi ise daha salaş tasarlandı. 1960’ların simgesi olan Volkswagen minibüs bara dönüştürüldü. Televizyonda dönem filmleri gösterildi.

İzzet Çapa sonuçtan o kadar memnun kaldı ki, Joke College için de A46 ekibine teklif götürdü. Tuvana Büyükçınar, konsepte birlikte karar verdiklerini söylüyor: “İzzet bu seneki koleksiyonumu sordu. Okullu ve kolejli kızların moda olduğunu söyledim. Mekan için kolej teması üzerinde durmaya karar verdik. It’s a Joke bilinen bir mekândı. Onun üstünde ne yapabiliriz diye uzun uzun düşündük. Mekan alışveriş merkezinin içinde olduğu için ses çıkarmadan çalışmamız gerekiyordu. Geceleri çalıştık. Dekorasyon yaklaşık üç hafta sürdü.”

HARRY POTTER İLHAM VERDİ

Anaokulundan üniversiteye kadar okul sürecinde olabilecek objelerin listesini çıkardılar. Londra ve Paris’e gidip yeni tasarım ürünleri buldular. Mekânının kapısı büyük bir okul servisi şeklinde tasarlandı. İçeriye uzun bir öğrenci sırası yerleştirildi. Sıranın bölmelerine sahaflardan aldıkları Tommiks ve Teksas gibi çizgi romanlar kondu. Defterler ve boya kalemleri masanın her yerine dağıtıldı. Laboratuvar havası için deney tüpleri alındı. İçlerine renkli sıvılar kondu. İngilizce school (okul) ve skull (kafatası) kelimelerinin benzerliğinden yola çıkarak mekanın farklı yerlerine iskelet maketleri yerleştirildi. Basket potası da unutulmadı. Bir duvar tamamen çimlerle kaplandı. Başka bir duvar gençliği yansıtması için sokak sanatçıları tarafından graffiti desenlere boyandı. Yemek masalarının üzerine dönemin çeşitli yabancı şarkılarının sözleri yazıldı.

Abajurlar tükenmez kalemlerden oluşturuldu. Arka bölüme Harry Potter filmlerinden esinlenilerek büyük bir kütüphane kondu. 3.5 metre yüksekliğinde ve 8 metre enindeki kütüphanenin kitapları sahaflardan toplandı. Arda Can, The Wall filminin kendilerine ilham verdiğini söylüyor: “Mekanın iki yanında kırık tuğlalar var. Bunlar duvarın yıkılmasını temsil ediyor. Malzemelerde de çeşitliliğe gittik. Eklektik tarzı tercih ettik. Ceviz masalar ve kristali bir arada kullandık. Retro koltukları değerlendirdik. Joke Perestroyka veya Longtable gibi diğer mekânların da bize uygun objelerinin bir bölümünü buraya taşıdık.”

KIZLAR EKOSELİ ERKEKLER PUNK

Çalışanların kostüm tasarımlarını da Tuvana Büyükçınar yaptı. İngiliz öğrencilerinden ilham alınarak hazırlanan kıyafetlerde ekose etekler ve kravatlar bulunuyor. Garsonlar dönemin asi gençlerine gönderme yaparak punk saçlarla servis yapıyor. Barmenler Michael Jackson tişörtleriyle geçmişe saygı duruşunda bulunuyor.

SELİM DEMİR
MİMAR DEĞİLİZ AMA DEKORASYONDA İYİYİZ


Biz mimar değiliz. Zaten onlardan daha iyi iş yaptığımızı da iddia etmiyoruz. Ama kökenimizde tasarımcılık var. Organizasyon işi yaptığımız için ciddi bir mimarlık bilgisi edindik. Bu işi yaşayarak sahada öğrendik. Ayrıca 46 kişilik bir ekibimiz var. Bunların arasında mimarlar bulunuyor.

TUVANA BÜYÜKÇINAR
TAKLİT ETMEDEN TAKİP EDİYORUZ

Senelerdir gece dışarıya çıktığımız için radarlarımız hep açıktır. Etrafımıza bakarız. Ben vitrinlerin ve insanların fotoğraflarını da çekerek onları incelerim. Dünyanın neyi uyguladığını taklit etmeden takip ediyoruz. Mimarlardan da Türkiye’de Mahmut Anlar’ı ve Sinan Kafadar’ı seviyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!