Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda özellikle kilo vermek isteyen ya da vücudundaki ödem ve şişkinlikten şikâyet edenlerin başvurduğu ilk yöntem glüten içeren besinleri yeme düzeninden çıkarmak oluyor. Oysa uzmanlar aslında sadece glütene karşı hassasiyeti olanların ve çölyak hastalarının kaçınması gerektiğini anlatıyor. Belki de çoğumuz adını sık duyduğumuz glütenin aslında sağlığımız için ne ifade ettiğini de tam olarak bilmiyoruz. Artık restoran menülerinde ya da market raflarında glütensiz gıda seçenekleri de çoğalırken neye göre bu tercihi yapmak gerektiğini de doğru anlamak gerekiyor. Arpa, buğday, çavdar gibi tahıllarda bulunan glüten, ekmek ve simit gibi unlu mamullerde kullanılan hamurun ağ benzeri yapısını oluşturan ve hamura elastikiyet kazandıran bir protein grubu anlamına geliyor.
Yazarımız, iç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya “Son yıllarda ülkemizde kime elimizi çarpsak glüten hassasiyeti olduğundan bahsediyor” diye anlatıyor. Kilo sorunumuzun kaynağının glütenmiş gibi yansıtılmasını ve günah keçisi ilan edilmesini yanlış bulduğunu ekliyor: “Özellikle sosyal medyada ve pek çok yerde glüteni hayatımızdan çıkarmaya ve glütensiz tarifler yapmaya teşvik eden pek çok bilgi kirliliği var. Obezitenin nedeni glüten intoleransı değildir. Kilo almanın sebebi de glüten değil. İçerisinde makro ve mikro besin öğeleri olan buğday, arpa, çavdar gibi çok kıymetli yiyecekler hücrelerimizi ve damarlarımızı da koruyor. Bu nedenle konuya bilinçli yaklaşmak önemli.”
NELERE DİKKAT ETMEK GEREK?
Test yaptırarak uzmanlardan görüş almak, glütenle ilgili bir sorunumuz varsa bunu teşhisle anlamak çok önemli. Dr. Ayça Kaya “Bir besini tamamen hayatınızdan çıkaracaksanız bunun bilimsel tanısının konulduğundan emin olmak gerekiyor. Bu konuyla alakalı yaklaşık 200 bin kişi üzerinde yapılmış bir araştırmada katılımcılar glütensiz beslenmiş ve 15 yıl boyunca takip edilmiş. Bu hastalarda glütenli beslenenlere göre kalp damar hastalığı riskinin biraz daha yüksek olduğu ortaya çıkmış. Hekimlerimiz tarafından onaylanmış teşhisler doğrultusunda hayatımızı yönlendirmeliyiz. Çok uzun yıllar bu yiyecekleri tüketmediğimizde beslenme eksikliği de bir noktada karşımıza çıkabilir” diye anlatıyor.
Eğer glütensiz beslenmesi gereken biriysek hangi besinlerde glüten olup hangilerinde olmadığını anlamak da bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. Örneğin pirinç, soya, patates, karabuğday, maş fasulyesi, kinoa, nohut, bezelye, mercimek, fasulye ve barbunya gibi tahıllar ve bakliyat çeşitlerinde glüten yok. Bu besinleri glüten hassasiyeti ve çölyak hastalığı teşhisi konanlar rahatlıkla tüketebiliyor. Hindistan cevizi unu, badem unu, fındık unu, esmer ve beyaz pirinç unu, mısır unu, kestane unu, patates unu, karabuğday unu da tercih edilebiliyor. Buğday, arpa, çavdar, kuskus, bulgur, irmik, makarna, şehriye, simit, kraker, kahvaltılık gevrek, müsli ve yulaf ezmesi çeşitleriyse glüten içerir. Tahıl çeşitlerinden yapılan kek, pasta ve poğaça gibi hamurişleri, galeta ununa batırılmış balık veya et çeşitleri, pane edilmiş veya unlanmış sebze ve et yemeklerinden de kaçınmak gerekli.
Dr. Ayça Kaya “Yemek ve salatalar için kullanılan bazı hazır soslar, mısır gevrekli çikolata, bira, arpa ve malt içerikli bütün içecekler glüten içereceği için de tüketiminden kaçınılmalı. Her ne kadar yulafın içerisinde glüten olmasa da üretim aşamasında yulaf elde edilirken buğday ya da arpadan çapraz bulaşma yöntemiyle karşılaşma riski olabileceği için yulaf tüketildiğinde bir miktar glüten hassasiyeti görülebilir. Bu yüzden güvendiğimiz markalardan ve etiketleri doğru okuyarak satın almak gerekir” diye anlatıyor.
FARKLI SOSLAR DENEYİN
Hepimizin çok sevdiği, mutfağından eksik etmediği lezzetlerin glütensiz alternatiflerinin de olması bu tip beslenmek zorunda olanlar için değerli.
Makarna gibi pratik kurtarıcıların güvenilir markalar tarafından üretilmesi, kolay ulaşılması da son derece önemli. Metro Türkiye, herkes için sağlıklı beslenme anlayışı doğrultusunda, alternatif beslenme şekillerine yönelik ürün çeşitliliğini bu doğrultuda arttırıyor. Ürün gamında organik, vegan, vejetaryen, katkısız, glütensiz ve bitki bazlı seçeneklerden sonra şimdi de Metro Chef glütensiz makarna çeşitlerine yer veriyor.
Mısır ve pirinç unuyla hazırlanan glütensiz makarna çeşitlerinin spagetti, fusulli ve penne rigate seçenekleri var. Glütensiz makarna çeşitlerini diğer makarna ürünlerine benzer şekilde kaynar suya tuz ekledikten sonra 8-10 dakika pişirmek yeterli. ‘Sosu olmadan makarna eksik kalır’ diyenlerdenseniz Metro Chef soslarla makarnanızı daha lezzetli hale getirebilir, glütensiz ve vegan Metro Chef Veggie Pesto sosu da deneyebilirsiniz.
GASTRONOMETRO ŞEFLERİNDEN YEŞİL MERCİMEKLİ BOLONEZ SOSLA GLÜTENSİZ MAKARNA (2-4 KİŞİLİK)
NE LAZIM?
* 500 gr glütensiz makarna
* 1 lt sebze suyu
* 30 ml zeytinyağı
* 30 gr soğan
* 5 gr sarımsak
* 100 gr havuç
* 300 gr patates
* 100 gr domates
* 200 gr kültür mantarı
* 150 gr yeşil mercimek
* 30 gr domates salçası
* 20 gr maydanoz
* 2 gr tuz
* Kimyon
* 1 gr kırmızı biber
Sebze suyu için
* 1,5 lt su
* 100 gr havuç
* 100 gr soğan
* 50 gr arpacık soğanı
* 50 gr kereviz sapı
* 50 gr pırasa
* 15 ml ayçiçeğiyağı
* 5 gr karabiber
Baharat buketi için
* 10 gr maydanoz sapı
* 10 gr kereviz sapı
* 4 gr taze kekik
* 1 defneyaprağı
* 50 gr pırasa
Bu sayfa sponsorlu sayfadır.