Güncelleme Tarihi:
Mutfak Dostları Derneği’nin düzenlediği 5. Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri geçen hafta sahiplerini buldu. Yılın Dijital Yayını ödülünü Hülya Ekşigil ve Deniz Alphan’ın konuklarıyla damak hafızalarında yer eden lezzetler üzerine sohbet ettikleri ‘Yedik İçtik’ podcast’i aldı. Spotify üzerinden de dinleyebileceğiniz bu podcast’e Somer Sivrioğlu, Serra Yılmaz, Mehmet Yaşin, Gülse Birsel, Murathan Mungan ve Vedat Milor gibi tanınmış kişiler konuk olmuştu. Alphan ve Ekşigil’le yayınları üzerine sohbet ettik...
- Gastronomi son yıllarda daha çok Instagram’dan takip ediliyor. Bu alandaki bir podcast’in ilgi görmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hülya Ekşigil: Gastronomi günümüzde dar bir alana hapsedilemeyecek kadar geniş bir konu. Tabii eğer gastronomiden kastettiğiniz yemek tarifleri ve yeme-içme mekânlarından ibaret değilse... Sadece Instagram izleyerek gastronomiyi takip etmek buzdağının bir kısmını görmekle eşdeğer.
Deniz Alphan: Kitap, televizyon gibi mecraların her birinin yeri farklı ve şimdi bunlara bir de podcast katıldı. Kaynak önemli ama bilgiyi elde etme
yolu da günümüzde artık çok önemli. Örneğin televizyon veya Instagram gibi görsel bir mecrayı takip edemediğiniz bir zaman diliminde podcast devreye girebiliyor.
- Konuk aldığınız kişiler içinde kim için “Keşke biraz daha anlatsa da dinlesek” dediniz?
Hülya Ekşigil: Hiçbir konuğu ayıramayız çünkü her biri daha önce hiç bilmediğimiz yönlerinden, birbirinden ilginç anılarından söz ediyorlar. Son derece kişisel yemek tariflerinden adını bile bilmediğimiz içeceklere, İstanbul’un hiç gitmediğimiz lezzet adreslerinden varlığını ilk kez duyduğumuz yöresel malzemelere kadar her konukta yeni bilgiler ediniyoruz.
Deniz Alphan: Yeme-içme o kadar zevk verici bir konu ki laf lafı açıyor ve sohbet anında koyulaşıyor. İnsan bu sohbet hiç bitmesin istiyor. Bu yaptığımız podcast’lerden biz de çok şey öğreniyoruz. Her konuk farklı bir yemek kültürünü, farklı bir aile geleneğini aktarıyor.
- En güzel yemek hikâyeleri çocukluk çağlarından mı çıkıyor?
Hülya Ekşigil: Hayır ama herkes çocukluğundaki lezzetleri büyük bir özlemle hatırladığı için
o içtenlik dinleyene farklı duygular geçiriyor.
Deniz Alphan: Çocukluk anıları daha duygusal oluyor.
- Çocukluğun özlemle hatırlanan lezzetlerinden söz ederken hikâyede genelde bir aile büyüğü de
oluyor. Oysa artık pek geniş aile kültürü yok. Bunun kişisel damak tadının gelişimine negatif bir etkisi var mı sizce?
Hülya Ekşigil: O negatif etkiyi pilavının üzerine ketçap sıkan çocuklar da dahil yeni nesillerin beslenmesinde görüyoruz. Büyükannelerin mutfak bilgilerimize katkısı genelde anne ve babalarımızınkinden fazla ve evdeki yoklukları da en çok mutfakta hissediliyor.
Deniz Alphan: Aile büyüklerinin etkisinin önemli olduğunu görüyoruz. Günümüzün yaşam şekli, hayat şartları yeme-içme meselesini çok etkiliyor, artık gelenekleri sürdüren yok. Çözümü zor bir mesele...
- Konukların anlattıklarına bakarak gastronomide en çok değişen şeyler neler olmuş sizce?
Hülya Ekşigil: Malzeme. Çocukluğumuzdaki sütü, yumurtayı bugün bulamıyoruz. Değişen bu malzemeleri kullanmaya mahkûmuz ve eskiden beri tadıp sevdiğimiz yemeklerin aynılarını yapabilmek için uğraşıyoruz.
Deniz Alphan: Evet, en çok eski günlerin malzemesi üzerine yakınılıyor. Meyve ve sebzelerin kokusu yok oldu. Mutfakta vakit geçirenlerin sayısı da gün geçtikçe azalıyor. Aileler artık anında hazırlanabilen öğünleri tercih ediyor. Gençlerse bir telefon tuşuyla meseleyi çözüyor...