‘Gastronomi seyahati iyi bir restoranda yemekten ibaret değil!’
Güncelleme Tarihi:
Rehber Murat Yankı ve bağ ürünleri uzmanı Göknur Gündoğan, Türkiye’nin gastronomi turizmini güçlendiren üzüm bağlarını bir kitapta derledi: “Bağcılık ve şarap turizmini öne çıkarmak bize ekonomik olarak katkı da sağlar.”
Çoğumuz için tanıdık bir kelime değil önoturizm. Özetle ‘bağ ve şarap turizmi’ anlamına geliyor. Profesyonel rehber ve someliye Murat Yankı’yla bağ ürünleri uzmanı Göknur Gündoğan’ın yazdığı ‘Türkiye Önoturizm Rehberi’ (Alfa Yayınları) bağ ve şarap turizmi konusunda hizmet veren 50’den fazla tesisi içeren bir rehber.
Bu adresler, bulundukları bölgenin mutfağının korunmasını ve hakkıyla yansıtılmasını sağlıyor. Zaten Yankı da önoturizmin, bölgeyi ve yerel malzemeyi en iyi yansıtan seçeneklerden biri olduğunu söylüyor.
Kitapta bilgilerini bulabileceğiniz tesisler, şarap üretimi yapmalarının yanı sıra misafirlerine bölgeye özgü yerel ürünleri servis ederek bölge gastronomisine de katkıda bulunan yerler.
Yeme-içme üzerine yapılan seyahatler yüksek bir ekonomi potansiyeline de sahip. Ama Yankı şu an Türkiye’de gastronomi turizminin hak ettiği yerde olmadığı görüşünde: “İstanbul’da bir meyhanede yediklerinizle Datça’da yedikleriniz aynı olursa yemek için seyahatin bir anlamı kalmıyor. Gastronomi seyahati en iyi restoranlarda yemek değildir ki! Bir bölgeye ait özel ürünlerden yapılan tatları deneyimlemektir, yerelliğin gelişimidir.”
Yankı ve Gündoğan’ın kitapta verdiği bilgiye göre, Türkiye uluslararası turizm destinasyonları arasında, dünyada ilk 10’da. Ancak bağ rotaları, bu rotalar üzerinde kurulu tesisleri ve şarap kültürü küresel ölçekte henüz tanınmadığından, önoturistik bir alternatif gibi görülmüyor. Yankı “Oysa halihazırda tercih edilen bir turizm destinasyonu olarak, bağcılık ve şarap turizmini de öne çıkarmak, ekonomik olarak bize büyük katkısı olacak bir hamle...” diyor.
KİTAPTAN...
21’inci yüzyıl insanının tatil anlayışı da tüketim bilinciyle birlikte değişiyor, salgın sürecinin etkisiyle daha da değişecek. Yetişkin Disneyland’lerini andıran sahte Rus sarayları yerine, bölge coğrafyasının özelliklerini yansıtan mimari yapıların çatısı altında, yöreye özgü lezzetleri, iyi bir şefin yorumuyla, o çevrede yetişen bağların sunduğu kaliteli bir şarapla ve ‘sınırsız yeme-içme’ telaşı olmadan tatmak isteyen gezginlerin sayısı artıyor. İşte tam bu noktada, bağcılık ve şarap turizmi çevremize ve tatil anlayışımıza bakmanın yeni ve daha tutarlı bir şekli.