Güncelleme Tarihi:
Özlediğimiz balıklar artık taze taze sofralarımıza geliyor çünkü 15 Nisan’da başlayan av yasağı 1 Eylül’de sona erdi. Şimdi mevsimiyken bol bol balık yemekte fayda var. Balığın sağlığımız açısından faydaları saymakla bitmiyor. Bağışıklık sistemini koruyor, hücreleri onarıyor, kemik sağlığına katkı sağlıyor ve depresyonun etkilerini yok ediyor. Balık çeşitliliği açısından zengin bir ülkeyiz. Üç yanı denizlerle çevrili Türkiye’de de en çok çipura, levrek, hamsi, palamut, kalkan, sardalya, uskumru, mercan, lüfer ve somon türleri var.
İç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya “Balık fosfor, iyot, kalsiyum ve flor açısından oldukça zengindir. A, B ve D vitaminlerini içerir. Özellikle flor, fosfor ve D vitamini çocukların kemik, diş gelişiminde ve iskelet sağlamlığında çok etkilidir. Ayrıca optimal vücut ve beyin fonksiyonu açısından önemli olan ve birçok hastalık riskini azaltabilen omega-3 yağ asitlerinden de balıkta bolca bulunur. Haftada iki gün balık yemek, içerisindeki omega-3 ve omega-6 yağ asitleri sayesinde kolesterol seviyesinin azalmasına, kalp-damar sağlığının korunmasına yardımcı olur. Özellikle somon, uskumru, ton balığı, alabalık ve hamsi gibi balıklar omega-3 yağ asitleri bakımından zengindir” diyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) araştırmalarına göre insanların yüzde 60’ı kalp ve damar hastalıklarından ölüyor. Kaya bununla ilgili de şunları söylüyor: “Yapılan araştırmalarda Japonya, İzlanda ve Norveç gibi haftada en az bir defa balık yiyen toplumlarda kalp-damar hastalıkları, diğer topluluklara göre yüzde 50 daha az görülüyor. Bu sebeple haftada bir ya da iki kez balık yemenin hem kalbi korumada hem de yükselen kolesterol değerlerini ideal aralığa indirmede çok büyük etkisi var. Çocuklarımızın vücut gelişimine katkı sağladığı için de haftada bir veya iki kez onların da mutlaka balık yemelerini sağlamalıyız.”
‘YANINDA BOL ROKA...’
Kendi mutfağımızda balık pişirirken besin değerini korumak çok önemli. Dr. Ayça Kaya kendi mutfağından ipuçları paylaşıyor: “Evde balık pişirirken kızartma yerine fırında buğulama veya yağsız ızgara tercih ediyorum. Böylece hem balığın besin değerini korumuş hem de kalori alımını dengelemiş oluyorum. Ayrıca balığımın yanında bol rokalı ve yeşil yapraklı sebzelerden zengin bir salata yiyorum. Fırında yaptığım balığı limon, soğan, defne yaprağı ve baharatla zenginleştirerek hem lezzetini hem besin kalitesini arttırıyorum.”
AĞDAN TABAĞA, GÜVENLE...
Balık sezonunun 1 Eylül itibariyle açılmasıyla birlikte kaliteli, taze ve güvenilir balık çeşitleri, Metro Türkiye tezgâhlarında hem profesyonel müşteriler hem de son tüketicilerle buluşmaya başladı. Türkiye’nin her yerinde tekneler ve kooperatiflerle işbirliği yaparak balığı kaynağından temin eden Metro Türkiye, böylece ürünü yerinde, özenle kendisi seçiyor. Gıda analizlerinden geçmeyen hiçbir ürünü mağazalarında kesinlikle bulundurmuyor. Sunduğu izlenebilirlik çözümleriyse balıkseverleri tabaklarında ne olduğu, nerede, ne zaman ve kim tarafından avlandığı ve içeriği konusunda bilgilendiriyor.
Sezon palamutla başladı. Sofralar palamuttan sonra sardalya ve lüferle şenlenecek. Yasal boy ve üreme limiti yasaklarına uygun kriterlerde avlanan balıkları tezgâhlara taşıyan Metro Türkiye hamsi, palamut, barbun, tekir, istavrit, dülger, sardalya, lüfer gibi çeşitlerin yanı sıra istiridye, midye, akivades, ahtapot, kalamar, karides, ıstakoz, sübye, langustin, yengeç gibi 100’den fazla çeşitte deniz ürününü müşterilerine sunuyor.
SEÇERKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
- Çevresel etkilere karşı hassas bir gıda ürünü olması nedeniyle soğuk zincir, düzenli buzlama ve hijyen koşulları sağlanan, gıda güvenliğinden emin olduğumuz yerlerden balık almalıyız.
- Mat, bulanık ve içeri çökük gözler, balığın tazeliğini kaybettiğini gösterir. Parlak ve dışa doğru bombeli gözler, canlı renkler ve hafif deniz kokusu balığın taze olduğunun işaretidir.
- Balığın solungaçları temiz ve parlak olmalı. Pullu balıkların pulları tazeyken vücuda sıkıca yapışıktır. Pulsuz balıklarda balığın derisi gergin ve parlaktır.
- Yetiştiği suyun ekosisteminden etkilenen balıklarda cıva, kurşun, kadmiyum gibi ağır metallerin insan sağlığına zarar vermeyecek seviyede olması, parazit gibi zararlılar içermemesi gerekir. Güvenli alışveriş adreslerini seçmeliyiz.
- Denizlerdeki balıkları gelecek nesillere de aktarabilmek amacıyla avcılık, yasal boy limitleri ve üreme boy limitleri uygun; hangi denizlerden, hangi balıkçı tarafından, ne zaman avlandığı bilinen, izlenebilir balıkları almalıyız.
DR. AYÇA KAYA’DAN FİRINDA SOSLU LEVREK (4 KİŞİLİK)
NE LAZIM?
- 1,5 kg levrek
Sos için
- Yarım çay bardağı zeytinyağı
- 1 adet büyük boy soğan
- 4-5 adet kırmızı biber
- 4-5 adet yeşil biber
- 1 adet domates
- 1 yemek kaşığı salça
- Tuz (damak zevkinize göre)
- 1 çay bardağı su
NASIL YAPARIM?
- Genişçe bir tavanın içine yağı koyup ocağın altını açın.
- Soğanı yemeklik doğrayarak tavaya alın.
- İri iri doğradığınız kırmızı ve yeşil biberleri ekleyin.
- Domateslerin kabuğunu soyup doğrayın, tavaya ilave edin.
- Domates salçasını da ekleyerek tüm malzemeleri kavurun.
- Son olarak tuzunu ve suyunu koyup sosu kaynamaya bırakın.
- 1-2 dakika kaynayan sosu ocaktan alın ve fırın kabına boşaltın.
- Balıkları sosa batırarak fırın kabına yerleştirin. 200 derecede üzerleri kızarana kadar pişirin. Sonra servis edebilirsiniz, afiyet olsun.
*Bu sayfa sponsorludur.