Güncelleme Tarihi:
Yazın ne kadar güzel olduğunu tartışmıyorum ama Fethiye ve çevresini kışın daha çok seviyorum. Havası şerbete dönüyor, kalabalığı azalıyor. Denizi neredeyse yıl boyu girilebilecek ısıda seyrediyor. Şanslıyım, son birkaç yıldır da bir şekilde kışın yolum buraya düşüyor.
Deniz rotaları yerine bu kez Fethiye’nin merkezindeydim. İlk bakışta sakin, tatlı bir sayfiye kasabasını andırıyor ama yaz-kış yaşayan genç nüfusun sayısı epey yüksek. Büyük kısmı Fethiyeli. Kalanlar, turistler ve bölgeye âşık olup yerleşenler.
Limanda güne başlamak ve gölgesi suya vuran tekneleri izlemek âdetten. Kahvaltıdan önce iyi demlenmiş bir kahve içmek için No 48’e gitmek lazım. İyi harmanlanıp kavrulmuş kaliteli kahveyi bir tek burada bulabildim. Fiyatları ortalamanın biraz üstü ama kahve artık zaten her yerde pahalı. Kahvaltının adresiyse Tamarind. Hem bizim hem turistlerin aradığı her şeyi bulabildiği bir menüsü var. Bazlama tost ve odun fırından çıkan pizza görünümlü pideleri herkesin favorileri. Pizzaya pide deme sebepleri belli: Turistler pizza olmadığını duyunca pideyi denemiyor. Bizim pide hamurunu anlatıp tanıtarak böyle servis ediyorlar.
Fethiye’ye gelme sebebim, tersane tarafında açılan ve hem yemekleri hem de canlı müzik, DJ performanslarıyla adını duyurup merak ettiren LLULL Tersane... Fethiye’de balık-meze konseptinde yaz-kış açık iyi müdavim mekânları var ama sayıları az. LLULL gibi, menüsü ve ortamıyla daha modern ve taze bir yerin yıl boyu açık olmaya karar vermesini önemsiyorum. Çünkü bölgenin gastronomi çıtasında belirleyici bir rol üstlenecek, eminim.
PİDE ÜZERİNDE SALATA VE UYKULUK
En büyük avantajı manzarası ve yeri. Geniş bir kokteyl bar alanı, Fethiye merkezine karşıdan bakan tersane yanı şahane bir konumu var. Yere kadar inen camlarla içerideyken de deniz kenarı hissi yaşıyorsunuz. Gündüz giderseniz hava hep ılık olduğu için bar ve teras alanında da servis alabiliyorsunuz. Bar menüsü Çağatay Akdoğan’ın elinden. Demleme tekniği uygulayarak hazırladıkları kokteyller arasında merak uyandıracak birçok seçenek var.
Yemek menüsü Ema Bakery&Catering’in sahibi ve şefi Yaren Çarpar’ın. Uzun zamandır danışman şeflik de yapan Çarpar, LLULL için aile tariflerinden ve farklı bölgelerimizdeki tanıdık lezzetlerden modern, doyurucu bir menü çıkarmış. Günün her saati her içkiye eşlik edecek bir şey bulmak mümkün.
Sahanda soğan salatalı, cevizli ciğer, pide üzerinde gelen salata ve uykuluk mest eden iki sakatat. Tahinli muhammara şefin aile tarifi, kaşık kaşık yediriyor. Fasulyeden leblebili favanın üzerinde rakıda dinlenmiş üzüm dilimleri var. Narenciyeyle eşleştirdiği pancar, damağı tazeleyen mis gibi bir kış salatası... Yağ çekmemiş, diriliğini korumuş kalamar, bölgenin iyi deniz ürünü avantajını güzel kullanıyor. Ana yemeklerde bademli ılık humus üzerinde gelen cevizli köfte günlerce yeseniz bıkmayacağınız bir anne yemeğinin şef versiyonu gibi. Tatlılarda favorimse limonlu muhallebiyle sundukları vişneli ekmek tatlısı. Hem hafif hem de tüm damağı saran müthiş bir tat dengesinde.
Merkezde balık-mezenin yıllardır değişmeyen ve lezzet çıtasını düşürmeyen adresi Yengeçteyiz. Yemyeşil koya bakan, denize sıfır konumdaki Yengeçteyiz’in oturma düzeni çok ferah, koltukları rahat. Yılların tecrübesiyle hazırladıkları meze ve balıkların hepsi taze. Daha önemlisi servisleri çok kibar ve ilgili. Enginarla yaptıkları tekmil favayı denemeden kalkmamak lazım. Levrek simit bana hitap eden bir lezzet olmamasına rağmen burada çok severek yedim. Çünkü simidi de yanındaki taratoru da tam kıvamındaydı. Balık sevmeyene bile yedireceğinden emin olduğum seçenekse granyözle yaptıkları balık şaşlık.
İki kadın girişimcinin hayata geçirdiği Lakerda da yerellerin gittiği daha minik çaplı, günlük klasik mezeler çıkaran bir mekân. Burada bazı akşamlar canlı fasıl da oluyor.
Merkezinde çeşidi bol bir balık pazarının olması bile Fethiye’yi sevdirmeye yeter. Balığınızı, kalamarınızı, mevsiminde mavi yengeci seçip pişirtebiliyor, etrafa atılan restoran masalarında keyfini çıkarabiliyorsunuz. Seçenek çok ama en bilineni Hilmi Restaurant. Üzerine mis gibi bir lokum tatmak için Servet Şekerleme’nin dükkânı var. Mandalina, karadut, nar, çilek kurusu gibi meyvelerle yaptıkları lokumlar, bir de içi çikolata dolgulu olanlar leziz.
Hafta sonu Fethiye’deyseniz hemen herkese rastlayacağınız yer Kayaköy. Merkeze oldukça yakın. Onları buraya çeken iki cazibeden ilki antik dönemde Karmylassos olarak bilinen köyün yamacına kurulu güzelim Rum evleri. Mübadele sonrası boşalan evleri, girişteki kiliseyi ve kısa bir tırmanışla zirvedeki şapeli mutlaka görmek lazım. Muhteşem bir aurası ve manzarası var. İkinci cazibe, keşke her şehirde olsa dedirten salaş müdavim mekânı Cin Bal. Farkı, iyi et seçip iyi işleyebilmesi. Bölgede görece iyi et hâlâ var ama işleyen pek yok çünkü. Lokum, pirzola, sucuk gibi çeşitlerden seçiyorsunuz. Ateş yanan geniş bahçedeki masanıza mangalla birlikte servis ediliyor. Genelde öğle saatleri gelinip tüm gün süren pişir ye sohbetinin tadı da damakta kalıyor.
Üzerinde rakıda dinlenmiş üzüm dilimleri ve leblebiyle gelen fasulye fava şefin imza mezelerinden...