Güncelleme Tarihi:
Atatürk ile ilgili bu kitabı yazmak nereden aklınıza geldi?
- Aslında yeni değil. 17 yıl önce bizzat dinlediğim olayları ele aldım. Bana bunları anlatan Madame Hermine 1998”de ölmüştü. Ben de ölüp gidersem unutulur dedim.
Bu kitabın yazılmasına vesile olan Madam Hermine ile nasıl tanıştınız?
- Altı yıl yaşadığım Almanya’dan Türkiye’ye döndüğümde İstanbul’da, Taksim’deki bir otelde kalıyordum. Aynı otelin lobisinde bastonlu, kolunda çantasıyla çay fincanı taşıyan yaşlı bir kadın gözüme çarptı. Fincanı düşmesin diye imdadına yetiştim. Çok sert bir ifadeyle bakıp reddetti. Bir yıldır otelde kaldığını ve adının Madame Hermine olduğunu öğrendim.
Kimi kimsesi yok muydu?
- 80’ini geçmişti, tek akrabası Arnavutköy’deki kuzeni Susan Hanım’dı. Onunla haftada iki saat görüşürdü. Bazı işadamı dostları onu ziyaret ederdi.
Yine de bu kalın zırhı delmeyi başarmışsınız...
- Zamanla bana açıldı. Sık, sık, “Hayatım film olur, derler ya, işte onların en gerçeğiyim” derdi. Osmanlı Bankası’ndaki birikimi, takıları ve ABD’deki bir yakınının gönderdiği para ve pahalı kürkleri yüzünden öldürüleceği endişesi taşıyordu. Bu sebeple güvende hissettiği bu otelde kalıyordu.
Geçmişinin en önemli anlarından biri de Atatürk’le tanışması. Nasıl tanışmışlar?
- 30 Ağustos 1929 gecesi Büyükada’daki Yat Kulüp’teki kutlamaya Hermine de katılmış. Ulu Önder’le vals yapmışlar. Dans bitince Gazi Paşa, genç kızın elini hafifçe sıkarak “Bakışlarındaki o hüznü gördüm Hermine. Dolmabahçe’de konuğum olur musun? Seni aldırmak için motor göndereceğim” demiş.
Hermine gerçekten de Dolmabahçe Sarayı’na gitmiş mi?
- Arkadaşı Katina ile birlikte motorla gitmişler. Gazi Paşa onu, kabul salonunda karşılarken “Hoş geldin, küçüğüm” diyerek alnına hafif bir öpücük kondurmuş. Onun Fransız lisesinde okumasından etkilenmiş. Sonra sarayı gezdirmiş. Büyük salonda yemek yemişler. Yemek sonrası Hermine, “Sizi tahmin edemeyeceğiniz kadar çok seviyorum Paşam. Bu hayranlıktan öte bir şey. Size gerçekten aşığım” diye cesaretle fısıldamış. Gazi Paşa, bu sözleri hiç duymamış gibi yapmış. Alnından öpüp başını göğsüne bastırmış. Sonra da, “Güzel Hermine, şayet okumak istersen, ileride insanlara ışık tutacak bir elmas parçası olarak benimle kalmalısın” deyince Hermine; “Yani benimle evlenmeyecek misiniz?” diye sormuş.
Bu soruya ne karşılık vermiş Atatürk?
- Atatürk “Doğrusu böyle bir şey, aklımdan geçemez küçüğüm! Bunun birinci nedeni; aramızda çok yaş farkı var; ikinci nedeniyse, ben evliliği yürütebilecek biri değilim. Çünkü kendimi, gerçek anlamda Türk Milletine adadım” yanıtını vermiş. Hermine aldırmamış “Nerede olursa sizinle yaşarım! Size tutkum bana her şeyi yaptırabilir. Aksi olsaydı beni yurtdışında okutma büyüsüne kapılır, evet derdim Paşam” yanıtını vermiş. Hermine sarayda 2.5 saat geçirmiş. Ayrılırken de Atatürk “Vereceğim ilk partide, seni dostlarıma tanıştıracağım. Gününü ve saatini sana bildireceğim” diye uğurlamış onu.
KARŞILIKSIZ AŞK HASTA ETTİ
Hermine, Atatürk’e aşık mı olmuş?
- Hermine, Atatürk’ün başını çenesinden tutarak yüzüne doğru kaldırdığı o anı hiç unutmamış. “Ermeni ol, Rum ol, Rus ol, benim için hiç fark etmez. Seni ilk gördüğümde Türk olmadığını anlamıştım. Seni çok sevdim küçük kız. Sanki kalbime işledin. Yetiştirilmesi gereken özel bir çiçeksin” diye duygularına değinmiş.
Aralarındaki bu dostluk nasıl sona ermiş?
- Yaveri Recep Zühtü’yü Hermine’nin babasına gönderip kızını saraydaki baloya çağıracağını haber etmiş. Ancak İsmet İnönü, motor bozuldu bahanesiyle o gece kızın saraya götürülmesini engellemiş. Ve o günden sonra Hermine’nin ruhu, karanlıklar içinde kalmış. Bir daha Atatürk’ü görememiş, karşılıksız aşkı onu sanatoryuma kadar düşürmüş.
Bu kadar yaşlı birinin anlattıklarına nasıl güvendiniz?
- Tam beş dil biliyordu. Dame de Sion Fransız Lisesi mezunuydu. Zehir gibi bir hafızası vardı. 1998’de ölene kadar da böyleydi. Bunun içindir ki senaryo olarak kaleme aldığım Atatürk serüvenini, romana çevirmekte oldukça zorlandım. Ben ona çok güvendim. Anlattıkları kesinlikle gerçek.
Bana Hermine anlattı
Eyüpoğlu “Bu yazılanlar kesinlikle gerçek” diye iddia ediyor. “Nasıl ispatlarsın?” diyenlere “Bana bizzat Hermine anlattı” diyor.
Uzmanlar ne diyor?
Gazeteci Taha Akyol, Atatürk ilgili kitapları yazan Oğuz Akay ve Sinan Meydan böyle bir bilgiye sahip olmadıklarını söylüyor. Buna mukabil Araştırmacı yazar Necdet Sakaoğlu “Duymuşluğum var. Ancak çok net bilgim yok” diyor. Tarihçi Derya Tulga ise “Biliyor olsak ne olacak. Hiçbir şekilde kanıtlanamaz” görüşünde.
Eyüboğlu, Almanya’da İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde okurken bir Alman’la evlenip okulu bıraktı. Altı yıl Almanya’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye döndü. Dört tiyatro oyunu, dokuz kitap yazdı.