Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2004 00:30
Kara delik fenomeni 1970’lerden beri fizikçiler tarafından araştırılıyor. Tam olarak ne olduğu, nasıl oluştuğu, sonra neye dönüştüğü hálá bilinmiyor. Kabaca, büyük bir yıldızın öldükten sonra bir çekim kuvveti oluşturarak, uzayda yarattığı dipsiz bir kuyu olarak tanımlanabilir.
Fizikçi Stephen Hawking ve Garry Gibbons, kara delikler konusunda dünyadaki en yetkin araştırmacılar olarak kabul ediliyor. Gibbons, geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi’nin konuğu olarak İstanbul’daydı. Ona, ‘Bu konuları çok anlayamıyoruz, 9 yaşında bir çocuğa anlatır gibi anlatır mısınız’ dedim. Gibbons neşeli ve sabırlı biri. ‘Sen sor, bir yolunu buluruz’ dedi.
Dünya üstünde bir karşılığı olsa kara delik denen şey neye benzerdi?
- Küveti doldurun, sonra da suyun akmasını engelleyen tıpayı çekin. Ve izleyin, suyun o kara delikten hızla aktığını ve küvetin kısa zamanda boşaldığını. Kara delik tam böyle bir şey. Uzayda bir bölge. Çekim kuvveti o kadar fazla ki, ışık bile ondan kaçamıyor. Işığı bile içine çektiği için, kara. Tabii bu kolay ve pratik bir tanım. Evet klasik mekaniğe göre ışık o kara delikten kaçamaz ama kuantum mekaniğine göre kara deliklerde sızmalar oluyor.
Siz Stephen Hawking’le beraber çalışıyorsunuz. Ne kadar zamandır kara delikler üstünde çalışıyorsunuz?
- 30 yıl oluyor herhalde. Ben Stephen Hawking’in araştırma öğrencisiydim ilk başta. Şimdi Cambridge Üniversitesi’nde aynı departmanda çalışıyoruz. Hawking kara deliklerle uğraşmaya benden biraz önce başladı. Hawking’le eskiden çok yakın çalışıyorduk, şimdi o kadar değil.
Niye insan hayatının 30 yılını var olduğu bile şüpheli olan bir şeye adar?
- Var olduğuna kesin eminiz. Hatta Samanyolu’nda oldukça fazla miktarda olduğunu söyleyebilirim. Kara delikleri niye araştırdığıma gelince, şu an elimizde mevcut olan fizik kanunlarında eksik parçalar var. Bunları tamamlamak için de kainatta var olan ve bizim hálá tam olarak anlayamadığımız şeyleri çözmemiz gerekiyor. Kara delikler de işte böyle bir muamma.
İNTERNETİ BULAN ADAM BUGÜNKÜ HALİNİ DÜŞÜNMEDİ
Farz edelim sırları çözdünüz. Son tahlilde insanoğluna faydalı ne bulmayı bekliyorsunuz?
- Pratik ve direkt bir yarar bekleyerek bilimsel araştırma yapamazsınız. Örneğin interneti bulan adam bugünkü halini düşünerek bulmadı. İki bilgisayar arasında bilgi akışını sağlamak amacındaydı. Ya da beyin tomografisini keşfeden adam insanlar tetkik yaptırabilsin diye yola çıkmadı. Bizim gibi sayılarla uğraşan bir fizikçiydi. Kara deliklerin sırrını tamamıyla çözdüğümüzde entelektüel bir kademe atlamış olacağız. Yani dünyanın ve kainatın oluşumu ve sonrasıyla ilgili ipuçları elde edeceğiz, bunlar bizi başka noktalara götürecek. Böyle gidecek.
Stephen Hawking temmuz ayında Dublin’de yapılan Uluslararası Görecelik ve Çekimgücü Konferansı’nda o güne kadar kara deliklerle ilgili savunduğu temel şeylerde yanıldığını söyledi değil mi?
- Önceden yani 30 yıl kadar bir süre kara deliklerin içinde maddelerin yok olduğunu iddia ediyordu. Bir yandan da atom parçacık teorisi maddenin hiçbir zaman yok olmayacağını ama dönüşebileceğini söyler. Hawking teorisiyle atom teorisi birbirine zıttı. Dublin’deki kongrede Hawking yanıldığını, kara deliklerin içinde giren maddelerin geri elde edilebileceğini söyledi.
HAWKING İDDİADA BEYZBOL ANSİKLOPEDİSİ KAYBETTİ
30 yıldır tersini söylüyordu. Hatta başka bir fizikçi olan John Preskill ile iddiaya bile girmişti.
- Evet aslında biz bilim adamlarının tartışmalarda kullandığımız bir yöntem değildir iddiaya girmek... (Gülüyor) Preskill California Teknik Üniversitesi’nden (Caltech) bir astrofizikçi. Aslında Hawking ve Preskill arasındaki iddia çok eskidir. 1975 yılında tutuşmuşlardı. Kazanan diğerine bir beyzbol ansiklopedisi alacaktı. Preskill maddelerin kara delik içinde kaybolamayacağını söylüyordu. Hawking ise tersini. Hawking konferanstan sonra Preskill’e ansiklopediyi verdi sanıyorum. İşin komik tarafı Preskill’in gazetecilere ‘İddiayı kazandığım için mutluyum ama Hawking’in konferansta anlattıklarının bir kelimesini bile anlamadım’ demesiydi.
Siz anladınız mı bari?
- Hiçbirimizin beklediği bir şey değildi Hawking’in böyle yön değiştirmesi. Yaptığı sunumu sayılarıyla görmem lazım. Çünkü kongrede bir sürü sayı verdi.
Hawking bir de kara delikler sayesinde zamanda yolculuk yapılabileceğini söylüyordu. O fikri de mi değişti?
- Evet bundan 20 yıl önce prensipte kara deliklerin paralel evrenlere geçiş sağlayabileceğini söylüyordu. Fakat kongrede bu konuda da yanıldığını söyledi.
Peki bir anda niye vazgeçer bir bilim adamı uzun süre savunduğu şeylerden?
- Biz fizikçiler bir sabah uyanıp rüyamızda gördüğümüz bir şeye göre belirlemeyiz planlarımızı. Uzun uzun araştırmalar yaparız. Hawking de sürekli kara delikler üstünde çalışıyor. Fakat ben onun Princeton’daki fizik profesörü Maldacena’dan etkilendiğini düşünüyorum. Onun son zamanlardaki analizleri çok kuvvetliydi ve Hawking’le sürekli irtibat halindeydi.
Sizce niye normal insanları çok ilgilendiriyor bu kara delik konusu?
- İnsanları çeken şey bilinmeyen. Bir yandan da fikir olarak çok basit birşey. Yani kara bir delik var uzayda, önüne gelen her şeyi yutuyor diyoruz. Bu herkesin anlayabileceği bir şey. Biz fizikçiler için tabii durum oldukça karmaşık.
Kara delik kelimesi günlük hayatta çok kullanılıyor. Sizce neden?
- Gerçekten öyle. Eskiden bilim terimleri latinceydi, kimse bir şey anlamıyordu. Kara deliğe ismini veren Amerikalı fizikçi John Wheeler’dır. Ve tamamen onun bu zeki tanımlaması sayesinde bir bilim deyimi bu kadar günlük hayatta kullanılır oldu. Bir de bu DNA teriminin başına geldi. Aslında çok karmaşık bir kelime. Şimdi bana sorsanız açılımını söyleyemeyebilirim ama herkes şimdi ‘bir şeyin özü ya da karakteri’ demek isterken DNA kelimesini kullanıyor. İnsanlar anladığı bilimsel terimleri hayata geçirmeyi seviyor galiba.
İçine düşerseniz ölmeniz zaman alır
Bir insanın bir kara deliğin içine düşmesi mümkün mü?
- Mümkün. Ama oldukça büyük bir tane bulmak lazım. (Gülüyor) Pek tavsiye etmem.
Neden, düşsem ne hissederim?
- Öncelikle düşerseniz, geri çıkma şansınız yok. Eğer küçük bir kara delikse kısa zamanda parçalara ayrılırsınız. Eğer büyük bir kara delikse ölmeniz biraz daha zaman alır. Ayaklarınızın, bedeninizin uzadığını görürsünüz. Çok dramatik bir şey hissetmezsiniz. Geriye dönüp mesela Dünya’ya baktığınızda zamanın hızla akıp gittiğini Dünya’nın değiştiğini görürsünüz. Yani Dünya’nın geleceğini görürsünüz bir anlamda.
Peki o zaman NASA bir kara deliğe uzay aracı gönderse, o araç da Dünya’nın geleceğini söylese?
- NASA böyle bir şey yapabilir ama çok akıllıca olmaz. Çünkü evet giden araç Dünya’nın ilerisinde bir zamana geçer ama daha sonra Dünya’yla bağlantı kuramaz. Yani bizim işimize yaramaz çünkü onlardan bilgi alamayız, kaybederiz.
Peki bir gün Güneş bir kara deliğe dönüşüp Dünya’yı içine çeker mi?
- Pek sanmam, böyle bir şey beklemiyoruz. Güneş’in başına gelecek şey şu: Önce çok kızaracak, büyük kırmızı bir yıldız olacak, içinde patlamalar olacak, sonra da sönecek küçük beyaz cüce bir yıldıza dönüşecek. Güneş kara delik olmak için hafif bir yıldız.