Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 2004 00:00
22 Kasım 1908: Türkiye’de bilimsel diş hekimliği eğitiminin başladığı tarih... Diş, çene kemikleri üzerine dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan, sert, beyaz organlardan her birine verilen ad...Ahmet Kurtaran, 1946 İstanbul doğumlu, 1970 Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunu, protez doçent doktoru. Modern Folk Üçlüsü’nün ‘Banço Ahmet’i 1970’te Hacettepe’de kurulan İmplant Araştırma Ünitesi’ndeki çalışmalarıyla bu konunun ülkemizdeki öncülerinin başında kabul edilir. Aynı üniversitede kurduğu ‘Maxillofacial Birimi’nde dudak, damak yarığı ve çene, yüz protezleri üzerinde çalışmaları da hayli ünlü. Doç. Dr. Ahmet Kurtaran, Etiler’deki klinik binalarında hem hastalarına bakıyor, hem mesleki konferanslar veriyor, hem müzik çalışıyor. Bir yandan da genç diş hekimleri ve teknisyenler için estetik, oral implantoloji, porselen yapımı konusundaki kurslarına devam ediyor. Yıllardır hiç değişmediği bir gizli ilkesi vardır; dişçi koltuğundaki hastalarına hiç müzikten söz etmez. Sahnedeyken de, seyircilere diş hekimliğini akla getirebilecek tek söz söylemez, söz ettirmez. Hazır bugün birkaç saati boş, gelin Etiler’deki kliniğinin odasında bizlere yeni yeni bilgiler aktarmasını isteyelim. Soru kısa ve net olmalı, lazerle dolgu yapılıyor mu, yapılmıyor mu? - Mesleğimizdeki en büyük yaralardan birine parmak bastın Yenerciğim. Herkes bilsin ki, diş hekimliğinde lazerle dolgu diye bir şey yok, lazerle diş kesimi de yapılamıyor. Diş dokusunu el becerisi ve hassasiyetinde kesebilen bir başka malzemeyi henüz daha dünya diş hekimliği bulmuş değil. Mevcut dolgu malzemelerinin reaksiyonunu hızlandırmak için ultraviyole dediğimiz özel dalga boyundaki bir ışığı kullanıyoruz. Ultraviyole, mavimsi bir ışık yaydığından lazer deniyor, halbuki lazer görülebilir bir ışık değil. Klasik yöntemlerle yapılabilecek bir işi, satışa yönelik bir şovla yapmanın yararı yok. Lazerin pratikte sağladığı, bir dokuyu bisturi yerine onunla kesiyorsunuz. Bu da olmazsa olmaz bir şey değil. YAŞLILAR, ALT DİŞLERİYLE GÜLER İlk diş yaklaşık altı aylıkken çıkıyor, akıl dişleri ise 20 yaşında. Demek ki, diş çıkarma insanın 20 yılını alıyor. - Göz ve dudak çevresindeki kaslar çok nankördür. Yıllar içinde alttan desteğini de kaybettiği için dudak çevresinde dikine pilikaların oluşturduğu yaşlılık emareleri ortaya çıkıyor. Ayrıca yerçekimi nedeniyle bütün yüz hatları ve mimik kasları aşağıya doğru hareket halinde. Bunun sonucu olarak yüzde mutsuz bir ifade oluşuyor. Tiyatronun klasik maske görünümünde mutlu insanda fiyonk yukarı bakar, mutsuzunda ise yüz hatları aşağıya indirilmiştir. Bedbin yaşlıyla genç dinamik görüntü arasındaki tek farkı, dudak ve altından görünen dişler sağlar. Hiç gülmeyen bir adamı bu operasyonla güler hale getirebilirsin. Genç insanlarda ön 2 diş ve üst dişler görünür, yıllar geçtikçe yüz hatları aşağıya doğru çekilip alt çene dişleri ön plana çıkar. 30 yaşına kadar üst dişleriyle gülen insan 60’ına geldiğinde alt dişleriyle güler hale gelir. Bu nedenle 60 yaşındaki bir hastayı 15-20 yıl gençleştirmek için, alt dişlerini hafifçe aşağıya gömüp, üst dişlerini görünür hale getiriyoruz. Dişlerin birbirine değmesi nedeniyle üzerinde tüberkül dediğimiz dağlar, vadiler aşınır. Bunun sonucu olarak yaşlılarda alt çene öne, üst çene ise geriye doğru kaçma eğilimindedir. DİŞİMİZİN YAPISI HUYUMUZU ELE VERİR- Çehremizle dişlerimiz arasında çok büyük bir paralellik var, bu da bir genetik şifre. Başı baş aşağı çevir, alın kısmı dişin kesici haline dönüşsün. Bu bize orta dişimizle çehremizin formülünü verir. Mesela, Yener yapı itibariyle ovalimsi bir yüze sahip, dolayısıyla Yener’e dizilecek dişin hatlarının bu şekilde olması lazım. Ayrıca dişlerimizin yapıları huylarımızı ele veriyor, bu konuda araştırmalar yaptım, tebliğlerim var. Otoriter, benim diyen kişinin dişiyle, halim selim birinin diş yapısı birbirinden çok farklı. Diş renklerinin de şifresi var. mesela zencilerin diş renkleri beyazların diş renklerine göre inadına daha beyaz. Köy yerlerindekilerin dişleri şehirliden daha az çürüyor, diş sorunları daha az, çünkü doğal gıdalarla besleniyor.İmplant, dübelle duvara çivi çakmak gibi bir şeyAdı: Titanyum... Sembolü: Ti... Atom numarası: 22... Atomik yığını: 47.867 amu... Erime noktası: 1660 °C... Kaynama Noktası: 3287 °C... Proton ve elektron sayısı: 22... Nötron sayısı: 26... Bulunuşu: 1791... Bulan: William Gregor. Çelik kadar dayanıklı, ondan yüzde 45 daha hafif... Alüminyumdan yüzde 60 daha ağır, ondan 2 kat daha dayanıklı.- İmplant, kök formundaki malzemelerin çene kemiği içine yerleştirilmesi demek. Kaybedilen dişlerin yerine tedavi amacıyla yerleştirilen ve organizma için herhangi bir yan etkisi olmayan, iyileşmesini tamamlayıp kemik dokusu tarafından benimsendikten sonra da tabii bir diş gibi fonksiyon görebilen, metal veya porselenden yapılan plak, vida ve çivilere implant adını veriyoruz. Son 10 yılda implant yüzde 99,9 başarıyı yakaladı. Varlık dişsiz olarak dünyaya geliyor, büyük çoğunlukla dişsiz olarak öbür tarafa gidiyordu. Ama, artık ağızlarda implantla ölüyor varlıklar. Organizma bunu reddetmiyor, hayatınızın sonuna kadar garantili kullanabiliyorsunuz. İmplantı yerleştirdikten 10-15 yıl sonra kemik seviyesi aşağıya doğru inerse, aynı implantı daha derine yerleştiriyoruz. İnsanoğlunun implantla tanışıklığı zamanımızdan 6 bin yıl öncesine dayanıyor. Kafataslarına baktığımızda görüyoruz ki, insanlar kaybettiği dişlerinin yerine yonttukları taşı, hayvan kemiklerini koymuşlar. TİTANYUM PAHALIModern anlamda implanta geçiş ise 20. yüzyılın başlangıcında gerçekleşiyor. Uzay kapsüllerinde kullanılan titanyumun zaman içinde özgül ağırlığı açısından da kemiğe çok yakın metal olduğu görülmüş. İnsanlar ‘implant yapılabilir’ ve ‘implant yapılamaz’ diye ikiye ayrılmıyor, herkes implant hastası. İmplant duvara dübelle çivi çakmak, vida yapmak gibi bir şey. İmplantta kullandığımız titanyum çok ileri bir endüstri ürünü, yüzde 99,9 oranındaki saflıkta elde edilmesi çok büyük bir yatırım. Bu yüzden implantların muayenehaneye giriş fiyatları çok pahalı. Şimdi kullandığımız titanyum vidalar ‘Hemen yükleme’ teknolojisiyle üretilmiş. Yani hemen yapıp takıyorsun, hasta yemeye başlıyor. Ama, ben bunca yıl tırnaklarıyla kazıyarak implantı bu seviyeye çıkaran biri olarak alt çenede 3, üst çenede 4 ay bekliyorum. Bir yerimiz kırıldığında, o kırığın geçmesi için için gereken süreyle benim bekleme sürem aynı. Bazen hasta boğazımıza basıyor, bir hafta içinde implantı takıp köprüyü yapıp gönderiyoruz. Dişte son trend, metal desteksiz full porselen Çoğumuz merak etmişizdir; kuron, kron, kıron dedikleri acaba nedir diye... - Dişlerinle ne kadar ilgilendiğin bu sorundan belli oluyor, Yenerciğim. Kuron, hasarlı bir dişi yeniden eski haline getirmek için dişe uygulanan kaplama demek. Bundan amaç, dişi güzelleştirmek, sağlamlaştırmak ve korumak. Diş estetiğinde en son trend, metal desteksiz full porselen ve laminat. Full porselenlerde metal destek yok, hem şeffaf görünümlü, hem de çok estetik. Laminat’ta dişin üzerinden ince bir tabaka kaldırıp, üzerine özel bir teknolojiyle estetik ve şeffaf porselen tabakalar yapıştırılıyor. Laminat kırılgan bir materyal olmasına rağmen mineye tam yapıştırıldığında direnci çok yükseliyor. Laminat, diş üzerinden bütün olarak sökülemez, ancak elmas frezlerle diş yüzeyinden temizlenebilir. Diyorsun ki bu işlemlerin akçalı boyutu nedir? Yener hocam, Türkiye diş hekimliği açısından da gerçekten dünya çapındadır. Özellikle son 15 yıldır dünyada ne varsa, aynı gün fazlasıyla burada var. Türkiye’deki diş hekimleri yurtdışındaki meslektaşlarından çok daha ileri eğitim alıyorlar. En son teknolojinin yanı sıra çok iyi yetişmiş teknik ve sağlık personeli var. Dünya ile aramızda o kadar büyük fiyat farkı var ki, sağlık turizmi her geçen gün büyüyor. Dışarda 3’e yaptıracağın bir şey burada 1’e, hem de en iyisi olarak yaptırabilirsin. Türkiye’de iyi bir klinikte metal destekli bir porselen kuronun fiyatı 300 dolar civarında. Metal desteksiz porselen kuron ise 400 dolar. Laminatın fiyatı ise 500 dolar. Alt üst, akrilik hareketli protezin alt üst toplamı 3 bin dolar. İmplantın tanesi ise 1250 dolar civarında.
button