Güncelleme Tarihi:
Serhan YEDİG
syedig@hurriyet.com.tr
Avcıların gözü aydın, sakarca gibi kazlar, 11 tür ördek için uygulanan avlanma yasağı üç hafta önce kalktı. Merkez Av Komisyonu, şubata kadar her avcının günde 6 ördek, 3 sakarca kazı vurabileceğini açıkladı. Avcılar, Avrupa ve Asya’nın kuzeyindeki üreme bölgelerinden havalanıp binlerce kilometre uçarak, kışı geçirmek üzere Anadolu’ya gelen kuşları heyecanla bekleyedursun, Türkiye ve diğer Avrupa ülkelerinde kimi doğaseverler bu hayvanların soyunu koruyabilmek için inanılmaz işlere imza atıyor.
Avcılar kuş halkalarını evlenme teklifi sanıyor
Özge Keşaplı (32), Türkiye’nin en tecrübeli kuş araştırmacılarından. Moullec gibi kanatlanıp uçmasa da, öncülüğünü yaptığı Ulusal Halkalama Programı’yla 7 yılda Türkiye’den geçen 244 türden 150 bin kuşun inceleme altına alınmasını sağladı. Tek başına 5 bin kuş halkaladı. Bu çalışma sayesinde, Türkiye’de ilk kez rastlanan üç tür keşfedildi. 29 ülkeden, 44 tür kuşun Anadolu’ya uğradığı anlaşıldı. Göçte, koskoca Akdeniz’i, Sahra Çölü’nü aşmadan önce Anadolu’da enerji topladıkları, sulak alanları yok etmenin, kuş neslini yok etmekle eşdeğer olduğu görüldü.
Dört yıl önce kuş gribi gündeme geldiğinde de kritik bir görev üstlendi Keşaplı. Tarım Bakanlığı, Kuş Araştırmaları Derneği ve 19 Mayıs Üniversitesi işbirliğiyle başlatılan kuş araştırmasının koordinatörlüğünü yürüttü, salgın hastalığın görüldüğü sahalarda çalıştı.
NORVEÇ’TE ÖĞRENDİ
Özge Keşaplı’nın kuş gözlemi merakı, ODTÜ’de çevre mühendisliği öğrenimi gördüğü günlere uzanıyor. Ankara Kuş Gözlem Grubu’na katıldı. ODTÜ Kuş Gözlem Grubu’nun kuruluşunda görev aldı. Kuş sevgisi meslek seçimini de etkiledi, biyoloji bölümüne yatay geçiş yaptı. 2000 yılında staj için Norveç’e gittiğinde Türkiye’de kullanılmayan bir tekniği öğrendi: “Kuş halkalama yoluyla yapılan araştırmaları gördüm. Dönüşte, ötücü kuş göçü üzerine hazırladığım yüksek lisans tezinde ilk kez halkalama tekniğini kullandım.”
Keşaplı daha sonra Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) kanalıyla Ulusal Kuş Halkalama Programı’nın başlatılması için çalıştı. 2002’de amacına ulaştı. KAD, ODTÜ, Milli Parklar Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen programın koordinatörlüğünü üstlendi. Ankara, Manyas, Çukurova’daki istasyonlarda halkalama yaptı. Maddi kaynak sorunu aşılamayınca bu yıl görevden ayrıldı. Altı yıllık çalışma sonuçlarını değerlendirdiği kapsamlı rapor bugünlerde KAD tarafından yayımlanacak. Keşaplı, milli park sahalarında bile kaçak avcılık yapılabildiğini, bunun engellenmesi gerektiğini söylüyor. “Polonya’dan gelen bir küçük orman kartalının, ilk göçünde Hatay’da zevk için vurulduğunu görmek çok acı. Hatta bazı avcılar halkayı evlilik teklifi sanıp Avrupa’ya mektup gönderiyor. Avcılara sesleniyorum: Kuş rehberi edinip tehlike altındaki türleri tanıyın. Halkaları ilgili kurumlara iletin.
Kazlar onu baba kabul etti
Kışı geçirmek için geldikleri Batı Karadeniz’de insafsızca öldürülen, tüm Avrupa’da 30-40 çift kalan küçük sakarca kazı için uçmayı öğrenen çılgın bir Fransız çevreci Christian Moullec (49). Hedefi göç yollarını değiştirip, kuşları Avrupa’daki daha güvenli bölgelere indirmek. 13 yılda kısmen hedefine ulaştı. Şimdi ekiple daha kapsamlı çalışma yapmak için sponsor arıyor. Dört yıldır İngiltere’de yeni uçakların görücüye çıktığı havacılık fuarlarında, 12 kazıyla gösteri uçuşu yapıyor. “Henüz 3 milyon Euro’luk sponsorluğu bulamadım ama umudumu kesmedim” diyor geçen hafta telefonda sorularımızı cevaplarken.
Moullec, Kuşları Koruma Derneği’ne üye olduğunda 13 yaşındaydı. Nesli tükenen türleri korumak için harekete geçmesi, çok sonraki yıllara rastlıyor. Meteoroloji mühendisliği öğrenimi görüp Kanada’nın Newfoundland Adası’nda staja gittiği günlere. Sonradan evleneceği kuş araştırmacısı Paola’yla da bu dönemde tanıştı.
37 GÜNDE 1600 KİLOMETRE
Çiftin kazların tehlikeli göç rotasının değiştirilebileceğini öğrenmesi ilk adım oldu. İkili önce mikrolight ile uçmayı öğrendi. 1996 Eylül’ünde bir grup kazı İsveç’ten 300 kilometre uzaklıktaki Fransa’nın Brötanya bölgesine uçurmayı başardılar. Ancak ilk deney hezimetle sonuçlandı. Moullec, kazların aniden ortadan kaybolduğunu söylüyor: “Meğer, çayırda gören belediyeciler ‘Bu tür kaz bizde yok’ deyip kuşları Brötanya Hayvanat Bahçesi’ne kapatmış.” Göç bölgesi Almanya’ya kaydırıldı, deneyler devam etti. Yavru kazları kendilerine alıştırmak, genel olarak insanlara alışmalarını engellemek için özel bir kostüm hazırladılar. Stockholm yakınlarındaki Oster Malma’da, yumurtadan yeni çıkmış küçük sakarcalarla üç yıl alıştırma yapıldı. Nihayet, yavru küçük sakarcalara uçağı izlemeyi öğrettiler.
1999 Eylül’ünde 30 yavru kaz, anne ve babaları sandıkları Moullec çiftiyle yola çıktı. 37 günde, 1600 kilometre uçup Almanya’ya vardı. 13 yılda ulaştıkları başarıyı sorduğumuzda “Almanya’ya getirdiğimiz kuşların yüzde 60’ını ertesi yıl İsveç’te görebiliyoruz.” diyor Christian Moullec.
Küçük sakarcalar, sakarcalarla aynı renklere sahip. Seyrek de olsa Türkiye’nin Ege, Trakya, çok soğuk kışlarda Batı Anadolu bölgelerinde görülüyor. Avları 12 ay yasak. Her iki tür Türkiye’nin yaygın kuşlarından boz kaza benziyor. İşte bu benzerliğin çok tehlikeli olduğunu söylüyor Moullec: “Türkiye ciddi risk bölgelerinden. Avcı ateş ederken neyi vuracağını kesin olarak bilemez, koruma altındaki türleri de istemeden vurabilir.”
600 EURO’YA KAZLARLA UÇUŞ
Moullec, yaşadıklarını 2000 yılında kitaplaştırdı. Ayrıca, ilgiyle karşılanan bir de belgesel çekti. Şimdi hedefi beş yılda toplam 500 kuşa Hollanda’ya uçmasını öğretmek. Projeye 3 mikrolight, 20 kişilik ekip katılacak. Bu amaçla Vol en V (V Şeklinde Uçuş) adlı sivil toplum örgütünü kurdu. Sponsor arayışını sürdürüyor. 600 Euro bağışlayan doğa gönüllülerine bir teşekkür paketi hazırlamış. 12 kazıyla birlikte Fransa’da 40 dakikalık uçuş yaptırıyor. Türk kuşbilimcilerle yolu hiç kesişmemiş. Çevre koruma bilincini artırmak için Türkiye’de de uçuş yapabileceğini söylese de, bunun için öncelikle 3 bin Euro’luk yol masrafını bulmak gerekiyor.