Lateks elbisenin içinde özgüvenim geldi

Güncelleme Tarihi:

Lateks elbisenin içinde özgüvenim geldi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2004 02:21

Oscar’lı oyuncu Halle Berry, 10 Eylül’de vizyona girecek yeni filmi ‘Catwoman’ (Kedi Kadın) öncesinde Hürriyet’e konuştu. Berry, rolünden çok ders çıkardığını söyledi.

Bir süre önce ‘Truva’ filmi için bir bayan meslektaşım Brad Pitt ile röportaj yapmış, daha sonra kendisine ‘Dünyanın en yakışıklı erkeği’ ile bir araya gelmenin heyecanı ve duyguları sorulmuştu. Aynı soruların şimdi bana yöneltileceğini hisseder gibiyim.

Geçtiğimiz 30 Temmuz’da Barcelona’nın lüks Arts Oteli’nde ‘Dünyanın En Seksi Kadını’ olarak tanımlanan Oscar ödüllü Halle Berry ile söyleşi yapma şansını yaşadım. Karşılıklı oturup konuştuk, yan yana gelip samimi resimler çektirdik. Doğrusu heyecanlandım. 37 yaşında bir kadın, çok güzel, bir o kadar seksi, ayrıca sempatik. Kişilere, bazı unvanlar boşuna takılmıyor. Evet o, dünyanın en seksi kadını.

Hele ‘Kedi Kadın’ olunca daha da seksileşiyor. Eski ‘Bond kızı’, Türkiye’de 10 Eylül’de gösterime girecek yeni filmi Catwoman’da da nefesleri kesiyor. 12 milyon dolarlık ‘Kedi Kadın’ karşımda bütün ihtişamı ile otururken kendime şu soruları sormadan edemiyorum... Böylesine güzel bir kadın nasıl aldatılır? Böylesine akıllı bir kadın nasıl kötü erkekler seçebilir? Böylesine özverili bir kadına nasıl el kalkar? Böylesine seksi bir kadın nasıl düş kırıklığı yaşar? Yanıt bulamıyorum.

Halle Berry’i hayranlıkla seyrederken, güzel yıldızı gömleğimi süzerken buluyorum; ‘Nefis renkler. Çok beğendim’ deyince kendime geliyorum ve röportaj başlıyor...


ıllar geçtikçe daha seksi oluyorsunuz. Ancak sizin gibi seksi bir kadının daha çok çocuklara hitap eden bir ‘Pop Corn’ (Patlamış Mısır) filminde oynaması, bir aşk sahnesinin bile bulunmaması seyirciyi inanın düş kırıklığına uğratıyor...

(...Gülüyor) Yapmayın. Kısa bir romantik öpüşme sahnesi var! Gerçek şu ki bu filmi kabul ederken öncelikle çocukların eğlenmesini düşündüm. Bir aile filmi diye kabul ettim. Hatırlatmak isterim, ‘Catwoman’ (Kedi Kadın) bir çizgi roman kahramanı. Filmde kan sahneleri de yok.

Utangaç, sıkılgan, isteksiz Patience Phillips, birden agresif, ne istediğini bilen, yırtıcı bir hayvan karakterine dönüşüyor. Kendimi, vücudum içinde hiçbir zaman böyle güvenli hissetmedim. Bu bana güç ve dinamizm verdi.

Lateks giysileri giyince, maskı ve keskin tırnaklı eldivenleri takınca, etrafımdakileri egemenliğimin içine aldığımı hissettim.

Köle olmak istemiyorum

- ‘Hayatımı değiştirmek, silkelenmek için mutlaka kedi kadın olmak zorundaydım’ demiştiniz. Gerçekten öyle mi?

Yaşadığım olumsuzluklar sonrası özel yaşantımı kontrol altına almak zorundaydım. Ve kedi kadın olmak inanın işimi kolaylaştırdı.

O kostümün içinde kendimi daha güçlü, daha seksi ve kendimle daha barışık hissettim. Kedi kadın her kadının fantazisini temsil edebilir. Kedi kaçan hayvandır. Onların saygısını kazanmak için varını yoğunu ortaya koyman gerekir. Köpek gibi sadık değillerdir.

Bir söz vardır, hiç akıllardan çıkmaz: ‘Köpeklerin sahibi, kedilerin kölesi vardır.’ Ne kadar doğru. Ben de artık kendime birilerini köle etmek istiyorum. Köle olmak değil.

- Kostüm çok önemli bu filmde...

Patience Phillips, yani canlandırdığım karakter, bir grafiker. Kedi kadın olunca haliyle yeni kılığı da mutlak bir sanat eseri olmalı. Üstelik seksi görünmeli. Böylece kedi kadının vücudunun büyük bir bölümü de çıplak kalıyor.

Güreş bile çalıştım

- Özel efektler bir yana, filmde tam gibi kedi gibi hareket ediyorsunuz. Sıçramalar, tırmanmalar, atlamalar, zıplamalar... Rolünüze ne kadar çalıştınız?

Aylarca... Önce jimnastik dersleri aldım. Sonra ağırlık çalıştım. Güreş tekniklerini bile öğrendim. Tramplen çalışmaları yaptım. Toplara röveşatalar attım, akrobasi çalıştım. Brezilyalıların ünlü dövüş dansı ‘Capoeira’yı yine Brezilyalı hocalardan öğrendim.

Kedilerin anatomisini çağrıştırmak için sırt adalelerimi güçlendirecek hareketler dışında, doktorumun hazırladığı bir beslenme programını uyguladım. Yoğun protein, nispeten az kalori. Şeker hastası olduğum için diyet yapmam kolaylaştı.

- Neden Oscar ödülünü kazandıktan sonra hep aksiyon filmlerini tercih ediyorsunuz?

Genelde mesleğin sırrı ‘Entertaintment’tır (Eğlence). ‘Kedi Kadın’da başrolü oynamak bir tür mesajdır. Kısacası bir siyahi kadın oyuncu genelde erkek oyuncuların egemen olduğu gişe hasılatına ortak olabilir. İşte ben bunu kanıtlamaya çalıştım.

Ben siyahi bir kadının, bir filmi sırtında taşıyabileceğini kanıtlamaya çalışıyorum. Erkeklerde bunu Will Smith, Denzel Washington yapabiliyor. Tamam, Queen Latifah ve Whoopi Goldberg de Hollywood’da ünlüler. Ama onlara sadece komedi filmlerinde rol veriliyor. Yani ben bir ilke imza atıyorum.

- Oscar’ı kazandığınızda ben oradaydım. Heykelciği sımsıkı bağrınıza basarken ‘Bunu adsız, çehresiz Afro-Amerikalı kadınlara ithaf ediyorum. Umarım bir gün şans onlara da güler’ demiştiniz...

Eğer ben buradaysam, bu iyi bir işaret. Siyahi toplum için olumlu adımlar atılıyor. Bu bir gerçek. Ancak çok yavaş seyrediyor. Daha çok zaman gerekiyor.

Kendimi siyah hissettim

- Melez olmanız sinemada avantaj. Peki gerçek hayatta durum ne?

Annem beyaz, babam siyahi idi. Okuldayken beni ‘Zebra’, ‘Sütlü kahve’, ‘Cappuccino’, ‘Karamela’ diye çağırırlardı. Oysa insan ortada kalmak istemez. Ya etsindir, ya balık. Sonunda kendimi siyahi hissettim.

4 yaşımda annemle babam ayrılınca ben beyazların gittiği okula verildim. Sanırım daha iyi bir eğitim görmem için bu kararı aldı annem. Ama beyazlara karşı kendimi hep güçsüz, yetersiz ve zayıf hissettim. Mesela nüfusuma geçirdiğim üvey oğlum (Eric Benett’in ilk eşinden) India’yı beyazların eğitim gördüğü bir okula gönderiyorum. Kendini mutlu hissediyor.

Kendi filmime imza atacağım

- Her zaman çok şıksınız. Stilistiniz kim?

Genelde spor giyiniyorum. Tuvalet giymem gerektiğinde ise İtalyan modacı Roberto Cavalli’nin kreasyonlarını tercih ediyorum.

- Zor bir soru... ‘Dünyanın en seksi kadını’ unvanı size ne ifade ediyor?

Bu unvanı korumak için özveri ile formumu korumam gerek. Tabii doğal yöntemlerle.

- Şimdi hedefiniz ne?

Hedeflerimi daha da ileri taşıyarak, kendi filmimde hem yapımcılığı hem de oyunculuğu üstlenmeyi düşlüyorum.

- Çok sevildiğiniz Türkiye’yi tanıyor musunuz?

Sevilmek güzel, teşekkürler. Türkiye’yi gerçekten çok yakından tanımak isterdim. Benimkisi kulaktan dolma bilgiler. Ama söz veriyorum, ilk fırsatta Türkiye’yi ziyaret etme fırsatını yaratacağım.

Sharon, boşanırken yanımdaydı

- Gelelim filmdeki baş düşmanınız Sharon Stone’a. Gerçekten çok formda, rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. Çok iyi dost olduğunuz söyleniyor...

Sharon ile büyük bir dayanışma içindeydik. Çekimler sırasında ikimiz de eşlerimizden kopmuştuk. Eşim Eric Benett’in beni aldattığı dedikoduları ayyuka çıkmıştı ama o bana büyük destek verdi. Çok haklısınız, harika bir performans koydu ortaya. ‘Famme Fatal’ı nefis canlandırdı. Sık sık olmasa da hálá arada bir görüşüyoruz.

- Filmde bir de estetik müdahalelere karşı bir mesaj var.

Kadınlar hoş, erkekler de genç ve daha güzel görünmek için estetik ameliyata başvuruyor. Ya da zararlı kozmetik ürünlerini bilinçsizce kullanıyorlar. Sonuç bazen trajik olabiliyor. Bırakın doğal güzelliğiniz gidebildiği yere kadar gitsin.

Kedilerin 5 canlı olduğuna tanığım!

- ‘Catwoman’ filmi için kedilerin davranışıyla ilgili bilgileri nasıl edindiniz?

Üç ay kedilerle ilgili kitapları okudum, belgeseller izledim. Kediler üzerine uzman olan Ann Flecther ile günlerce çalıştım. Hatta bir arkadaşım bana bir sokak kedisi getirdi. Adını ‘Play-doh’ koydum ve haftalarca hareketlerini inceledim. Ben aslında köpek severim. Evimde hep köpek vardı. Ama şimdi bir kedi hayranı oldum.

- Bu konuda uzman olduğunuza göre, ‘Kediler dört ayak üzerine düşerler’ ya da ‘Dokuz canlıdırlar’ deyimleri ne kadar doğru?

Yönetmen Pitof özel efektlerle beni hep dört ayak üzerine düşürmesini bildi. Küçükken oturduğumuz mahallede bir kedi vardı. Tam beş kez ezildi ama ölmemekte direndi. Ben beş canlı olduklarının tanığıyım.

- Filmde kırbacı olağanüstü kullanıyorsunuz, bunu da belirtmem lazım...

İlk kullandığım anları görseydiniz... Beni bir çikolata paketi gibi sarıp sarmaladılar. Kendimi kazara yaralayacağımı zannettiler. Ama günde 1.5 saatlik çalışmalardan sonra üç haftada kanguru derisinden yapılan kırbacın ustası oldum. Kırbaç şaklatmak hoş bir his.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!