Güncelleme Tarihi:
Sağlıklı yaşamak, bağışıklığı güçlendirmek, iyi hissetmek, uykumuzun kalitesini arttırmak ve enerjimizi yükseltmek, kimi zaman da boğaz ağrısı, hazım veya gaz-şişkinlik gibi sorunlardan kurtulmak için şifalı bitki çaylarından yardım alıyoruz.
Çay someliyesi yazarımız Ebru Erke, bitki çaylarını “Anadolu’dan Uzakdoğu ve Kuzey Avrupa’ya uzanan evrensel bir konu” olarak tarif ediyor, “Antep’in zahteri, Arapgir’in mor reyhanı, Isparta’nın gülü ve Nizip’in taze nanesi bu alandaki milli değerlerimizden sadece birkaçı...” diye ekliyor.
Beslenme ve diyet uzmanı Berrin Yiğit “Sağlık durumumuza ve mevsime uygun doğru seçimler yapmak önemli” diyor, fitoterapi uzmanı Dr. Metin Uyar’sa çayı nasıl hazırladığımızın önemli olduğunun altını çiziyor: “Tarçın gibi sert kabuklu malzemeler kullanacaksak çayı kaynatalım. Ama bitkilerin yapraklı kısımlarını kullanıyorsak aktif maddesinden de yararlanabilmek için demleme metodunu tercih edelim. Kapağı olan, porselen bir demlik bu iş için ideal.”
TAZE TAZE VE ŞEKERSİZ İÇİLMESİNİ ÖNERİYORUM
Fitoterapi uzmanı yazarımız Dr. Ecz. Metin Uyar
Çay demlerken hangi bitkiyi kullandığımız önemli. Tarçın gibi sert kabuklu malzemeleri kaynatmayı tercih edelim. Ama yapraklı kısımlar kullanıyorsak aktif maddesinden de yararlanabilmek için çayı demleyelim. Örneğin, kışın en çok tercih edilenlerden adaçayı 5-10 dakika, ıhlamursa 15 dakika demlenebilir. Yeşil çayın yapraklarını kullanacaksak onu 3-5 dakika demlemek yeterli. Sağlığımıza faydalı olması için bitkilerin barındırdıkları etken maddeleri kaybetmemek gerek. Bunun için de hem demleme süresi hem de demliğin ağzının kapalı olması önemli bir konu. Ağzı açık bir şekilde uzun zaman kaynatırsak uçucu aktif maddeler buharlaşarak kaybolabilir. Ayrıca çok yüksek sıcaklıklar da aktif bileşenlerin etkisinin bozulmasına sebep olur. Kapağı olan porselen bir demlikte, kaynama noktasının altında (80-100 derece arasında değişir) bir suyla birlikte demlemek, en doğru yöntem olacaktır.
Tansiyon ve şeker gibi kronik hastalıkları olanların ‘Doğaldır, zararsızdır’ gibi düşüncelere kapılıp fazla miktarda bitki çayı tüketmekten kaçınması lazım. Mesela adaçayı veya yeşil çay tansiyonu tetikleyebilir; doktor kontrolünde içilmesini öneririm.
Adaçayı ağız ve boğaz iltihaplarında etkili.
2 gram adaçayını sıcak suyun içinde 5-10 dakika demleyip günde 2-3 defa içebilirsiniz.
Aynı çay soğutulduğunda gargara da yapılabilir.
2 gram ıhlamur, 15 dakika demlenip öksürüğü hafifletmekte kullanılabilir. Soğuk algınlığı şikâyetlerini hafifletici ve balgam söktürücü etkileri de olan ıhlamur çayını, adaçayıyla birlikte içmek soğuk algınlığına karşı koruyuculuğu arttırır.
Yeşil çaysa güçlü bir antioksidan kaynağı; kansere karşı da koruyucu etkisi var. İçeriğindeki ‘epigallokateşin gallat’ ve kafein sayesinde yağ yakımına da yardımcı olur. 2-2.5 gram yeşil çay yaprağını 3-5 dakika demleyip içebilirsiniz. Tabii yine kronik rahatsızlığı olanların ve hamilelerin tüm bu çayları doktor kontrolünde kullanmaları gerek.
Bitki çaylarını boş mideye içmek sağlık etkilerini çoğunlukla yükseltir. Sindirimi kolaylaştırmak için tercih ediyorsak da yemekten hemen sonra içilebilir. Ani kan şekeri yükselmelerinin önüne geçmek için hazırlanan bir bitki çayını yemekten yarım saat önce tüketebiliriz. İçeriği ne olursa olsun taze ve şekersiz içmenizi tavsiye ederim.
ZAMANLAMA ÇOK ÖNEMLİ
Beslenme ve diyet uzmanı yazarımız Berrin Yiğit
Gazlı içeceklerden, katkı maddeli seçeneklerden ve gereksiz kalorilerden uzak durmaya çalışırken, bitki çayları iyi bir alternatif. Günlük en az 2 litre su hedefimize ilave olarak her mevsim en az 2 kupa da bitki çayı içmeyi, zayıflama hedefi koyanlarınsa 4 bardağa kadar çıkmasını öneriyorum.
Tüketirken zamanlama da çok önemli. Gün içinde enerjimizi yükseltip metabolizmaya destek veren beyaz çay, yeşil çay, mate, sencha (bir çeşit Japon yeşil çayı), rooibos çok güzel çeşitler. Bunlar zindeliğimizi, konsantrasyon gücümüzü arttırır, iştahımızı kontrol altına almamıza yardımcı olur. İçlerine özellikle kışın taze zencefil, taze zerdeçal, tarçın kabuğu, karanfil, kakule gibi baharat çeşitlerinin eklenmesini öneririm. Akşamüstünden sonraysa metabolizmayı dinginleştirip rahatlatacak çaylara geçmek gerekiyor. Akşam yemeği üzerine rezene, ıhlamur, melisa, papatya, kuşburnu gibi sindirime dost çayları tercih edebiliriz. Gece atıştırma huyu olanlar yarım litrelik demlik içerisine biraz ıhlamur, kuşburnu, 1-2 dilim meyve, taze nane ve biraz da bal ekleyebilir. Sindirim için olduğu kadar kaliteli ve derin bir uyku için de faydalıdır.
Örneğin, kışın hatmi çiçeği, özellikle kuşburnu, birkaç dilim ayva ve ıhlamurla birlikte demlendiğinde oldukça rahatlatıcıdır. Ancak tüm bu çay çeşitlerini kişinin kendi rahatsızlıklarını gözeterek tüketmesi gerek. Özellikle tansiyon ve şekeri düşen kişilerin tarçınlı veya limonlu çaylara yönelmemesi lazım.
Bitki çayı alışkanlığının devamlılığını sağlamak için işe önce sevdiğimiz tatlarla başlamakta fayda var. Aromasından hoşlanmadığımız bitkiler bizi soğutabilir.
Düzenli sıvı alma alışkanlığınız yoksa, bitki çayları bu alışkanlığı kazanmanız konusunda size destek olur. Özellikle yaz aylarında soğuk suyla demleyip içine buz ekledikten sonra taze nane ve fesleğenle yemek eşlikçisi olarak da içebilirsiniz.
BERRİN YİĞİT’TEN ÇAY TARİFLERİ
KIŞ ÇAYI
(3 bardak için)
NE LAZIM?
1 litre su
1/4 kırmızı elma (dilimlenmiş)
1 dilim portakal (halka şeklinde)
1 avuç ıhlamur 1/2 çubuk tarçın
1 yemek kaşığı mate
1 yemek kaşığı yeşil çay
NASIL YAPARIM?
Suya elma ve portakal dilimleri, ıhlamur ve tarçını ekleyip kaynamaya bırakın. Kaynayınca 2 dakika bekleyin ve altını kapatın. İçine mate ve yeşil çayı ekleyip 5 dakika demleyin. Tüm malzemeleri süzüp servis yapın.
DİRENÇ ÇAYI
(3 bardak için)
NE LAZIM?
1 litre su
1/4 ayva (çekirdekleriyle birlikte)
3 karanfil
1 parça taze zencefil veya zerdeçal
1 tutam hatmi çiçeği
1 yemek kaşığı papatya
1 çay kaşığı hakiki bal
NASIL YAPARIM?
Bir demlik içine aldığınız sıcak suya bal dışındaki tüm malzemeleri ekleyin ve 5-7 dakika demleyin. Ardından süzün ve balı ekleyip karıştırın.
ZENCEFİL ÇAYI
(3 bardak için)
NE LAZIM?
1 fincan su
1 parça taze zencefil
(3-4 cm büyüklüğünde) 1 çay kaşığı hakiki bal 1/2 limon
NASIL YAPARIM?
Kabuğunu soyduğunuz taze zencefili rendeleyin ve bardağa alın. Üzerine kaynar suyu döküp bekletin. Su ılınınca balı ekleyin ve yarım limonu sıkıp karıştırın. Çayı içtikten sonra zencefilleri de yiyin.
ÜLKEMİZ ŞİFALI BİTKİLERLE DOLU
Çay someliyesi ve gastronomi yazarımız Ebru Erke
Her ülke, topraklarında yetişen malzeme çeşitliliği doğrultusunda kendi bitki çayı alışkanlıklarını geliştirmiş. Dünyadan örnekleri incelediğimizde ‘masala’ çayının Hint mutfağının vazgeçilmezi olduğunu görüyoruz.
19’uncu yüzyılın sonlarına doğru masala’larını şeker ve sütlü çayla birleştirip dünyaya mal etmeyi başarmışlar. Hindistan’ın kuzeyinde karabiber çok yetiştiği için bol karabiberlisi, güneyinde tarçın ve karanfilin baskın olduğu versiyonu yapılıyor. Gastronomi sahnesinde önemli bir yere sahip Danimarka’nın üst düzey restoranlarında bitkiler, ayaklı bir servis tepsisi üzerinde geliyor. Limon otundan kekik ve fesleğene kadar sindirime yardımcı karışımları önünüzde taze taze hazırlıyorlar.
Türkiye’nin dört bir yanında yetişen ve çay karışımlarında kullanılan şifalı bitkilerimizin her biri çok kıymetli. Dağ kekiği olarak da bilinen zahter, Anadolu’nun orta ve güney kesimlerinde sıcak suyla demlenip özellikle yemek sonrası hazmı kolaylaştırması için sunuluyor. Gribe karşı vücut direncini arttırıp solunum yolunu yumuşattığı da söyleniyor. Malatya Arapgir, mor reyhandan şifa buluyor. Güçlü antioksidan özelliği olan bu coğrafi işaretli reyhan çeşidi, limon kabuğu ve yıldız anasonla birlikte kaynatılıp demlendikten sonra soğuk içiliyor.
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bilinen en nadide gül çeşitlerinden Isparta gülünün çayı da milli değerlerimizden. 1-2 tatlı kaşığı kuru gül yaprağını 1 fincan sıcak suyun içerisinde birkaç dakika demlemek yetiyor. Ağız kokusunu ortadan kaldırdığı, boğaz ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi geldiği de biliniyor.
Nane çayını en çok Faslılar tüketse de ülkemizde Nizip’te yetişen naneleri Bask mutfağının önde gelen şeflerinden Elena Arzak bile kullanıyor. Sıcak suda birkaç dakika demlenince hazmı kolaylaştırıyor. Burdur Göller Yöresi’nde yetişen rezenenin tohumlarını suda kaynatınca mide sorunlarına iyi geliyor ama uzun süreli ve sürekli kullanımı önerilmiyor.
RİOBA’DAN 19 FARKLI ÇAY
Sağlıklı yaşam ve beslenme trendleriyle birlikte bitki bazlı, organik, şekersiz, glütensiz ve bol vitaminli ürünler, tüketim tercihlerimizde önem kazanmaya başladı. Metro Türkiye bu bilinçle kendi çay markası Rioba çatısı altında 2’si kış çayı olmak üzere 19 farklı çay çeşidinden oluşan bir ürün yelpazesi sunuyor. Seçenekler arasında karamelize elma ve hindiba köklü kış çayıyla kakao, tarçın ve portakal içerikli çeşitler de var.
Siyah çay, portakal, bergamot, nergis çiçekleriyle harmanlanan Rioba ‘Lord Grey’ öne çıkan bir diğer çeşit. Rioba ‘Lady Grey’deyse siyah çay, portakal, bergamot, limon ve kırmızı aspir çiçekleri harmanı var. İçlerinde kış meyvelerinin vitaminlerini de barındırıyorlar.
Metro Türkiye’nin özel bir beyaz çay seçkisi de var. Çin’den gelen beyaz çay yapraklarının kırmızı tropik meyveler ve gül yapraklarıyla harmanlandığı ‘Beyaz Çay Kırmızı Meyveler & Gül’ ve kakao kabuklarını da içeren ‘Riboa Beyaz Çay Beyaz Çikolata’,
hem soğuk hem sıcak tüketime uygun çeşitler. Çin’in Fijuan bölgesinde büyük bir titizlikle ve tek tek elle toplanan genç çay filizlerinden hazırlanan ‘Rioba İlk Sürgün Beyaz Çay’ açık renkte, aromatik ve floral karakteristik özelliğe sahip. ‘Rioba Guarana-Ginseng Beyaz Çay’ ise içeriğindeki hurma ve turunç meyveleriyle dinç hissetmeye yardımcı oluyor.
Metro Türkiye, Rioba markası altında şeftali ve portakal çiçekli oolong çayı, zencefil ve ayvalı yeşil çay, mango ve çiçekli yeşil çay, oolong milky çayı, kakao ve vanilyalı rooibos çayı, lime mate çayı ve klasik İngiliz çayı gibi farklı zevklere hitap edebilecek birçok farklı seçenek de sunuyor.