Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2005 00:00
DOĞRUSU, içimden ‘dangalaklık’ ve ‘ahmaklık’ deyimlerini kullanmak geçiyor ama, hadi, bir bölüm yurttaşımızı incitmemek kaygısıyla bu sıfatlara başvurmayayım.Fakat o halde, aşağıdaki formülasyonla şunu mutlaka vurgulamak zorundayım:Ülkemizdeki ‘Kürt Hareketi’nin ‘olgunluk yoksunluğu’ göz çıkartıyor!‘Reşit’ olmayan Kürt eksenli siyasetçilerin ‘sorumsuzluğu’ hazin manzara sunuyor. Ve, biraz ‘dost acı söyler’ misali, kendi Türk kimlik ve hissiyatına rağmen en netámeli günlerde bile hakim inkárcılığa karşı ‘öteki’nin ‘aidiyet dürtüsü’nü cesurca ve dürüstçe savunmuş birisi olarak da, böyle sert bir eleştiri getirmek hakkına bilhassa sahibim.* * *EVET evet, ‘Kürt hareketi’, daha doğrusu ‘Kürt milliyetçiliği’ son derece ‘ilkel’; veya daha ‘bilgiç’ (!) deyimle son derece ‘anakronik’ bir görünüm arz ediyor.Pazar günkü Nevruz kutlamaları da bunu göz çıkartır biçimde tekrar ortaya koydu.Dobra dobra söyleyeceğim, Apo Bey’in hemşiresinin elini öpmek için ‘kuyruğa girmek’ bönlüğüne ben ancak ‘elinin körü’ derim. O kadar!Bu kuyruğu, ‘canım, işte maziden kalma kuyruk acısıdır’ falan diye hoş göremem.Yukarıdaki eblehliğe kalkışanlar şimdi sakın bana, ‘gelenek ya da ‘hürmet’ diye özrü kabahatinden bin defa daha büyük ‘açıklama’ getirmeye çalışmasın!O ‘gelenek’teki (!) feodal cüceliği görmezden gelsem dahi, yahu ‘İmralı Palas’taki ikamet eden muhterem kimmiş ki sizler bir de, muhtemelen kendi halinde insanlar olan familya mensuplarını ‘peygamberleştirmek’ (!) girişiminde bulunuyorsunuz?Nasıl oluyor da, ruhen psikanalitik ‘klinik vaka’ arázları yansıtan; siyaseten ise Pol Pot-Hitler melezi rotaların Ortadoğu varyantına denk düşen birinden ‘feyz alıyorsunuz’? Artık anlayın ki, Marmara adasından Diyarbakır kalesine giden o yamuk yumuk ‘pipe line hattı’nı önce bizzat kendiniz dinamitleyip; sonra da hırdavat borunun içindeki ideolojik sefaleti son damlasına dökmediğiniz takdirde, boynunuza istediğiniz kadar ‘Kürt hareketi’ yaftası asın, ‘hareket kabiliyeti’niz sıfıra sıfır, elde var sıfır olarak kalmaya mahkûmdur!* * *SONRA, demokratik haklar açısından eleştirmiyorum ama yine de siyasi perspektifte bu ne gaflettir ki, ‘el öpme’ şaklabanlığı yetmiyormuş gibi Nevruz’u bir de, Apo Bey’in portresine ek olarak Irak Kürdistanı bayrağı taşımaya yeltenenerek ‘kutluyorsunuz’? İnsaf, ortak yurdumuz Türkiye’de ve eşit kimlikte kucaklaşabilmek için Ankara hiç yabana atılmayacak mesafe katetmişken, böylesine provokasyonlar hezeyanın daniskasıdır!Kör müsünüz, söz konusu ilerlemeye rağmen ‘hakim milliyetçilik’ tetikte bekliyor.Oysa, coğrafi mekánlara Kürtçe isim uydurmaktan ‘kurucu mitos’ palavrasyonları üretmeye aslında yukarıdakinin kötü kopya ve ‘anakronik’ bir çömezi olan sizler şimdi de tahrikçilikte çizmeyi tam aşarak, sırf kendinizinki değil, tüm ülkenin ufkunu karartıyorsunuz.‘Statüko’nun ‘hákim milliyetçiliği’ bardağın taştığına hükmettiği an hálá öyle bir gazaba gelebilir ki, alimallah sen, ben, bizim oğlan tüm demokrasi güçlerinin canına okur. * * *SONRA hezeyanda ikinci perde, hasımlarla çevrili, liman yoksunu ve hayat seviyesi çok düşük o Irak Kürdistanı’nın, başta Batı şehirleri, ülkemizin dört bir yanına dağılmış milyonlarca Kürt yurttaşımız için ‘cazibe merkezi’ olabileceğini mi hayal ediyorsunuz?Üstelik, demokrasilerde bile başka bayrağı ‘özlemek’ (!) en azından terbiyesizliktir. Ve kimse korkmasın, çünkü ancak intihara götüreceği ve ezici çoğunluğu eşit ve sivil kimlikli bir Türkiye’de refah isteyen Kürt vatandaşlarımız da asla uçuruma atlamayacak kadar akıllı, öngürülü ve ‘Tür-ki-ye-li’ olduğu için, avanak ‘Kürt milliyetçiliği’ nal toplayacaktır. El öpenleriniz çok olsun demiyorum ve budalalığa tekrar ‘elinin körü’ diyorum.1
button