Güncelleme Tarihi:
Son dönemlerde ekonomik sıkıntıların hepimize uğradığı kesin. Birçoğumuz bazen lükslerimizden bazen de maalesef keyfimizden feragat etmek zorunda kalabiliyoruz. Sevdiğimizle, dostumuzla bir fincan kahve içmenin, yanında bir şeyler atıştırdığımızda 250-300 liralık bir hesaba ulaştığı şu son dönemde evde kahve keyfimizi nasıl arttırabiliriz veya kendimizin baristası nasıl olabiliriz; birkaç ipucu verelim istedim.
Öncelikle üç tip kahveyi baz alarak alışkanlıklarımızı inceleyelim. Espresso, filtre kahve ve Türk kahvesi... Espresso için bir makineye sahip olmak zorundasınız ve fiyatlarına şöyle bir baktığımızda işinizi görecek makineler 5 bin liradan başlayıp 100 bin liraya (şaka değil) kadar gidebiliyor. Bu aşamada kapsül kahve makinesini tercih edebilirsiniz. Ortalama 1.000 liraya alacağınız bir makineyle birçok markanın birçok kahve harmanını evinizde yudumlayabilirsiniz.
Ama bana sorarsanız evdeki kahve keyfinizi arttıracak en önemli iki kahve filtre kahve ve Türk kahvesi. Türk kahvesi için cezve doğru bir tercih ama bütçenizi biraz arttırarak makinelerle de yapabilirsiniz. Pek çok makine ulaşılabilir fiyatta... Dilediğinizi alabilirsiniz çünkü burada önemli olan kahvenin niteliği...
Birçok markanın kahvelerini denemenizi öneririm ama paketli ürünlerle sınırlı kalmayın; taze kavurma yapan butik kahvecilere de gidin; ufak gramajlarla alıp farklı ülkelerin kahve seçenekleriniyle damağınızı zenginleştirin, en sevdiğinizi bulun. Ben Kolombiya ve Brezilya kahvelerinin karışımını çok beğeniyorum mesela... Honduras da Türk kahvesine yakışan bir lezzet sunuyor bence bize... Böylelikle Türk kahvesinden gurme tatları yakalayabilirsiniz.
Filtre kâğıdını ıslatın
Peki, filtre kahve için ne yapalım? Cam potlu standart makineler işinizi görür ama ben size daha uygun fiyatlı V60 Dripper’ı önereceğim. Herhangi bir alışveriş sitesinden alabileceğiniz bu ürün, altı delik bir fincan gibi durur... 100 liraya satılanı bile var. French press fiyatına çok daha iyi sonuçlar elde edebileceğiniz sihirli bir ekipman bence bu. V60 Dripper’ı kupanızın üstüne koyuyorsunuz. İçine ıslattığınız filtre kâğıdını yerleştirin, sonra 20 gram kahve ekliyorsunuz, sonra yavaş yavaş sıcak suyu kahvenin üzerine döküyorsunuz. 20 gram (yaklaşık 2 yemek kaşığı) kahve için 340 ml su, 1 kupa için yeterli. Karşınıza çıkan lezzete inanamayacaksınız. Pürüzsüz, kadife gibi bir kahve, içtikten sonra yutakta kalan leziz aroması... Kahveyi en doğru şekilde demleyen ekipman diyebilirim. Burada tabii ki seçeceğiniz kahve de çok önemli. Taze kavrulmuş butik kahvelerde aroma ve lezzet çok daha zengin. Guatemala, Kolombiya, Kosta Rika gibi çikolata, fındık, ceviz ve meyvemsi lezzetlerin olduğu kahveler benim birinci tercihim.
Yaza girdiğimiz şu günlerde “V60’la soğuk kahve nasıl yaparız” derseniz de kupaya bol buz ekleyip (6-7 küp buzu öneririm) üzerlerine damlayan demlenmiş kahveyle soğuk bir içecek hazırlayabilirsiniz.
Dilerseniz bir diğer tercih olarak moka pot da evinizde kahve demleyebileceğiniz, basit bir ekipman... Ortalama 300-400 liraya satın alacağınız bu ürünle espresso ve filtre kahvenin tam ortasında bir içecek hazırlayabilirsiniz. Moka pot İtalyanların vazgeçilmezi, Türkiye’de yeni yeni gündeme gelmeye başladı. Kahvenizi haznesine ekleyip ocağa koyuyorsunuz, yaklaşık 2 dakika sonra demlenmiş kahve üst haznede hazır! Yoğun ve güçlü kahve sevenler moka pot’u edinmeli.
Evinizde az maliyetli ama gurme kahveler hazırlamak
o kadar da zor değil. Aeropress, French press... Hepsinin uygun fiyatlısını bulmak mümkün, illa pahalı makinelere gerek yok. Kahvenizi doğru seçtiğinizde lezzet aralığı profesyonellerden farklı olmayacak. Dışarıda
2 fincan kahveye vereceğiniz parayla bu ürünleri satın alabilirsiniz. Bunları anlatırken dışarıda kahve içmeyin mi diyorum? Tabii ki hayır! Profesyonel ellerden çıkmış bir kahveyi içmenin ve sosyalleşmenin verdiği
his de elbette hepimizin ihtiyacı...