Kutularda tükenen hayatlar

Güncelleme Tarihi:

Kutularda tükenen hayatlar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2011 00:00

Çekimleri Edirne ve İstanbul’da gerçekleşen ‘Gişe Memuru’, pek çok kısa filme imza atan Tolga Karaçelik’in ilk uzun metraj denemesi. Bu hafta vizyona giren film evden işe işten eve, bir kutudan diğer kutuya geçerek harcanan hayatları anlatıyor. 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de ‘En İyi İlk Film’, ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ve ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’ ödüllerini alan ‘Gişe Memuru’nun yönetmeni ve başrol oyuncularıyla bir kutunun içinde konuştuk.

Haberin Devamı

TOLGA KARAÇELİK (YÖNETMEN)
Dörtgenler arasında gidip geliyoruz

2003’ten beri altı kısa film ve Gevende grubunun klibini çektim. Kısa filmle uzun metrajın anlatım biçimleri tamamen farklı. Kısa metraj şiir gibi ama bu hikaye uzun metraja uygundu. Hikaye, Marmara Üniversitesi Haydarpaşa kampüsünde hukuk okurken ortaya çıktı. Her gün geçtiğim köprünün gişe memuru dikkatimi çekti. Gayet neşeli “Kolay gelsin” dedim, sadece baktı. Fark ettim ki, gişedeki memur tıpkı bir makine gibi OGS ile aynı işi yapıyor. Sonra kendi hayatıma baktım. Ben de aynı şekilde yaşıyorum. Evimden çıkıp bir arabaya biniyor, ya okula ya da işime gidiyorum. Yani bir kutudan diğerine geçiyorum. Bunu film için bir metafor olarak kullanmaya karar verdim. Ofis hayatı yaşayan insanlar bir kısır döngü içinde. Ev, iş, televizyon... Hep dörtgenler arasında gidip geliyoruz. Tıpkı bir okyanusın ortasında gibi, ne görüyor ne duyuyoruz. Aynı insanlarla aynı şeyleri konuşup, istemediğimiz ilişkileri devam ettiriyoruz. Enerji kaybediyoruz.

Haberin Devamı

FARKLI BİR KARA MİZAH

Başroldeki Kenan karakterini de bu hayatın içinde yarattım. Ben kendim o kutulardan çıkmayı film çekerek başardım. Kenan’ın babasıyla ilişkisi de önemli. Benim, filmdekinin aksine babamla hep çok iyi ilişkilerim oldu.
Sanat ve gişe filmi ayrımım yok, başarılı film var. Bu da filmin derdini anlatmasıyla sağlanıyor. İzleyicilere derdimi aktardığımı hissediyorum. Seyircinin algısını açık tutmak da çok önemli. Filme giden kimsenin, ‘bir buçuk saatim heba oldu’ düşüncesiyle salondan çıkacağını sanmıyorum. Ayrıca duygusal anları ve ailenizle aranızda kurabileceğiniz ortak noktaları da çok. Seyirciler beklediklerinden çok gülüyor. Sanırım, alışık olduğumuzdan çok daha farklı bir kara mizah var.

NERGİS ÖZTÜRK (OYUNCU)
Güzellik algısının ötesine geçtim

Canlandırdığım Nurgül bir mahalle kızı. Yaşı geldiği için eş bulma derdinde ve karşısında Kenan’ı görüyor. Çok aşık değil ama öğrendikleri gereği, artık hayatında biri olması için Kenan’la bir birliktelik istiyor. Nurgül’ün bir gişe memurundan farklı olarak, içinde yaşadığı kutu mahallesi ama o bunu hiç sorgulamıyor. Canlandırdığım karakterin iç dünyasıyla hiçbir ortak noktam yok. Sadece Karadenizli bir aileden geliyorum ve çocukluğum filmdeki gibi bir mahallede geçti.
Yönetmenimiz Tolga Karaçelik senaryoyu yazarken köprülerin gişelerine gidip çalışanlarla zaman geçirdi. Bana da bütün detaylarıyla anlattı. Ben de her gün evimden çıkıp gişeden geçiyordum. Orada çalışanları çok inceledim.
Bu filmi izlerken hiç ummadığım kadar eğlendim. Çünkü sokakta görebileceğiniz karakterler var. Oyuncu olarak ağır rollerin kadını gibi duruyorum ama tiyatroda kabare yapıyorum. Aslında çok eğlenceli biriyim.
Güzellik ve çirkinlik kavramına gelince... Hepimiz iyi görünmeyi dert ediyoruz. Televizyondakiler “Şu ne güzel, bu güzel değil” diye yorumlanıyor. ‘Kıskanmak’ filmindeki rolüm sırasında altı ay çalıştım ve bu algının ötesine çıkmak istedim. Nasıl göründüğümden çok karakterin hikayesi üzerinde duydum.

Haberin Devamı

SERKAN ERCAN (OYUNCU)
Kadınlar arızalı erkek sever

Yönetmenimizle bir yıl önce buluştuk. Senaryoyu okur okumaz canlandırdığım Kenan’ın nasıl bir adam olduğunu anladım. Çok sevilip muhabbet edilecek biri değil. Ama yaşadıklarını gördüğünüzde sevecek yanlarını da buluyorsunuz. Film için çalışmaya başladığımda sık sık gişelerden geçtim. Bu zamana kadar hiç dikkat etmemiştim. Çünkü oralardan hızla geçersiniz. Gişeciler arkanızda kalır. Çalışanlarla konuştum. Tabii herkes kadar sorunları var ama Kenan gibi büyük dertler yaşamıyorlar.
Filmde gişe gibi küçük bir alanda çalıştım. Kamera çok yakınımdaydı. Bazen duvar gibi durmam gerekiyordu. Ama bütün bu sıkıntıları olumlu yöne çevirdim. ‘Gişe Memuru’, çeşitli türleri içinde barındıran bir film. İzleyenler hem sanat ve edebiyat hakkında düşünüyor, hem de gülüyor. Bu da hikayeyi çok rahat izlettiriyor. Kadınlar arızalı erkekleri sever. Belki bu yüzden, kadın izleyiciler de Kenan karakterini sevecek.
Zaman zaman ben de belli kutuların içine kapandığımı hissediyorum. Ama hiç canlandırdığım Kenan karakteri gibi hissetmedim. Çünkü buna biraz da Kenan izin vermiş. Zorlamaktansa hayatı akışına bırakarak yaşayan biriyim. Ayrıca hayatı keyifli ve eğlenceli yaşarım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!