KUZEY BANA RESMEN AŞIK

ÇAĞLA ŞİKEL VE OĞLU KUZEY (FOTO-GALERİ)  �

* Geçtiğimiz günlerde bir reklam filmi için oğullarınızla birlikte kamera karşısına geçtiniz.          �

- Evet... Vernel reklamı... Aslında reklamda başka çocuklarla oynamam düşünülüyordu, ama ben samimi bulmadım. Daha inandırıcı ve sıcak olsun diye de kendi çocuklarımla kamera karşına geçmek istedim.

* Ama ev kendi eviniz değil sanırım.   �

- Doğru, ama kullanılan mekan bizim evimize benzetildi. Özellikle çocukların yatak odası aynı. Senaryoda “evde ne yaparsanız çekimde de onu yapın” yazıyordu. Evde yatakta zıplarız biz... Kuzey ile birlikte Uzay’ın altını değiştiririz. Yine onları yaptık, yani pek rol sayılmazdı. Kendimiz gibi davrandık. Sonuçta da çok doğal bir iş çıktı ortaya.

* Kuzey çekimlerinde yaramazlık yapıp işinizi zorlaştırdı mı? Çünkü en ele avuca sığmaz dönemlerinde...

- Aslında bundan ben de çok korkuyordum. Şimdi 2,5 yaşında, tam kendini var etme yaşı. Hayır dediği zaman hayırdır. İstemediği hiçbir şeyi yaptıramazsınız. Bu yüzden önce epey stres oldum. Ama hiç tahmin ettiğim gibi olmadı. Ona hediyeler aldık, çikolatalar verdik. Ve hiç problem çıkarmadı.

PODYUMA ÇIKMAYI ÇOK ÖZLÜYORUM

* Bir haberde artık dizilerde oynamayacağınızı söylemişsiniz. Neden?

- Zamansızlıktan... Artık haftanın 7 günü dizi çekecek vaktim yok. Daha uygun şartlar olursa tabii ki isterim ama. Oyunculuk yapmayı, televizyonda olmayı seviyorum çünkü. Zaten yeni bir program teklifi de var. Eğer anlaşırken yine bir sabah programında sunuculuk yapacağım.

* Podyumun ayrı bir büyüsü olduğu söylenir. Özlediğiniz oluyor mu o günleri? �

- Evet, çok özlüyorum. Kendimi başka hiçbir yerde podyumda hissettiğim gibi hissetmiyorum. Bu kadar yıl mankenlik yaptım, şimdi çıksam yine elim ayağım titrer. Arada Cengiz Abazoğlu ve Tuvana Büyükçınar’ın defilelerine çıkıyorum gerçi... Heyecanımı kaybetmediğim sürece de çıkarım. Ama artık sektör eskis gibi değil, ona üzülüyorum.

* Neden?

- Eskisi gibi büyük defileler yapılmıyor. Biz şehirden şehire koşardık defileler için. Öyle bir şey kalmadı. Kısıtlı bütçelerden ötürü Fashion week’lerde bile yabancı mankenleri çıkarmayı tercih ediyorlar.

ANNE OLDUM AMA HÂLÂ İÇİMDE ÇILGINLIK VAR

* Annelik size ne kattı diye sorsam...

- Çok şey kattı, çok... Olgunluk desem, aslında değil. Hâlâ içimde çılgınlık var ama artık o çılgınlıkları hayata geçirecek enerjim ve vaktim yok. Sadece bunu aldı benden. Olumsuz tarafı ise inanılmaz bir kaybetme korkusu var artık bende. Hep tedirginim. Hep ya bir şey olursa aileme diye endişeleniyorum. Aynı zamanda müthiş bir sabır da verdi bana. Hele ikinci çocuktan sonra...

* Keşke daha geç anne olsaydım da içimdeki o çılgınlığı biraz daha yaşayabilseydim dediğiniz oluyor mu hiç?

- Tam tersi keşke erken anne olsaydım.

KUZEY BANA RESMEN AŞIK

* Erkek anneleri, oğullarının sevgililerini, gelinlerini kıskanabiliyor. En azından ilk başlarda... Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz. Kuzey bir gün karşınıza gelip evlenmek istediğini söylediğinde ne hissedersiniz?

- Çocuklarım bana çok acayip duygular yaşatıyor. İleride nasıl hissederim bilemiyorum ama çok kıskanacağıma ve paylaşamayacağıma eminim. Çünkü Kuzey bana resmen aşık. Şimdi bana olan aşkı bitip de başkasına aşık olduğunda saçımı başımı yolarım herhalde!

* Eli maşalı bir kaynana mı olursunuz yani?

- Ya hiç bilmiyorum. Ben Emre’nin annesine “Sen bana oğlunu nasıl verdin” diyorum.

* Ne diyor peki?

- “Sen çok tatlısın. Karşına kendin gibi biri çıkarsa evladını gönül rahatlığıyla teslim edersin. Çünkü bileceksin ki mutlu olacak” diyor...

EVLİLİK GERÇEKTENBÜYÜK BİR SINAV

* Ünlülerin evliliklerini yürütmesi zordur denir. Siz dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

- Çok göz önündeyiz doğru, ama göz önünde olmak bizi bozan bir şey değil. Bizi bozan birbirimize karşı saygımızı kaybetmemiz olur. Evet, evlilik bir sınav. Birinci çocuk sınav... İkinci çocuk ondan çok daha büyük bir imtihan. Anne ve baba bütün ilgilerini çocuklara veriyor çünkü... Ama biz Emre’yle birbirimizi çok ufak anlarda da olsa yakalamaya çalışıyoruz. Birbirimize olan aşkımızı belli edip, yaşayacağımız daha çok şey var duygusunu gözlerimizle anlatmaya çalışıyoruz. Böyle şeyler ilişkiyi ayakta tutuyor. Duyguları yitirmemek, saygıyı kaybetmemek için elimizden geleni yapıyoruz. Hayat bize ne getirir hiç bilmiyorum.

* Emre Bey evde çocuklara gitar çalıp şarkı söylüyor mu?

- Emre değil, Kuzey babasına gitar çalıp şarkı söylüyor (gülüyor).

* Gerçekten mi! Nasıl çalıyor?

- Çalmaya çalışıyor yani tabii. Sonra babası eline gitarı alıp çalmaya başlayınca “Ben de senin gibi çalacağım, yapamıyorum” diye ağlamaya başlıyor bu kez. Çok meraklı. Dinletmeyi ve alkış almayı çok seviyor. Müziğe, dansa, futbola merakı var. Ona zarar vermeyeceğini düşündüğümüz her şeyde arkasındayız. Şarkıcı da olabilir, futbolcu da, doktor da... Önemli olan inandığı işin peşinden koşması.

BENİ HALK PLAJINDA GÖRENLER ŞAŞIRMIYOR

* Geçtiğimiz gün sizi oğlunuz Kuzey’le Bodrum’daki bir halk plajında görüntülediler. Diğer ünlüler gibi popüler beach’leri tercih etmemenizin özel bir sebebi var mı?

- Evet, çünkü diğer plajlarda kumsal yok. Hep iskeleli yerler. O zaman da çocuğumla denize giremiyorum. Yani orayı tercih etme sebebim çocukların denize rahat girmesi... Zaten halk plajında diğer insanlarla da kaynaştık, hiç rahatsız olmuyorum. Onlardan biriyim, beni görünce şaşırmıyorlar.

TIRNAĞIMI KESMEYE BİLE VAKTİM OLMUYOR

* Kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz?

- Bazen tırnağımı kesmeyi bile unutuyorum inan. Tamam bu akşam yatmadan keseceğim diyorum, bir bakıyorum bayılmış kalmışım yatakta, sabah olmuş. Çok zor. Kendimi salmak da istemiyorum. Çünkü kendimle barışığım, kendimi seviyorum. Emre’ye “Artık iki çocuk annesi oldum, saçıma başıma bakacak vaktim yok kusura bakma” diyemem. Ona saygımdan yapamam bunu. Çocuk doğduktan sonra iki ay kadar saçım başım dağınık gezdiğim oldu evet ama çabuk toparladım.