Lale Belkıs’tan Halit Kıvanç’a:‘SANA NE VEFA, NE VEDA...’

Sevgili Halit Kıvanç,

POPSAV’ın (Popüler Müzik Sanatı Vakfı) senin için 50.yıl kutlama gecesi düzenlediğini öğrendim. Telefon ederek seve seve katılacağımı bildirdim.

Ama VEFA ve VEDA sana hiç yakışmıyor!.. Sen başlı başına bir simgesin. Her zaman üstün kişiliğinde var oldun, var olacaksın.

Mutlu ve mutsuz olduğun zamanlar olmuştur muhakkak, ama her zaman bize çok güzel şeyler verdin, sana teşekkür ederiz!

Ben mankenlik mesleğine başladığımda, seni gördüm. Mankenlik meslek bile değildi daha. Bizi sen tanıtıyordun. Bizler, korkak, acemi yürümenin çekingenliğiyle savaşırken, sen, bizleri öyle yüreklendirdin ki... bu kitapsız mesleği tüm insanlara sevdirdin, galiba cesareti sizlerden aldık, onun için kalıcı olduk!

SANA NE VEFA NE VEDA diyeceğim!

Çünkü sen her zaman var olacaksın, kendi olgun her şeyin üstünde. Büyük insanlar hep böyledir. Seni çok seviyoruz, sana şükran borcumuz sonsuz, bunu ne vefa ne veda tanımlar. Bazı sıfatlar vardır anlamları derindir. Ama bazı insanlar o anlamlardan da derindir, sen bu insanlardan birisin!

Bugünkü sanat dünyamızı yaşanılır hale getirenler, sizlersiniz. Yaşanılmaz hale getirenler... bırakın kendileri düşünsün. Biz memnunuz bu dünyamızdan, daha doğrusu memnuniyetsizlik bizim dünyamızda geçmez. Biz o memnuniyetsizliği taşıyanlara da mutluluk veririz.

Onun için sana veda etmiyorum, vefa da demiyorum.

Sana ancak teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum...

Bizleri güzel tanımlarınla yücelterek, kadına ve estetiğe değer vererek mutlu ettin.

Hiç unutmam, bir defilemde ‘VE TANRI KADINI YARATTI!’ diye Yaratan’a seslenmiştin... Bunlar unutulmaz anılarımız SEVGİLİ HALİT, sana ne vefa yakışır, ne veda. Sen, HALİT KIVANÇ’sın, her zaman bir idol, adından güç alacak çok insan var senin...

Bu güzel gecene sevinçle katılmak isteyen çok sanatçı vardı. Eminim hepsi gurur duyarak katıldılar. Ama yine eminim, katılamayanlar arasında da bu güzel gecede yanında olmayı isteyen çoktu.

Böyle geceleri düzenleyenler bir liste yapıyorlar, adı geçmeyenler (sanatçı hassasiyetiyle) çekinerek katılmaktan vaz geçiyorlar.

Ama zannetme ki onlar senin bu güzel geceni paylaşmıyorlar; onlar da seninle aynı kıvancı duyup sana saygı duyuyorlar ve seninle paylaştıkları anları hiç unutmuyorlar.

Bir manken seçimi jürisindeydik. Podyum yuvarlaktı, küçük bir arena gibi. Tabii ki Halit Kıvanç, usta sunumu ve esprileriyle yarışmacıları tanıtıyordu. Bizler de dairenin etrafına oturmuştuk. Yarışmacılar düz bir yolda yürür gibi yürüyorlardı. Yüzleri asla jüriye dönük değildi. Hep yandan görüyorduk onları.

Sen, Sevgili Halit, ‘Sevgili gençler, vücudunuz tam gözükmüyor. Biraz da yan yan yürüyün de, önden görelim yüzlerinizi...’ deyince, ben, mankenlerin koruyucusu olarak atılmıştım hemen:

- Halitciğim, bu gençler yengeç mi ki yan yan yürüsünler... diye. Biraz yüksek çıkmıştı sesim demek ki, hatırlarsan salonda gülüşmeler olmuştu.

Türkiye’ye bütün güzellikleri sunan Halit Kıvanç... Ağzından bu elli yılda tek bir çirkin kelime duyulmamıştır. O, tüm güzellikleri içine sindirmiş, çirkini yok etmiş bir güzel insan...

Halitciğim, sana sevgi ve saygı yakışır. Ne yerin dolar, ne adın unutulur... Sen hep varsın, var olacaksın!

Kimi kelimeler kimi insanlara yakışmaz. Ne vefa, ne veda, Halit Kıvanç başlı başına bir anlamdır. Her olayında kültür estiren, damla damla yüreğine sindiren, bizlere sunan dost insan, sana ancak sonsuz saygı duyulur!

Daha nice mutlulukları paylaşmak dileğiyle...

Lale BELKIS