Kylie Minogue şarkımı beğendi aksanımı komik buldu
Güncelleme Tarihi:
Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2007 00:00
Tan (26) sözlerini ve hayallerini herkesle paylaşmak için müziğe başladı. İlk albümü Rica Ederim’i 2005 yılında çıkardı. Kalbime Gömüyorum, Rica Ederim ve Ağla Ağla gibi ilk hitleri radyolarda çalınıp klipleri ekranlarda dönerken o basında ve televizyonda pek görünmedi. Şimdi yeni çıkan albümü Sözümü Tutamadım’ın heyecanını yaşıyor.
Çıkış şarkısı "Neler Neler" barlarda sık sık çalıyor, müzik kanallarının listelerinde en üst sıraları zorluyor. Tan da bu albümle, üzerine yapışan romantik şarkıların bestecisi ve yorumcusu etiketinden kurtulmak istiyor. Albümdeki İngilizce şarkısı Miracle’ın telif haklarının Kylie Minogue tarafından yeni bir albüm projesi için alındığı söylentisini de doğruluyor.
15 YAŞINDAKİ BESTEM ÇIKIŞ PARÇAM OLDU
Duygusal bir çocuktum. Duygularımı anlatmanın en iyi yolu müzik yapmak ve şarkı söylemekti. İlkokul yıllarımda sesimle oynamayı çok sever, evde hep şarkı söylerdim. Öğretmenim beni okul korosuna yazdırdı, müzik hayatım başladı. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı zamanlı korosunda eğitim aldım. Halk müziği ve sanat müziği korolarında çalıştım. Bu da hayatımdaki renklerin çoğalmasını sağladı. Arkadaşlarımın çoğu gitar çalardı. Onlara özenip ben de gitar aldım, kendi kendime çalmayı öğrendim. Beste ve söz yazarlığım da bu dönemde başladı. İlk albümde çıkış şarkım olan "Asla"yı 15 yaşımda besteledim. Tabii o günlerde sözlerim yaşanmışlıklarla değil aşık olmaya hasret bir çocuğun duygularıyla şekilleniyordu.
İTALYANCA ARYALARLA ANLATAMAZDIM
Üniversiteye hazırlandığımda Pavarotti’nin oynadığı bir reklam filmi vardı. Beni o kadar etkiledi ki, bir Pavarotti albümü alarak evde onun gibi şarkı söylemek için çalışmaya başladım. Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera bölümünü kazandım. Ama asıl hayalim kendi bestelerimden oluşan bir albüme sahip olmaktı. Aşklarımı ve hikayelerimi İtalyanca aryalarla anlatmam zordu. Pop müziği tercih ettim. Dönüm noktası 2000’de öğrenci potansiyelinin çok yüksek olduğu Eskişehir’de sahne almak oldu. Bu sayede dinleyici kitlem oluştu. İnsanlar şarkılarımı çok sevdiler. İstanbul’a gelip bir müzik şirketine giderek ben albümü sizden çıkarmak istiyorum dedim. "Kalbime Gömüyorum" şarkısının ilk 20 saniyesini dinledikten sonra ’Tamamdır, biz bu albümü yapıyoruz’ dediler.
ŞARKILARIM KADAR BEN DE TANINAYIM
İlk albümde şarkılarım benim önüme geçti, benden çok tanındı. Müzisyen olarak geri planda kalmak beni rahatsız etmedi fakat konserlerde dinleyicilerinizle buluşmanız için görsel olarak da bilinmeniz gerekiyor. Yeni albümde hem kendimin hem şarkılarımın tanınması için aradaki çizgiyi doğru çekmek istiyorum. Ama polemiklerle magazin dünyasına girmenin anlamı yok. Bu çok büyük bir savaş. Ben de bu savaşta hem başarılı olmak istiyorum hem de idealist durmak. Sesimi daha çok duyurmak için programlarda gereksiz yere laf atmayı değil başarılı konserler vermeyi istiyorum.
ROMANTİK ŞARKICI İMAJI DEĞİŞECEK
Yeni albümün sound’u ilkine benziyor. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir çalışma oldu. Aranjmanlarda Atınç Tombak, Hüseyin Çebişçi, Ceyhun Çelikten, Lütfü Bayülken, Soner Kıvanç ve Okan Akı gibi isimler var. Müzisyen arkadaşlarım Hüsnü Şenlendirici, Erdem Sökmen ve Erdinç Şenyaylar da bana destek oldu. İlk albümle birlikte romantik şarkıların yorumcusu olarak tanınmaya başladım. Bu kötü değil tabii ama bu düşünceyi de bu albümle yıkmak istiyorum. Bu yüzden dans dersleri almaya başladım, albüme daha fazla hareketli parça koydum, çıkış şarkısını da hareketli seçtim.
EN HÜZÜNLÜ GÜNÜMDE SAHNE MUTLU EDİYOR
17 yaşımdan beri sahneye çıkıyorum. Eskişehir’de haftasonları 1.500 öğrenciye şarkı söylüyordum. Bu kitlenin bana albüm çıktıktan sonra da büyük faydası oldu. Duygusal şarkılarıyla tanınan bir çocuğun bar programı yapması da insanlara ilginç geliyor. Ne de olsa tezatlar her zaman çekicidir. Çünkü gelenler hiç beklemedikleri şekilde hareket ve enerjiyle karşılaşıyor. Sahneye çıkmadan önce hala ilk günkü heyecanı duyuyorum, en hüzünlü günlerimde bile sahne beni mutlu ediyor. Artık hayalim çok büyük alanlarda konserler vermek. Bunun için bar programlarını azaltmam gerekirse de azaltırım.
SEZEN AKSU GİBİ İLERLEMEK İSTİYORUM
Yeni albüme kendi bestelerim dışında bir de Sezen Aksu ve Onno Tunç’un unutulmaz eseri "Geçer"i aldık. Şarkıyı Sezen Aksu’dan korkarak istedim. Ama çok sıcak yaklaştı. Hediye etmeden önce ’hangi şarkımı istiyorsan, seçip okuyabilirsin’ dedi. Sonraki albümde de ondan bir şarkı istiyorum. Belki bu şekilde onun tılsımından bir şeyler alabilirim. Seçilmiş bazı şarkıcılar ve besteciler olduğuna inanırım. Onlar duyguları mesaj gibi alır ve insanlara aktarır. Kendi aşkını başkalarının gözüyle görüp herkese yaşatabilmek ilahi bir şeydir. Bunu da en iyi yapan sanatçının Sezen Aksu olduğunu düşünüyorum. Ben de bestecilik kariyerimde erkek bir Sezen Aksu gibi ilerlemeye çalışıyorum.
SEKSİLİK MÜZİĞİN ÖNÜNE GEÇMEMELİ
Çok güzel ve sessiz bir fan kulübüm var, 15-30 yaş arasında. Onlarla arkadaş gibiyiz. Bu yüzden "Tan Fun Club" olan sitemin ismini Tan’ın arkadaşları olarak değiştirdim. Konserlere, televizyon programlarına geliyor, bana güç veriyorlar. İnternette pek çok forumda, seksiden çok duygusal olduğum söyleniyor. Seksi olduğumun düşünülmesi beni rahatsız etmez ama bunun sanatçılığımın önüne geçmesini istemem. Mesela Tarkan pek çok kişiye göre seksi. Ama o müzik kalitesiyle bir yere geldi. Tam tersi, seksilik Murat Boz’un önüne geçti. Benim için yapılan "Romantik Prens" benzetmesi bana yetiyor.
GELİRİ KANSER VAKFINA GİDECEK
Albümde Miracle isimli, bestesi bana ait İngilizce bir şarkım var. Sözleri basit ama anlamlı. Kylie Minogue’u tanıyan bir arkadaşım şarkının ona uygun olduğunu söyleyip dinletmemiz için ısrar etti. Parçanın son halini internetten gönderdik. Geliri kanser vakfına gidecek olan yeni albüm projesinde değerlendirebileceğini söyledi. Ben de seve seve verdim. Daha sonra Kylie Minogue’la telefonda konuştuk, şarkıyı çok beğendiğini, aksanımı komik bulduğunu söyledi. Şu anda parçanın repertuvar aşamasına girdiğini biliyorum. Tek dileğim Sting, Marc Anthony ve Craig David gibi sanatçıların olacağı çalışmada son dakika bir aksilik yaşanmaması.
HIRSLI VE SABIRSIZIM
Playstation oynamayı, DVD izlemeyi ve sinemaya gitmeyi çok seviyorum. Haftada bir gün arkadaşlarımla halı sahada maç yaparım. Değişiklik istediğimde balık tutup yüzüyorum. İstiklal Caddesi ve Bebek’te zaman geçirmek hoşuma gidiyor. Psikolojik kitaplar okumayı tercih ederim. Hırslıyımdır. Sevdiğim şeyleri çok kıskanırım. En kötü özelliğim sabırsızlık. Müzik hayatımın bir parçası, fakat pop çok fazla dinlediğim bir müzik türü değil. Son günlerde ağıt albümlerine yoğunlaştım.
15 YAŞINDAKİ BESTEM ÇIKIŞ PARÇAM OLDU
Duygusal bir çocuktum. Duygularımı anlatmanın en iyi yolu müzik yapmak ve şarkı söylemekti. İlkokul yıllarımda sesimle oynamayı çok sever, evde hep şarkı söylerdim. Öğretmenim beni okul korosuna yazdırdı, müzik hayatım başladı. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı yarı zamanlı korosunda eğitim aldım. Halk müziği ve sanat müziği korolarında çalıştım. Bu da hayatımdaki renklerin çoğalmasını sağladı. Arkadaşlarımın çoğu gitar çalardı. Onlara özenip ben de gitar aldım, kendi kendime çalmayı öğrendim. Beste ve söz yazarlığım da bu dönemde başladı. İlk albümde çıkış şarkım olan "Asla"yı 15 yaşımda besteledim. Tabii o günlerde sözlerim yaşanmışlıklarla değil aşık olmaya hasret bir çocuğun duygularıyla şekilleniyordu.
İTALYANCA ARYALARLA ANLATAMAZDIM
Üniversiteye hazırlandığımda Pavarotti’nin oynadığı bir reklam filmi vardı. Beni o kadar etkiledi ki, bir Pavarotti albümü alarak evde onun gibi şarkı söylemek için çalışmaya başladım. Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera bölümünü kazandım. Ama asıl hayalim kendi bestelerimden oluşan bir albüme sahip olmaktı. Aşklarımı ve hikayelerimi İtalyanca aryalarla anlatmam zordu. Pop müziği tercih ettim. Dönüm noktası 2000’de öğrenci potansiyelinin çok yüksek olduğu Eskişehir’de sahne almak oldu. Bu sayede dinleyici kitlem oluştu. İnsanlar şarkılarımı çok sevdiler. İstanbul’a gelip bir müzik şirketine giderek ben albümü sizden çıkarmak istiyorum dedim. "Kalbime Gömüyorum" şarkısının ilk 20 saniyesini dinledikten sonra ’Tamamdır, biz bu albümü yapıyoruz’ dediler.
ŞARKILARIM KADAR BEN DE TANINAYIM
İlk albümde şarkılarım benim önüme geçti, benden çok tanındı. Müzisyen olarak geri planda kalmak beni rahatsız etmedi fakat konserlerde dinleyicilerinizle buluşmanız için görsel olarak da bilinmeniz gerekiyor. Yeni albümde hem kendimin hem şarkılarımın tanınması için aradaki çizgiyi doğru çekmek istiyorum. Ama polemiklerle magazin dünyasına girmenin anlamı yok. Bu çok büyük bir savaş. Ben de bu savaşta hem başarılı olmak istiyorum hem de idealist durmak. Sesimi daha çok duyurmak için programlarda gereksiz yere laf atmayı değil başarılı konserler vermeyi istiyorum.
ROMANTİK ŞARKICI İMAJI DEĞİŞECEK
Yeni albümün sound’u ilkine benziyor. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir çalışma oldu. Aranjmanlarda Atınç Tombak, Hüseyin Çebişçi, Ceyhun Çelikten, Lütfü Bayülken, Soner Kıvanç ve Okan Akı gibi isimler var. Müzisyen arkadaşlarım Hüsnü Şenlendirici, Erdem Sökmen ve Erdinç Şenyaylar da bana destek oldu. İlk albümle birlikte romantik şarkıların yorumcusu olarak tanınmaya başladım. Bu kötü değil tabii ama bu düşünceyi de bu albümle yıkmak istiyorum. Bu yüzden dans dersleri almaya başladım, albüme daha fazla hareketli parça koydum, çıkış şarkısını da hareketli seçtim.
EN HÜZÜNLÜ GÜNÜMDE SAHNE MUTLU EDİYOR
17 yaşımdan beri sahneye çıkıyorum. Eskişehir’de haftasonları 1.500 öğrenciye şarkı söylüyordum. Bu kitlenin bana albüm çıktıktan sonra da büyük faydası oldu. Duygusal şarkılarıyla tanınan bir çocuğun bar programı yapması da insanlara ilginç geliyor. Ne de olsa tezatlar her zaman çekicidir. Çünkü gelenler hiç beklemedikleri şekilde hareket ve enerjiyle karşılaşıyor. Sahneye çıkmadan önce hala ilk günkü heyecanı duyuyorum, en hüzünlü günlerimde bile sahne beni mutlu ediyor. Artık hayalim çok büyük alanlarda konserler vermek. Bunun için bar programlarını azaltmam gerekirse de azaltırım.
SEZEN AKSU GİBİ İLERLEMEK İSTİYORUM
Yeni albüme kendi bestelerim dışında bir de Sezen Aksu ve Onno Tunç’un unutulmaz eseri "Geçer"i aldık. Şarkıyı Sezen Aksu’dan korkarak istedim. Ama çok sıcak yaklaştı. Hediye etmeden önce ’hangi şarkımı istiyorsan, seçip okuyabilirsin’ dedi. Sonraki albümde de ondan bir şarkı istiyorum. Belki bu şekilde onun tılsımından bir şeyler alabilirim. Seçilmiş bazı şarkıcılar ve besteciler olduğuna inanırım. Onlar duyguları mesaj gibi alır ve insanlara aktarır. Kendi aşkını başkalarının gözüyle görüp herkese yaşatabilmek ilahi bir şeydir. Bunu da en iyi yapan sanatçının Sezen Aksu olduğunu düşünüyorum. Ben de bestecilik kariyerimde erkek bir Sezen Aksu gibi ilerlemeye çalışıyorum.
SEKSİLİK MÜZİĞİN ÖNÜNE GEÇMEMELİ
Çok güzel ve sessiz bir fan kulübüm var, 15-30 yaş arasında. Onlarla arkadaş gibiyiz. Bu yüzden "Tan Fun Club" olan sitemin ismini Tan’ın arkadaşları olarak değiştirdim. Konserlere, televizyon programlarına geliyor, bana güç veriyorlar. İnternette pek çok forumda, seksiden çok duygusal olduğum söyleniyor. Seksi olduğumun düşünülmesi beni rahatsız etmez ama bunun sanatçılığımın önüne geçmesini istemem. Mesela Tarkan pek çok kişiye göre seksi. Ama o müzik kalitesiyle bir yere geldi. Tam tersi, seksilik Murat Boz’un önüne geçti. Benim için yapılan "Romantik Prens" benzetmesi bana yetiyor.
GELİRİ KANSER VAKFINA GİDECEK
Albümde Miracle isimli, bestesi bana ait İngilizce bir şarkım var. Sözleri basit ama anlamlı. Kylie Minogue’u tanıyan bir arkadaşım şarkının ona uygun olduğunu söyleyip dinletmemiz için ısrar etti. Parçanın son halini internetten gönderdik. Geliri kanser vakfına gidecek olan yeni albüm projesinde değerlendirebileceğini söyledi. Ben de seve seve verdim. Daha sonra Kylie Minogue’la telefonda konuştuk, şarkıyı çok beğendiğini, aksanımı komik bulduğunu söyledi. Şu anda parçanın repertuvar aşamasına girdiğini biliyorum. Tek dileğim Sting, Marc Anthony ve Craig David gibi sanatçıların olacağı çalışmada son dakika bir aksilik yaşanmaması.
HIRSLI VE SABIRSIZIM
Playstation oynamayı, DVD izlemeyi ve sinemaya gitmeyi çok seviyorum. Haftada bir gün arkadaşlarımla halı sahada maç yaparım. Değişiklik istediğimde balık tutup yüzüyorum. İstiklal Caddesi ve Bebek’te zaman geçirmek hoşuma gidiyor. Psikolojik kitaplar okumayı tercih ederim. Hırslıyımdır. Sevdiğim şeyleri çok kıskanırım. En kötü özelliğim sabırsızlık. Müzik hayatımın bir parçası, fakat pop çok fazla dinlediğim bir müzik türü değil. Son günlerde ağıt albümlerine yoğunlaştım.