OluÅŸturulma Tarihi: Mart 16, 2005 00:00
İSTANBUL Ticaret Odası’ndaki seçimi çok iyi tahlil edip ‘siyaset’ için dersler çıkarmak gerekiyor.Bir kere İTO’nun
seçim sistemi gayet demokratik, her isteyen seçile seçile tepeye çıkabiliyor. Partilerdeki gibi ‘delege sultası’ yok. Siyaset için örnek bir model; her anlayışı bünyesinde topluyor; bu da uzlaÅŸmayı getiriyor. Ä°TO’da bugüne kadar ağırlıklı olarak DYP’li isimler bulunuyordu; Mehmet Yıldırım da böyle bir isim... Ancak ‘Formula 1’ yatırımı nedeniyle hakkındaki çeÅŸitli iddialarla karşılaşıyordu.AKP’li kadrolar, sadece siyaseten iktidar olmadıklarını göstermek için seçime BaÅŸbakan’dan belediye baÅŸkanına kadar müdahale ettiler.Mustafa ÇaÄŸlar kendi komitesinden çıkamayınca, gruplar ve isimler arasında bir ittifak saÄŸlanamadı. Ä°TO kulisini başından beri AKP Ä°stanbul Ä°l BaÅŸkan Yardımcısı Murat YalçıntaÅŸ yürütüyordu. Belki aklından Ä°TO Meclis Yönetim Kurulu BaÅŸkanlığı geçmiÅŸ olabilir o zaman.‘Ankara’dan ‘özel ortam’a gelen telefon üzerine yeni bir taktik geliÅŸtirildi; ÇaÄŸlar’ın yerine ‘sanayici, okumuÅŸ ve dil bilir’, YalçıntaÅŸ sahneye sürülmeliydi. Seçimlerde uzlaşılmaz durumlarda ‘torba isim’ her zaman geçerlidir.AKP Milletvekili, TRT eski Genel BaÅŸkanı Prof. Nevzat Yalçıntaş’ın oÄŸlu olan Murat YalçıntaÅŸ ‘madeni eÅŸya’ komitesinden Meclis’e girmiÅŸti. SoÄŸutma-ısıtma sistemleri üreten EMAÅž AŞ’nin sahibiydi; aile olarak gayrimenkul zengini sayılırlardı. Ä°TÜ’lü makina mühendisi olup, ABD’de master yapmış ve AB ekonomisi bilen bir isimdi YalçıntaÅŸ... Seçimin kilit ismi ‘gıda’ komitesinden Meclis’e giren Ali Kopuz idi. 40’a yakın delegesi bulunan Kopuz, ÇaÄŸlar’a karşı olduÄŸundan Yalçıntaş’a ‘evet’ dedi. Yıldırım’ın karşısında 95’i ‘kemik’ 135 isimle çıkan muhalifler, Kopuz’un oyuna muhtaçtılar. MÃœSÄ°AD’ın ise seçimlerde hiçbir ağırlığı görülmedi.BaÅŸbakan ErdoÄŸan, geçmiÅŸte aile ÅŸirketi ‘Elif sucukları’ firmasında, Kopuz’un babasının yanında muhasebeci olarak çalışmıştı ve hemÅŸehriydiler. Böylece her türlü ittifak tamamlanıyor, bazı sol oylar da AKP’li aday üzerinde toplanınca Ä°TO’nun yeni baÅŸkanı Murat YalçıntaÅŸ oluyordu.EkmeÄŸim yok pasta yiyeceÄŸimHAKÄ°MLER ve Savcılar Yüksek Kurulu, geçen hafta iki savcıyı haklarındaki ceza yargılaması sonuçlanmadan meslekten ihraç etti. Kamuoyunun bildiÄŸi gibi ben de, istifaya davet edilen Yargıtay eski üyesi Ergül Güryel’in baÅŸkanlık ettiÄŸi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından cezai yargılanmam sonuçlanmadan ihraç edilmiÅŸtim.12 Eylül’den önce Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, ‘hakim’ ve ‘savcı’ sınıfları olarak iki kurul halinde görev yapıyordu. Bu kurulların kararlarına karşı idari yargıya gidilebiliyordu.Ancak 12 Eylül’le birlikte yargı, yürütme tarafından ‘tahakküm’ altına alındı denilebilir.Yani yargı siyasallaÅŸtırıldı. Ne yazık ki, AB’ye entegre olmak isteyen AKP iktidarı, 12 Eylül yasalarından en çok yararlanan parti oldu.18 Mart 2005 itibariyle 37. yaşımı dolduruyorum. 30’lu yaÅŸlarımı ‘sanık’ sıfatıyla yargılanarak geçirdim. Eski bir savcı olarak bana dayatılan Hukuk Fakültesi diplomasıyla savcılık, hakimlik, avukatlık, noterlik, mali müşavirlik, müfettiÅŸlik gibi mesleklerden ekmek yiyemezsin, ancak pasta yemekte özgürsün, diyorlar.Halbuki, MÃœ Hukuk Fakültesi’nden Anayasa Hukuku Doçenti Sibel Ä°nceoÄŸlu, AB Komisyonu’na sunduÄŸu ‘Yargı Bağımsızlığı’ raporunda, hakim ve savcılara verilen meslekten çıkarma cezalarında, Kurul’un yetkisinin yasal dayanağının uluslararası hukuka aykırılığını haklı olarak eleÅŸtiriyor.1789 Fransız Devrimi, Kraliçe Marie Antuanette’in ‘Ekmek yoksa pasta yesinler’ deyiÅŸi ile baÅŸlamıştı. Özgürlük, eÅŸitlik ve adalet ilkeleri bugün tüm dünya anayasalarında yer alıyor.Ben de, cuma günü 37. yaÅŸ günümü beni bu konuma getiren Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (Adalet Bakanlığı karşısında) önünde saat 11.00’de kutlayacağım.Ä°smet TUNCER- ‘Bisikletli’ savcı 0532-724 72 81Ä°ki hastane iki sorunNEDÄ°M Kavuk adlı okurumuz ‘Ne yazık ki SSK dönemini aratmaya baÅŸladılar’ diyerek ÅŸunları yazıyor:‘SSK Sultanahmet Dispanseri (GedikpaÅŸa) SaÄŸlık Bakanlığı’na devredildi, adı SaÄŸlık Bakanlığı Valide Sultan Vakfı Gureba EÄŸitim ve AraÅŸtırma Hastanesi Sultanahmet Semt PolikliniÄŸi olarak deÄŸiÅŸtirildi. Önceki günkü Tıp Bayramı’nda hasta muayenesi yapılırken, bu kez polikliniÄŸin kapatıldığı ve hastaların Valilik PolikliniÄŸi’ne gitmeleri söylendi. Burası 5 katlı, Valilik PolikliniÄŸi ise 2 katlı; bu kadar hastaya nasıl bakılacak? Neden küçüğü deÄŸil de büyüğü kapatılıyor? Hastanelerdeki eÅŸitlik ve rahatlık böyle mi saÄŸlanacak? PolikliniÄŸimizi, doktorlarımızı ve SSK döneminde randevu sistemini geri istiyoruz.Soruyorum, SSK’nın Sultanahmet Semt PolikliniÄŸi bitiÅŸiÄŸinde iki binası daha var. Bunlar birilerine peÅŸkeÅŸ çekilip otel mi yapılacak?’Bu arada daha önce sormuÅŸtuk; ‘Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, Bezmialem Vakıf Gureba’yı senedine uygun olarak SSK’dan ne zaman geri alacak?’ Bir öneri; burası Ä°stanbul’da tüm yeÅŸil kartlı hastalara bakacak pilot bir hastane yapılabilir. Yanal’ı bırak Oda’lara bakHÃœRRÄ°YET’te okudum; Maliye Bakanlığı Türk futboluna tarihinin en büyük vergi inceletmesini baÅŸlattı. Gelirler BaÅŸkontrolörü Murat BaÅŸaran baÅŸkanlığında yürütülen inceleme Milli Takımlar Teknik Direktörü Ersun Yanal’a kadar uzandı.Siz geçenlerde yazdınız, eskiden sendika aÄŸaları vardı, ÅŸimdi ‘oda aÄŸaları’ var diye.Maliye esnaf odalarının aÄŸaları olan yönetici ve baÅŸkanlarına hiç mal-mülklerini sormayacak mı? Daire, villa, arsa vs ve kaç ticari plaka sahibi olduklarını ortaya çıkarmak o kadar zor olmasa gerek.MESAJ PANOSU‘RÄ°MÄ° Rimi Ley’ parçası pek tutmadı. Baksanıza televizyonlarda Almanya’yı temsil etmesi beklenen Türk asıllı ÅŸarkıcı için ‘umudumuz’ deniliyor. En iyisi mi biz bu yarışmaya Ajdar’ın ‘Nane Nane’ parçasıyla katılalım. Eurovision’a Ajdar’la katıldığımız takdirde sonuncu bile olsak kimse Ajdar’ı kolay kolay unutamaz. Bu da Türkiye için çok iyi bir reklam olur. Mehmet Ali BORAN Â
button