Kumdan heykelleri mutlaka görün!

Güncelleme Tarihi:

Kumdan heykelleri mutlaka görün
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2007 17:34

İstanbul Kumdan Heykeller Festivali, Eylül ayına kadar Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi’nde 10.00 - 00.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak.



Yer: İçerenköy Carrefoursa
Tarihler: 05.08.2007~01.09.2007
Adres: Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi

Kumdan İstanbul
AB Jürisi’nin 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçtiği kentimizde, İstanbul Uluslararası Kumdan Heykeller Festivali ayrı bir önem taşıyor. Üç imparatorluğa başkentlik yapmış, üç semavi dine ev sahipliği yapan kent, bu özellikleri ile kumdan heykel sanatçılarına zengin bir konu yelpazesi sunuyor.

Şehrin tarihi ve mimari başyapıtlarının kumdan heykellerinin de yer alacağı İstanbul Kumdan Heykeller Festivali, Eylül ayına kadar Kozyatağı Carrefour Alışveriş Merkezi’nde 10.00 - 00.00 saatleri arasında ziyarete açık olacak.

İstanbul Kumdan Heykeller Festivali’ nde yer alan temalardan bazıları şunlardır:
İstanbul’un Fethi: İstanbul`un fethine ilişkin efsaneler, hem Türkler hem de Bizanslı Rumlar tarafından ince ince işlenmiş, gelecek kuşaklara tüm güzellik ve incelikleriyle miras bırakılmıştır. Efsanelere göre, İstanbul gibi bir şehrin fethi, mucizelerle olabilirdi ancak... Gerek Osmanlı gerekse Bizans toplumlarından aktörlere yer verilen bir fetih efsanesi çok ünlüdür. II. Sultan Mehmet`in saldırı üzerine saldırı tazelediği, Türk toplarının cehennemi bir ateşle surlarını dövdüğü kuşatma günlerinden bir gün, Tanrı bir meleğini Agapios adındaki bir keşişe gönderir. Melek, getirdiği tahta kılıcı Agapios`a verir ve bunu Bizans imparatoru Konstantinos Paleologos`a vermesini söyler. Bu kılıç sayesinde Türkler şehri alamayacaklardır.Keşiş Agapios, kendisine verilen görevi yerine getirmek üzere hemen Bizans sarayına gider ve imparatorun huzuruna çıkarak; "Yüce Tanrımız bu kılıcı size gönderdi. Bu kılıcı alın ve onunla düşmanınız Türkleri yok edin!" Konstantinos Paleologos kılıcı alır, ama tahtadan yapılmış olduğunu görünce müthiş öfkelenerek keşişe bağırır: "Benim elimde şanlı Davud`un her savuruşta dört mızrak boyu uzayan olağanüstü kılıcı var. Bu tahta kılıç ne işime yarar ki!" Saraydan kovulan ve kalbi kınlan keşiş, o üzüntü ve kızgınlıkla doğruca genç Türk padişahının huzuruna çıkar, hikâyesini anlatarak tahta kılıcı ona sunar. Genç padişah kutsal armağanı büyük bir sevinçle kabul eder. Kısa bir süre sonra Bizans düşer, genç Türk padişahı böylece "Fatih" olur.

Galata Kulesi ve Hezarfen: İstanbul`da, dünyanın en eski kulelerinden biridir. 1348 yılında Bizans İmparatoru Justinianus hükümdarlığı sırasında yapılmıştır. 13. yüzyılda Cenevizliler tarafından kullanılmıştır. 1453`te Fatih Sultan Mehmet`in İstanbul`u fethiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu`nun yönetimine geçmiştir. Rivayete göre Hezarfen Ahmet Çelebi, 1632 yılında lodos bir havada Galata Kulesi`nden kuş kanatlarına benzer bir araç takıp kendini boşluğa bırakarak, uçma denemesinde bulunmuştur. İstanbul Boğazı`nı geçip 6000 m. ötede Üsküdar`da Doğancılar`a inmiştir. Bu uçuş hakkındaki belgeler şimdiye kadar sadece Evliya Çelebi`nin Seyahatname`sindeki ifadesinden ibarettir. Bu olay Osmanlı Devleti`nde ve Avrupa`da büyük yankı bulmuş ve dönemin padişahı IV. Murat tarafından da beğenilmiştir. Sarayburnu`ndaki Sinan Paşa köşkünden bu durumu seyreden Sultan, Ahmet Çelebi ile önce çok yakından ilgilenmiş, hatta Evliya Çelebi`ye göre "bir kese de altınla" sevindirmiş, ancak bu derece bilgili ve becerikli birisinin tehlikeli olabileceğini düşünüp, "Bu adem pek havf edilecek bir ademdir, her ne murad ederse elinden gelür, böyle kimselerin bakaası caiz değil" diyerek onu Cezayir`e sürgün etmiştir. Ahmet Çelebi orada 31 yaşında vefat etmiştir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!