Lalenin iktidar sırları

Güncelleme Tarihi:

Lalenin iktidar sırları
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2013 00:00

Lale, Osmanlı’dan günümüze Türk kültürüyle öyle özdeşleşmiş bir çiçek ki yüzyıllar geçse de iktidarı kolay kolay sarsılmıyor. İşte sanat tarihçisi Gül İrepoğlu da lalenin bir nevi biyografisini kaleme aldığı ‘Lale’ kitabında, bu muktedir çiçek türünün iktidar sırlarını veriyor.

Haberin Devamı

Türk kültüründe laleyi özel kılan şey nedir? Neden bu kadar önemli?
- Lale, Türklere Orta Asya’dan çıktıkları andan itibaren yoldaşlık edip, Anadolu topraklarına yerleşen ve buradan da Avrupa’ya yayılmış olduğu için özeldir. Tabii bir de dinsel bir önemi var. Örneğin Farsça bir sözcük olan lâle, orijinal halde yani Arapça harflerle yazıldığında Allah ve lale ile hilal sözcükleri ebced hesabıyla aynı değeri, 66’yı verir. Lalenin bir sap üzerinden yalnızca bir tek çiçek vermesi de Allah’ın birliğine işaret etmesi olarak yorumlanır.

Tarihte, sanatta lale niçin en çok kullanılan motif?
- Bir yandan laleye yüklenen anlamlar ve stilize edilmeye de çok elverişli oluşu, sanatın pek çok dalında kullanılmasına neden oldu.

Faruk Nafiz Çamlıbel, “Halinde soylu bir yücelik var ki lalenin, bir devre vermiş ismini bir kahraman gibi” diyor ya. İşte o dönem için önemi nedir ki, bir devre adını vermiş?
- Osmanlı’da 18. yüzyılın başlarında, yaklaşık olarak 1718-1730 yılları arasında yaşanan nispeten barışçıl dönem, baştaki Sultan III. Ahmed ile Sadrazam Damad İbrahim Paşa’nın görüş ve merakları doğrultusunda laleye, yaşamaya, yeniliğe, şiire, müziğe, güzelliğe bir tutku devridir. En elle tutulur yansımasını lalede bulduğundan, sonradan ‘Lale Devri’ denmiştir bu zamana. Ve bu dönem, bir çiçekle anılan tek zaman dilimidir.

Haberin Devamı

ÇOK NADİDE ÖRNEKLERİ VAR

İki çiçek var ki vazgeçilmez. Gül ve lale... Birinin birine üstünlüğü var mı?
- Bu zor ve kurnazca, hoş bir soru. Aslında birbirlerini yenmeye çalışan iki rakip değil gül ile lale ama evet, yarışmışlar ister istemez! Ama kesin sonucu olmayan bir yarış bu.

Tekstil, mücevher, objelerde bir dönemde hep lale var. Bunların en nadide örnekleri neler?
- Elbette lalenin çeşitli alanlarda nadide işlenişleri var; örneğin lalenin çinide bir bezeme motifi değil, doğrudan doğruya resmin parçası olarak betimlendiği bir sekiz köşeli çini, lalenin 12.–13. yüzyıl Anadolusu’ndaki öyküsünü anlatır sanki. Anadolu Selçuklularının merkezi olan Konya’daki sarayın duvarlarını süslemiş olan çinideki iki figürün arasında olağanüstü irilikle bir lale... Üstelik rengi de mavi; lalenin bürünmediği, bürünemediği tek renk olan mavi... Sanki olmazı oldurmanın bir yolu. Veya bir 17. yüzyıl padişah kaftanına dizi dizi aplike edilmiş, bu formun günümüzde bile bence ulaşılamamış derecede ‘modern’ grafik uygulaması olan lale, ki onu tek olarak kitabın kapağına aldım. Yahut daha geç dönemden, damla biçimli iki elmasın birer lale goncası biçimi olarak yorumlanışıyla tasarlanan gümüş üzerine elmaslarla bezeli iğne, lalenin mücevhere uygulanmış en zarif örneklerinden.

Haberin Devamı

Lalenin tarihteki dönüm noktaları

? 16. yüzyıl İstanbulu’nun ortamı, lalenin dönüm noktasıdır. Gülün yanı sıra lâle de güzellik ve aşk simgesine dönüşür. Yabani lale ıslah edilip türleri seçilir, yeni ve mükemmel laleler elde etmek için büyük çabalar gösterilir; Lâle-i Rûmî (Osmanlı lâlesi/İstanbul lâlesi) diye isimlendirilen lale ortaya çıkar. Bu tür laleyi ilk yetiştiren, Kanuni’nin şeyhülislamı Ebussuud Efendi’dir. Öte yandan lale Avrupa yolculuğuna da bu yüzyılda koyulur ve yeni yerlerde kök salar.
? 17. yüzyılda lalenin Avrupa’daki hayranlarının arttığı ve ‘Tulipomaina’ denen lale çılgınlığının bir süre için Hollanda’yı sarstığı yüzyıldır.
? 18. yüzyılın başlarındaki Osmanlı’da, sanatın her dalının son bir yükseliş gösterdiği yenilikçi dönemde yaşamdan tat alma arzusunun simgesi haline gelir. Lale soğanlarının fiyatları akıl almaz yüksekliklere ulaşır. Şimdilerde ise zaman başka bir zaman. Kaygılar farklı. Yol açtığı masraf nedeniyle ‘gerekli’ olup olmadığı tartışmalarından nasibini alıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!