Güncelleme Tarihi:
Reşitpaşa’daki sakin sokağında ilerlerken karşınıza çıktığı anda içeriye adımınızı atmak isteyeceğiniz samimilikte bir mekân Âdâb Eski Usul Meyhane... Tabelasında yazan ‘eski usul’ lafını da hakkıyla karşılıyor. Ahşap detayları, bembeyaz masa örtüleri, fonda çalan hafif müziği, duvarlarındaki incelikle toparlanmış fotoğraflar ve derin muhabbete dalmış insanlarıyla ruha iyi gelen bir atmosfer yaratılmış. Mekânın sahibi Metin Karaoğlu da “Eski usulde meyhane konsepti yapmak istedik. Yeni nesiller gibi bangır bangır müzik çalmasın, aksine tatlı bir sohbet ortamı yaratalım ve gelen eş dost sohbet etsin istedik” sözleriyle anlattı konsept yaratma süreçlerini. Pandemi öncesinde Metin Bey’in kardeşi bu dükkânı tutmuş ama proje mecburen duraksamış. Ardından işi kendisi devralmış; uzun yıllar birlikte çalıştığı eski dostlarıyla el ele vererek bu işe girişmişler. Sarıyer Büyükdereli olduğu için de vakti zamanında oranın meyhane kültürünü çok gözlemleme fırsatı olmuş, aileden gelen bir restorancılık birikimi de var. Açılalı yaklaşık 6 ay olmasına rağmen, şimdiden kemikleşen bir müdavim kitlesi oluşmuş bile. “Müdavimlerin şişesini saklıyor musunuz” diye sorunca, Metin Bey “Elbette” diyor. Ancak tek bir şartları var; bir ay içerisinde tekrar gidilmesi...
Klasik bir meyhanede görmek isteyeceğiniz tüm mezeler menüde var. Tüm sebze-meyveleri haftalık olarak semt pazarlarından alıyorlar. Atomu (90 lira) hazırladıkları yoğurduysa Beykoz’daki bir üreticiden temin ediyorlar.Girit ezmeyi (100 lira) Ezine beyazpeyniriyle hazırlayıp içine pesto katıyorlar. Dereotlu fava tam tekmil geliyor; üzerinde ince doğranmış kırmızı soğan ve zeytinyağıyla. Meze ve salatalarda kullanılan zeytinyağıyla çerez gibi yediren halhalı zeytinler de Antakya’dan. Oradan ayrıca sürk peyniri, çıtır kabak tatlısı gibi ürünler de getiriliyor.
Sebzeler semt pazarından
Ara sıcaklarda pek çok çeşide kendi yorumlarını katmışlar. Örneğin, kızarmış hamsikuşunun içi Girit ezmeyle dolduruluyor. Balıkesir’den getirttikleri kokoreç (220 lira) dişe gelir şekilde dilimlenip güveçte istiridye mantarlarıyla beraber pişiriliyor. Paçanga böreğinin (110 lira) içindeki pastırma ve peynir bol tutulmuş, çok da seviliyormuş. Ayrıca kızarmış tereyağlı Hatay peyniri, oruk, pastırmalı humus, özel üretim kasap sucuk, Arnavut ciğeri gibi çeşitler de cabası. Mezelerden devam edecek olursak; havuç tarator, humus, isli midye söğüş, köpoğlu, şakşuka, kuru cacık, muhammara, pancar turşusu, peynir dolgulu kiraz biber, isli uskumru çiroz gibi sevilen çeşitlerin tümü var. Eğer kısır seviyorsanız burada içine bol nar ekşisi ve kurutulmuş yaban mersini de katıyorlar. Ana yemek olarak da günün balığını sorabilir veya tercihinizi köfte, tereyağlı yaprak kesilmiş bonfile, et güveç, antrikot gibi çeşitlerden yana kullanabilirsiniz. Restoran pazar günleri kapalı, kalabalık gruplar için rezervasyon yaptırmakta fayda var.