Güncelleme Tarihi:
ASLI TANDOĞAN FOTOĞRAFLARI
"Dudaktan Kalbe" dizisinin gözü yaşlı Lamia'sı Aslı Tandoğan, kung-fu,dağcılık, nişancılık, at binme gibi maharetlerine arp enstrümanını da eklemiş biri. Hacattepe Üniversitesi'nde arp okuyan Tandoğan, "Bir insan niye arp okumak ister ki" sorusunu, "Bir sürü nedeni var. Babam balet, teyzem balerin. Çok estetik bir enstrüman arp ve sesi de çok güzel" diye yanıt veriyor.
"Dudaktan Kalbe" dizisinin gözü yaşlı Lamia’sı Aslı Tandoğan’ın kung-fu, nişancılık, at binme gibi maharetleri olduğunu biliyor muydunuz? "All" dergisinin aralık sayısına kapak olan Aslı Tandoğan, ’İçim burkula burkula oynuyorum’ dediği Lamia rolünü ve bilinmeyenlerini bu röportajda anlattı.
İlk defa bir moda dergisine kapak oldun. Nasıldı?- Her şey çok güzeldi. Bu tarz kıyafetleri ancak özel bir yere giderken giyiyorum ama keşke normal hayatta da giyebilecek bir dönemde olsaydık.
Normalde nasıl giyinirsin?
- Kendimi rahat hissedeceğim şekilde... Genelde jean...
"Dudaktan Kalbe" dizisindeki rolünden memnun musun?
Diziyi kötülemek için değil, seni ’hardcore’ rollere yakıştırdığım için bunu soruyorum...
- ’Hardcore’ derken?
Nasıl denir bilmiyorum...
- Şu anda yayınlanan dizilerdeki kadın karakterler halkın içinden... Halk seyredeceği için öyle olması gerekiyor.
Senin hak ettiğin yerde olmadığını düşünenler var. Sen ne düşünüyorsun?
- Belki dizide hep ezildiğim için insanlarda öyle bir his olmuş olabilir. İki sezondur süren çok iyi reytingli bir dizide başrol oynuyorum. Daha ne olsun! Yani medyatik olmadığım, orada burada görünmediğim, sürekli dergilere kapak olmadığım için böyle düşünüyorlarsa...
Belki de seni aynı anda birkaç projede görmedikleri içindir...
- Haftanın dört günü çalışıyorum, beşinci günü dublaj yapıyorum. Altıncı günü uyuyorum, yedinci günü de duş alıyorum... (Gülüyor) Mesela yazın iki ay ara verdik. Ben biraz "Bu sene çalıştım iki ay da tatil yapmayı hak ettim" diye düşünüyorum. Bir de geçen sene çok yoruldum. Çünkü oynadığım Lamia karakteri gerçekten çok depresif, sürekli üzgün. İçim burkula burkula oynuyorum. İzleyenlerin çoğu bir gülse diye bekliyor...
Eğitimin nedir?
- Hacettepe’de arp okudum.
Bir insan niye arp okumak ister ki?
- Babam balet, teyzem balerin. Çok estetik bir enstrüman arp ve sesi de çok güzel.
Oyunculuğa nasıl geçtin?
Angelina Jolie’ye çok benziyorsun şu anda... Deminki ’hardcore’ rol mevzusu var ya, işte Angelina Jolie gibi olmalısın bence...
- Türkiye’de de zaten hep öyle filmler çekilir! Oynadığım roller aslında pek şaşırtıcı değil, çünkü suratım çocuksu ve masum.
Bence değil...
- Bilgisayar oyunum falan yapılsın diyorsun yani! Zaten herkes sırada bekliyordu benim için... (Gülüyor) Bu arada ben bilgisayar oyunu hastasıyım. Fotoğraf çekimi için o kırmızı kostümü giyince havaya girdim. Elimden ’fireball’ (ateş topu) çıkacak gibi... Elf prensesi gibiydim.
Zor biri misin?
- Kime göre? Anneme göre zorum mesela... Zor değilim. Yani en azından ben öyle sanıyorum.
Beklentilerin yüksek midir hayattan?
- Yoo, elimde olanla yetinirim. Fazlasını istemem. Sadece huzurlu olayım, benim için yeterli.
30’a 1 kala sendromu var mı?
- Kendimi 19 yaşında gibi hissediyorum.
Domestik misin?
- Çok severim, hep evdeyim. Evimde oturayım isterim.
Kung-fu, nişancılık, dağcılık, dalış, at binme... Hepsini yapıyorsun. Anladığım kadarıyla hobilerin arasında ahşap boyama gibi şeyler yok...
- (Gülüyor) Ama bak el işi falan iyi yaparım.
Dikiş nakış gibi mi?
- Ahşap oyma gibi şeyler...
Normal olmadığının farkındasın değil mi? Hiç de sıradan şeylerle ilgilenmiyorsun...
Senin arkadaşın var mı? Sana ayak uydurabilen biri?
- Pek yok. Zaten olanlar da Ankara’da kaldı. Bu konuştuklarımızı da genelde ailemle yapıyordum.
ÇİNCE ÖĞRENME TRİBİNE GİRDİM
- Uzak Doğu sevdan nereden geliyor?
Benimki Çince sembollerle başladı. Bilgisayar oyunlarına da meraklı olduğumdan semboller ilgimi çekiyordu. Bununla birlikte Çince öğrenme tribine girdim.
- Kursa mı gidiyorsun?
Gitmek gerekiyor ama ben kitaplarla, CD’lerle evde biraz öğrendim.
- Ne durumdasın şu anda Çince’de?
Valla bir durumda değilim. Kendi kendime öğrenebildiğim kadar...
- Bir de dövmen var senin Çince, ne anlama geliyor?
Huzur demek.
- Yemek yapıyor musun?
Yaparım. Son zamanlarda kek yapıp sete götürüyorum.