Güncelleme Tarihi:
Cumhuriyet’in ilanıyla artan milli kimlik ve kültür vurgusu, Türk yemek kültürüne de yansıdı: Yerel malzemelerin kullanımı ve yeni tariflerin yaratılması teşvik edildi. Geleneksel Türk mutfağıyla yerel mutfakların önemli bir yer tuttuğu Cumhuriyet döneminde, yabancı yemek kültürlerinin etkisiyle Türk mutfağında çeşitlilik de arttı. Önemli yemekler arasında kebaplar, dolmalar, köfteler, pilavlar, çorbalar, baklava, lokum, helva gibi tatlılar ile mezeler yerini korurken Türk kahvesi ve çayı da sosyal yaşantının vazgeçilmez unsurları haline geldi. 1923’ten günümüze Türk mutfağında birçok değişiklik ve yenilik yaşandı...
Modernleşme ve Batılılaşma: Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Batılı yaşam tarzları benimsendi. Bu bağlamda, alafranga mutfak unsurları Türk mutfağına girmeye başladı. Batı’nın yanı sıra Çin ve Ortadoğu mutfaklarından gelen tarifler, malzemeler ve pişirme teknikleri de Türk mutfağına entegre edildi. Makarna, pizza gibi hamurişleri ve yabancı yemek tarifleri, yerel mutfakla buluşarak çeşitliliği arttırdı.
Gastronomi eğitimi: Cumhuriyet döneminde, özellikle 1930’lu yıllarda gastronomi eğitimi önem kazandı ve çeşitli okullar açıldı. Bu durum, yemek pişirme tekniklerinin standartlaşmasının yanı sıra aşçılık mesleğinin daha saygın bir hale gelmesini de sağladı.
Pastane kültürü: Cumhuriyet döneminde Balkanlar’dan gelen göçmenler pastane kültürünü yaygınlaştırdı. Aynı dönemde, pastane ürünleri ve tatlı tarifleri yemek kitaplarında yer almaya başladı. Kadınlara yönelik enstitüler ve okullar aracılığıyla alafranga pastacılık teknikleri Türk mutfak kültürünün bir parçası haline geldi.
Restoran kültürü: Şehirleşmeyle bireylerin yemek yeme alışkanlıkları değişti. Restoranlar ve kafe kültürü yaygınlaştı, zengin ve çeşitli menüler sunan mekânlar açıldı. Ayrıca 1940’ların sonlarına doğru Anadolu’dan gelen göç dalgası, İstanbul’un yemek kültürünü etkiledi ve İstanbul mutfağı Güneydoğu Anadolu mutfağıyla etkileşime girdi. 1980’lerden itibaren küreselleşme etkisiyle fastfood zincirleri Türkiye’de yaygınlaştı.
Atatürk’ün sofraları: Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk için sofraların ayrı bir yeri olduğunu biliyoruz. Özellikle önemli devlet meselelerinin konuşulduğu bu sofralarda Atatürk’ün de çok sevdiği kuru fasulye ve pilav, karnıyarık, etli bamya, fava gibi geleneksel lezzetlerimize yer verilirmiş. Kuşkonmaz, Atatürk’ün en sevdiği sebzelerin başında gelir, değer verdiği konuklarına kuşkonmazlı menüler hazırlatırmış. Devlet erkânı ve yabancı ülkelerden temsilciler bu lezzetleri tadar, Türk mutfağının tatlarını keşfederlermiş.
Metro Türkiye, 1990’dan bu yana Türk mutfak kültürünü korumak için çalışıyor
Yeme-içme sektörünün en önemli iş ortaklarından Metro
Türkiye, yaklaşık 35 yıldır “Türk mutfağını değerleriyle birlikte koruma ve gelecek nesillere aktarma” misyonuyla çalışmalar yürütüyor. Yeme-içme sektörüne yarattığı değerle yıllardır bu topraklarda yetişen ürünlere sahip çıkıyor. Yerel üreticilere destek olurken, yerli ürünlerin sofralarda kullanılması ve eski reçetelerin unutulmaması için çalışmalar gerçekleştiriyor. Türk mutfağının geçmişten bugüne olan değişimi ve gelişimini yakından takip ediyor. Türkiye’nin ilk yemek kültürü dergisi Metro Gastro’yu okuyucularıyla buluşturuyor.
Coğrafi İşaretli Ürünler Projesi
Metro Türkiye ülkemizin lezzet haritasını oluşturmak ve eşsiz lezzetlerini kayıt altına alarak gelecek nesillere bırakacağımız kültür mirasını oluşturmak adına 2012 yılında ‘Coğrafi İşaretli Ürünler’ projesini hayata geçirdi. Özgün doğa koşullarında yetiştirilen coğrafi işaretli ürünlerin korunmasını, en doğru koşullarda üretilmesini, ulusal ve küresel çapta tanıtılmasını, mutfaklarda kullanımın arttırılmasını, dolayısıyla yerel üreticiye ve ülke ekonomisine katma değer yaratılmasını sağlamayı amaçladı. Günümüzde Yamula patlıcanından Karacadağ pirincine, Finike portakalından Taşköprü sarımsağına kadar sezonuna bağlı olarak 200’den fazla gıda ve gıda dışı coğrafi işaret tescilli ve aday ürün, Metro Türkiye raflarında sunuluyor.
Yerelin İzinde Projesi
Coğrafi işaret tescilli ya da buna aday olabilecek ürünlerin yaşayabilmesi için öncelikle mutfaklarda kullanımının arttırılması şart. Bunun için Metro Türkiye, restoranların, coğrafi işaret tescilli ürünleri menülerine taşımasını destekliyor. Bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla 2022 yılında başladığı Yerelin İzinde Projesi’yle, coğrafi işaret tescilli ve aday ürünlerle hazırlanan, kaybolmaya yüz tutmuş yerel tariflerin geleneksel ve modern yorumlarıyla şefler nezdinde bilinirliğinin sağlanmasını ve böylece bu ürünlerin sofralara yeniden girmesini hedefliyor.
Sponsorlu içeriktir.