Güncelleme Tarihi:
İstanbul’da açılıp kapanan birkaç iyi niyetli deneme saymak mümkün ama akılda kalıcı bir menüyle Latin mutfağı deneyimi yaşayabileceğimiz çok seçenek yok. Sarıyer’deki Six Senses Kocataş Mansion içinde, otelin tarihi hamamını, camekân bir kokteyl bar ve teras alanıyla birleştirerek bir adım öne geçen Toro Latin Gastro Bar, menüsüyle de mutlu ediyor.
Toro restoran zincirini bilenler biliyor. Özellikle Amerika’da hayli meşhur. Şefi Richard Sandoval, Pan-Latin adını verdiği konseptle dünyanın birçok yerinde yoğun ilgi görüyor. Sandoval, kendi adını öne çıkaranlardan değil. Daha ziyade, sessiz sakin, sıkı çalışan şeflerden... İstanbul’da açılan şube, şefin gastro barlarının konseptinde. Latin baharat ve aromalarını Asya teknikleriyle karıştıran paylaşımlık tabaklar çoğunlukta. Her şey ortaya geliyor, aile usulü tadım yapılırken önce şöyle bir gözünüz doyuyor. Paylaşımlıklar kadar barın özel kokteylleri de denenmeli.
ŞEF SIK SIK İSTANBUL’A GELİYOR
Latin mutfağının bitip tükenmeyen enerjisi ve renkli sofraları, Güney Amerika’nın farklı ülke kültür ve pişirme tekniklerini birleştirmesiyle şekilleniyor. Baharat ve sosların bunda katkısı büyük. Şef Sandoval, Toro’nun genel konseptini Pan-Latin olarak özetliyor. Meksika, Peru, Brezilya, Şili, Arjantin gibi ülkelerin yemeklerini Japon malzeme ve teknikleriyle harmanlıyor. Baharatın kullanımı genellikle belirleyici tatları ortaya koyuyor. Sıklıkla İstanbul’a da gelip giden şef, Türk baharatından da eklemeler yapabiliyor.
YERLİ ARTİZAN PEYNİRLER KULLANIYORLAR
Şefin imza lezzeti, tatlı çıtır karidesi... Sırrı üzerini kapladıkları Japon usulü ekmek kıtırı panko. Trüf ponzu sosunda servis edilen tiradito, yine Peru usulü buğday trigotto üzerinde servis edilen dana bonfile, buharda servis edilen kılıçbalığı menüde öne çıkan tatlar. Patates kremalı ve biber çimiçuri soslu kuzu incik de şefin özel yemeklerinden... Bu arada barın geçen bahar yenilenen camekân restoran alanı ve ufak terası Toro’ya farklı bir hava katmış.
Six Senses otel zincirinin Sarıyer’deki ayağı diğerlerinden farklı. İstanbul’u İstanbul yapan birçok güzelliği bir arada görebileceğiniz bir konumda olması dışında, iki ayrı tarihi yalının içinde bahçe avantajını da iyi kullanıyorlar.
1900’lü yıllardan kalma Kocataş ve Sait Paşa yalıları geleneksel dokuları bozulmadan ve değiştirilmeden restore edilmiş. 45 odalı butik otelin bahçesinde bir de Avlu Restoran var. Ancak bahçe kısmı özellikle hafta sonları kalabalık olduğu için Toro’nun bulunduğu hamam tarafına kaçmak iyi fikir. Tarihi hamam, otelin yapım aşamasında tesadüfen ortaya çıkmış.
Otelin tüm restoranlarının başında deneyimli şef Özgür Üstün var. Toro dahil her restoranlarında, kurdukları minik organik bahçeden malzemeler kullanıyorlar. Yerli üreticileri desteklemek konusunda gösterdikleri hassasiyet menüde özellikle kullandıkları yerli artizan peynirlerle hissediliyor.