Kusursuzluk ararken hayatı kaçırmayın

Güncelleme Tarihi:

Kusursuzluk ararken hayatı kaçırmayın
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2004 00:37

En güzel eş, en iyi anne, en çok çalışan eleman... Mükemmellik ararken, kendinizi yıprattığınızın, hayatı ıskaladığınızın farkında mısınız? Kimse mükemmel olmak zorunda değil. Yüzünüz gülsün, üstünüze düşeni yapın yeter.

Çevremiz, her alanda mükemmel olmayı başarmış kişilerle dolu. Billboardlarda, dergi kapaklarında onların gülümseyen yüzleriyle karşılaşıyoruz.

Adını bilmediğimiz ülkelerin insanları, mükemmel sıfatını kazandıkları için el üstünde tutuluyorlar. Ama yeryüzünde yaşayan milyarlarca insan arasında mükemmele erişebilenler azınlıkta kalıyor.

Ne dersiniz, mükemmel olamamak gerçekten çok büyük bir talihsizlik mi? Amerikalı sosyolog ve yazar Daisy Garnett, aylarca süren araştırmaları sırasında mükemmelliğe erişemeyen ama durumlarından memnun olan kişilerle tanıştı. ‘Mükemmel değilim, hayatımdan memnunum’ başlığıyla yayınladığı kitabında da bu kişileri anlatıyor.

Mükemmel olmadığınız için başınızı taştan taşa vurmanıza gerek olmadığını bu kişilerin serüvenlerini okuduktan sonra daha iyi anlayacaksınız. ‘Ben mükemmel değilim ama hayatımı seviyorum’ diyor Daisy Garnett.

‘Yazılarımı bitirir bitirmez, köşedeki spor salonuna gidip, en az 40 dakika egzersiz yapacağım.Oysa görünüşe göre egzersizden çok daha önemli işler var sırada. Olsun varsın. Ben mükemmel biri değilim. Her işi önem sırasına göre yapmayı zorunlu bulmuyorum.’

YAPTIĞINIZ ONCA FEDAKARLIĞA DEĞMEZ

Mükemmel olmayı amaç edinen bir kadın, öncelikle dış görünüşüne önem verir. Manikür, makyaj, giyim, saç bakımı gibi konular, yapılması gereken işler listesinde ilk sıralarda yer alır.

Saçının bir teli bile yerinden oynamasın ister. Bunu sağlamak için de elinden geleni yapar. Evet, bu kadın gerçekten mükemmel sıfatına layıktır. Ama bu kadının iç dünyasına girdiğiniz zaman çok farklı bir tabloyla karşılaşırsınız. Mükemmel görüntüyü sağlamak uğruna, istirahatinden fedakarlık yapmıştır.

Dostlarıyla tatlı tatlı sohbet etmek yerine ayna karşısında saatler harcamıştır. Canı hiç istemediği halde, mükemmel kadın ünvanına gölge düşürmemek uğruna bir dernek toplantısına katılır.

Evet, mükemmel sıfatına layık olmak uğruna, zevklerimizden, hayatın bize sunduğu imkanlardan feragat ettiğimizin farkında mıyız?

Diyelim ki, mükemmelliğin bütün koşullarını yerine getirdiniz, bundan sizin kazancınız ne olacak? Kuru bir övgü, kıskançlığa yakın bir hayranlık duygusu. Oysa siz bu uğurda kendinizi hayatın pek çok zevkinden yoksun bırakıyorsunuz. İyi düşünün, aldığınız sonuç, yaptığınız bunca fedakarlığa değdi mi?

Oysa, mükemmel olmadıklarını bilen ve de bu gerçeği benimseyen pek çok kadın var. Hayatı sevmek, onu doya doya yaşamak, mükemmel olmamaya değmez mi?

Bence değer.

Kendinizi belli koşullara uymaya zorlayınca hayatı sevmeniz için bir neden kalmıyor. Sadece belli bir programı uygulayan bir robottan farkınız kalmıyor. Bir robotun, hayatı sevmesi mümkün mü?

DÜZENSİZ DE OLMAYIN

Mükemmel bir kadının evinin tertemiz ve düzenli olması gerekir diyorsunuz. Cumartesi pazar dışında diğer günleri iş yerinizde geçirdiğiniz için de evinizi mükemmel bir kadına yakışacak şekilde düzenleyemiyorsunuz. Bu durumda tatil günlerinizi sabahtan akşama kadar çalışarak mı geçireceksiniz?

Mükemmel bir kadın mutlaka böyle yapacaktır. Ama mükemmel olmayı hedef edinmeyen kadın, tatil günlerini değerlendirmeyi yeğler. Ve tabii dinlenmeye ayıracağı saatleri çalışarak geçirmediği için de mutlu olur.

Bu açıklamalar sizi yanıltmasın. Hiçbir işini yapmak istemeyen, düzensiz biri olmanın size mutluluk getireceğini iddia etmiyorum. Sadece mükemmellik yarışına girmenizin size neler kaybettireceğini hatırlatmaya çalışıyorum.

İnsanların mutlu olmaları için giriştikleri her işi mükemmel yapmaları, taşıdıkları ünvanın en başarılısı olmaları şart değil. İnsanın biraz da gönlünün sesine kulak vermesi, kendini memnun etmesi, elbette başkalarının övgüsünü kazanmasından çok daha önemlidir.

KUSURSUZ ÖLÇÜLER GEREKMEZ

Günümüzün kadınları için ‘mükemmel’ diye tanımlanacak vücutlara sahip olmak bir tutkuya dönüştü. Aslında ‘mükemmel vücut’ tarifi de esnek bir tarif. Zaman zaman geniş kalçalar, ideal sayılıyor. Zaman zaman kadınların küçük göğüslü olmaları tercih ediliyor. Yani, mükemmel vücut tarifi, günün modasına göre değişebiliyor. Aynanın karşısında kendinizi incelerken, vücudunuzdaki ‘mükemmel’e uymayan özellikleri görüp de aşağılık duygusuna kapılırsanız, kendinize yazık edersiniz.

Mükemmel vücut geçimini vücudunun güzelliği sayesinde sağlayan kişiler için önemlidir. Mankenlik yapmayı aklınızdan geçirmediğinize göre, mükemmel bir vücuda sahip olmak zorunda da değilsiniz. Aşırı şişmanlık, aşırı zayıflık gibi sağlık açısından da tehlikeli olan durumlar dışında vücut ölçüleri önemli değil.

Aynada kendinize bakıp bakıp, ‘Şuram çirkin, buram fazla kalın’ diye hayıflanarak, hayatı kendinize zehir etmeyin.

Mükemmel bir eş değilim

Sahi, mükemmel bir eş denilince, gözlerinizin önünde nasıl bir kadın canlandırıyorsunuz?

Erkeğin annesine göre, 24 saat kocasının hizmetinde olan, onun uğruna kendi zevklerini hiçe sayan kadındır.

Kadının annesine göre ise mükemmel eş, kocasına her istediğini yaptırtmayı başaran, kendini fazla yormadan evini derleyip toplayabilen kişidir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi mükemmel eş tanımı, kişilere ve koşullara göre değişebiliyor.

Mükemmel eş kimdir? Hiç kuşkusuz kocasının bir bakışından onun ne istediğini anlayabilen ve de bu isteği hemen yerine getiren kadına mükemmel eş gözüyle bakılabilir. Her konuda eşine destek olabilen, onun dostu ve sevgilisi olmayı başarabilen kadın için kimsenin söyleyeceği bir söz olamaz. Her evlilik, ancak böyle mükemmel eşler sayesinde mi ayakta kalır? Hayır...

Kadının mükemmel bir eş olmaması, onun mutlu bir evlilik kurmasına engel değildir. Kocasının sorunlarıyla ilgilenmeyen bir kadın başka bakımlardan eşini mutlu eder. Aslında evlilikte mutluluk, mükemmel sıfatıyla pek de ilgili değildir. Kadınla erkeğin, birbirlerine karşı hoşgörülü davranmaları pek çok kusuru unutturabilir.

Evliliklerde kadınla erkeğin aralarında sevgi ve saygı ile örülmüş bir bağın bulunması, iki tarafın da bu beraberlikten mutluluk duymasını sağlar.

Ben çocuklarımı seven bir anneyim

Mükemmel anne kimdir? Önce bu sorunun yanıtını arayalım. Bazılarına göre mükemmel anne, çocuğunu iyi besleyen, ona söz dinlemesini öğreten, aynı zamanda kendi ayaklarının üzerinde de duran kişidir.

Bazılarına göre mükemmel anne, her işini bir yana bırakıp sadece ve sadece çocuklarıyla ilgilenen fedakar kişidir. Mükemmel anneyi belli formüllerle tanımlamak mümkün değil.

Siz çocuklarınızı seviyorsanız, belki bazı kurallara karşı çıkmalarına göz yumacaksınız. Çocukları sıkı disiplin içinde, zevklerini kısıtlayarak yetiştirmeye çalışmanız yanlış olur. Çocuklarınızı seviyorsanız, varsın başkaları sizin mükemmel bir anne olmadığınızı ileri sürsünler.

Gerçekte, mükemmel anne, çocuklarını tüm kalbiyle seven, onları mutlu etmesini bilen kişidir. Onlarla geçirdiği zamanın kalitesine önem veren kişidir.

Çocuklarınızı sevdikleri yiyecek ve içeceklerden tamamen mahrum etmiyorsanız, onlara her şeyi sevgiyle öğretmeyi tercih ediyorsanız,onların gözünde ‘mükemmel anne’ sayılacaksınız. Zaten önemli olan da çocuklarınızın hükmü, öyle değil mi?

YARIN MÜKEMMEL BESLENMİYORUM
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!