Gezi İstanbul’da ikinci bahar
Güncelleme Tarihi:
Atatürk Kültür Merkezi’nin açılmasıyla birlikte Gezi İstanbul eski kalabalık günlerine geri döndü. Portakallı-bademli pastası ve el yapımı çikolatalarıyla sanatsever misafirlerini ağırlarken kentin hafızası olmaya da devam ediyor.
Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) Londra Filarmoni Orkestrası’nı izlemek için Taksim’deyiz. Konserin başlamasına bir saat var. Hemen yanındaki Gezi İstanbul’a gidiyoruz. Ne de olsa bir klasik... Nefis pastaların, iştah açan çikolataların önünden geçip boş bulduğumuz masaya oturuyoruz. İçerisi tıklım tıklım. Garsonlar siparişlere güçlükle yetişiyor ama kimse halinden şikâyetçi değil. “AKM açıldığından beri böyleyiz” diyorlar.
Cumhuriyet’le yaşıt bir binanın iki katında hizmet veriyor Gezi İstanbul. Bir de meydana açılan terası var. Gezi Pastanesi olarak bilinen yeri, binasıyla birlikte 2000’de satın alan mimar Hakan Kıran, bir yıl süren restorasyonun ardından burayı Gezi İstanbul olarak tekrar hizmete açmıştı. Hakan Kıran ve içmimar eşi Tülin Kıran için Gezi İstanbul’un özel bir önemi var. Çünkü ikisi de aynı zamanda müzisyen. Hakan Kıran tenor, Tülin Kıran’sa hem çellist hem soprano.
AKM’nin 2009’da tadilata girmesine kadar sanatçıları ve sanatseverleriyle kültür merkezinin kulisi gibi görülüyordu Gezi İstanbul. Şimdilerde, kiminin mazisi 22 seneye dayanan tecrübeli personeliyle adeta ikinci baharını yaşıyor. Şık giyimli orta yaşlı çiftler, arkadaşlar, genç sevgililer yine kapısından içeri giriyor. Masalarda sanat konuşuluyor.
Lezzetleri de iddialı. Kendi üretimleri olan çikolatalarda katkı maddesi yok. Ekşi maya ekmekleri hem satılıyor hem de masaya servis ediliyor. Barista bölümünde, burada kavrulan organik kahve kullanılıyor.
Restoran menüsündeki klasiklerden pepper steak (120 lira) çok seviliyor. Et şnitzel (95 lira) incecik! Etli pazı sarma (60 lira), mantı (55 lira), Gezi köfte (75 lira) gibi Türk yemekleri de yine menüde... Vejetaryen seçenekler de var. Kestaneli, portakallı-bademli ve vişneli-çikolatalı pastalar menünün olmazsa olmazları. Zaten Hakan Kıran da menüye ekleme yaptıklarını ama klasiklere dokunmadıklarını anlatarak, “Sandalyenin bile yerini değiştirsek müdavimlerden tepki alıyoruz” diyor. Hayaliyse, Avrupa’daki operaların nasıl klasikleşmiş kafeleri varsa buranın da AKM’yle birlikte o şekilde anılması... Ayrıca genç sanatçılar için de bir platform olması... Yakında mekânda yeni isimlerin yapıtlarını sergileyecekleri bir galeri oluşturulacak. Genç müzisyenler burada müzik yapacak.
Özetle; Gezi İstanbul kent kültürüne katkı sunmaya devam edecek.