Lady Gaga popun geleceği

Önce gerçek adını açıklayalım: Stefani Joanne Germanotta. Sahne adı, hayranı olduğu Queen’in ünlü şarkısı Radio Gaga’dan geliyor. Zaten etkilenmediği kimse yok. Liste, başta Madonna olmak üzere David Bowie, Andy Warhol, Donatella Versace diye uzayıp gidiyor.
Müziği, popüler kültürü, eğlence alemini ve modayı bambaşka yerlere götürme konusunda çok iddialı Lady GaGa. Bu iddiası da boşuna değil. Sadece tek bir albüm (Fame) çıkardı ve ortalığı birbirine kattı. Bu albümden çıkan Just Dance ve Poker Face adlı single’lar Amerikan billboard listelerine 1 numaradan girmeyi başardı. Kazanamasa bile Grammy’ye de aday gösterildi.
Lady GaGa, tahtına aday gösterildiği Madonna’yla kıyaslanmaya bayılıyor: “İkimiz de İtalyan kökenliyiz. New York’un alternatif sanat çevrelerinden geliyoruz. Aslında esmeriz ama saçlarımızı sarıya boyuyoruz.”

KUKLA DEĞİL AKILLI

Plak şirketlerinin kukla gibi yönettiği yıldızcıklardan değil. Özenle yarattığı imajını akıllıca yönetiyor. En sevdiği ressam Edward Hopper, en sevdiği kitap da Rilke’nin Genç Bir Şaire Mektuplar’ı. Adını popüler kültür tarihinin sayfalarına yazdıracağından emin: “Ben kültürlü ve yaratıcı bir performans ve enstalasyon sanatçısıyım. Pop müziğin aşağılanmasına da dayanamıyorum.”
Bu kadar iddia sahibi Lady GaGa şarkı yazmakla yetinmeyip “House of GaGa” adlı bir prodüksiyon ekibi de kurdu. Andy Warhol’un “Fabrica”sıyla kıyasladığı bu ekibin tamamı sanat okulundaki arkadaşlarından oluşuyor. Hanımefendinin sahne şovlarına, giysilerine, makyajına ve videolarına bizzat yönettiği House of GaGa hayat veriyor. Lady GaGa’nın artistik zekası gibi ticari zekası da gelişmiş. Pussycat Dolls, Britney Spears ve Fergie, şarkılarını sattığı isimlerden bazıları. Videolarında soft porno esintileri ve lezbiyenlik göndermeleri eksik değil. Sık sık teşhirci, utanmaz, orijinal ve cüretkar gibi sıfatlarla anılan Lady GaGa’nın aynı anda giysilerinin üstünü ve altını giydiği pek görülmedi. Sadece sahnede değil, neredeyse havaalanında bile donla dolaşıyor. Üstüne yapışmadığı ve deri olmadığı sürece asla pantolon giymediğini söylüyor.
Kışkırtıcı beyanlar vermeye ve lafı sürekli sekse getirmeye bayılıyor. Hermafrodit olduğunu ama kendini çok seksi bir kadın gibi hissettiği için küçük penisini pek umursamadığını açıkladı mesela. Ancak doğru mu söylüyor, dalgasını mı geçiyor belli değil. Bu arada erkek arkadaşları söz konusu olduğunda gayet ketum. Klişe bir şekilde, “Ben sanatımla evliyim” diyor.
Kısa sürede kazandığı ünden ve ilgiden memnun. Hayatı bir parti olarak görüyor ve herkesi eğlenmeye çağırıyor: “Tıpkı acı bir ilacın şekerle kaplanması gibi ben de sanatımı pop müziğe bulayarak sunuyorum.” Yerseniz...

AĞZINDA GÜMÜŞ KAŞIK

İnternet girişimciliğinden zengin olmuş İtalyan kökenli bir ailenin evladı olarak 1986’da New York’ta doğdu. Dört yaşında piyano çalmaya başladı. Gece kulüplerinde eksantrik şovlar sergilemeye başladığında 14 yaşındaydı. Paris ve Nicky Hilton gibi tiplerin gittiği özel bir Katolik kız okuluna gitti. Yetenekleri çok kısa sürede keşfedildi ve 17 yaşındayken sadece 20 öğrencinin kabul edildiği Tisch School of the Arts’a kabul edildi. 20’sine geldiğinde New York Üniversitesi’ne bağlı bu prestijli sanat okulunu bırakmış ve evden ayrılmıştı. Bir süre revü-striptiz karışımı bir şovla New York kulüplerinde sahne tozu yuttuktan sonra nihayet kendini gösterme fırsatı buldu. İlk kez 2007’de Lollapalooza Müzik Festivali’nde dikkat çekti. Ardından ünlü müzik firması İnterscope ile anlaşma imzalayarak şarkılarını sattı. 2008’de de ilk albümü “Fame”i (Şöhret) çıkardı. Böylece şöhrete de kavuştu.

LADY GAGA YAPMAK İÇİN GEREKEN MALZEMELER

? Havaalanında bile iç çamaşırıyla gezmek
? Gece takılan güneş gözlükleri
? Kafaya kondurulan saçtan yapılmış kocaman fiyonklar
? Geometrik kesimli, vatkalı ve sert hatlı giysiler
? Dev gibi absürd takılar
? Yüze çizilen şimşekler (Kiss grubu esinlenmesi)
? Çin porseleni desenleri
? Yarasa gibi takma kirpikler
? Robotik danslar