Kumaşı ilk gördüğümde düşüp kolumu çatlattım

Güncelleme Tarihi:

Kumaşı ilk gördüğümde düşüp kolumu çatlattım
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2011 21:40

60 yıldır dünyanın önemli markalarına denim kumaşı satan Bossa geçen hafta Paris’te düzenlenen Denim by PV fuarında devrim niteliğinde bir kumaş tanıttı. Işık ve hareketle renk değiştiren, her an yeni yansımalara bürünen bu yeni denim kumaşıyla tasarlanan ilk koleksiyon Evrim Timur’un imzasını taşıyor. Timur bize kumaşı ve koleksiyonunu anlattı: “Bir denim kumaşı gün ışığında kırmızıya, beyaza, pembeye dönebilir mi, işte bütün mesele buydu. Ve başardık!”

Haberin Devamı

Bossa ile Didem Çapa ve şirketi Üçüncü Boyut sayesinde bir araya geldim. Üçüncü Boyut, Bossa’ya olmayan bir kumaş yaratmakla ilgili bir proje sunmuştu ve tasarımcı olarak önerilmiştim. Didem bu kumaşın reçetesini bilmiyordu. Sadece Bossa, piyasadakilerden çok farklı bir kumaş yaratmalı ve bu inovasyonla meydan okumalı diye düşünüyordu. Bossa’nın  AR-GE ekibine güvendi ve yanılmadı. Müthiş bir iş ortaya koydular. Farklı ışıklarda, farklı ışıltılar yayan denim kumaşı Bossa laboratuvarlarında altı ayda keşfedildi. Üretimde ilk numuneler 1000-2000 metrekarelik makinelerde yürüdü. Başından beri projenin içindeydim. Ar-Ge ve üretim ekibiyle çalıştım. Teknik olarak değil de hazır giyimin bir kumaştan beklentileriyle ilgili yönlendirmeler yaptım. 
Üretilen ilk kumaşın yansımalarını ve gün ışığında nasıl renk değiştirdiğini görmek için, Bossa fabrikasının önüne çıktığım günü hiç unutmuyorum. Işık oyunlarını gördüğüm an üzerine çıktığım 1,5 metrelik platformdan sırt üstü düşüp, kolumu çatlattım. Kendimi kaybettim. Öylesine etkilendim ki, kumaşı görür görmez boşluğa yürümüşüm resmen...  Sol koldu Allah’tan. Sol kol askıda tasarım yapmaya başladım hemen. Sonuç  lağanüstüydü. Bossa ekibi yapılmayanı yaptı. Çok özel bir teknoloji kullandılar. Bütün dünyada yansıma yapabilecek maddeleri tek tek araştırdılar. İçlerinde bizim günlük hayatta çok iyi bildiğimiz şeyler de var ama rekabet gereği, reçetesi de formülü de gizli.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/563d2dc3f018fb32c8edfb9b

ÇOK ŞANSLIYIM

Bu kumaş insan gibi... Sen nasıl bu ışıkta başka, öbüründe farklı görünüyorsun, bu kumaş da öyle. Gece disko ışıkları altında bambaşka mesela. Ama alırken kıyafetin hangi ışıkta ne renk olduğunu bileceksin. Sürpriz yok. Hepsi görüntüde denim ama bazıları pembeye, bazıları kırmızıya, bazıları beyaza dönüşecek. Şu anda dört ana rengimiz var. İndigo mavisi, lacivert, önümüzdeki yılın denim rengi kırmızı ve benim vazgeçilmezim gri. Dördü de beyaza, kırmızıya, pembeye dönüşebiliyor. Şu anda Bossa Ar-Ge ekibi sınırsız renk seçeneği ve yansıma üzerinde çalışıyor. Onlar üretilince öbür kolumu da kırarım artık.
Bu gerçekten büyük bir devrim. Kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü bu kumaşla koleksiyon yaratan ilk tasarımcı benim. Gören tüm denim tasarımcılarının aklı uçuyor. “Ben bu kumaşla neler neler yaparım” diye hayal kuruyor. Koleksiyonumun amacı onlara bir vizyon oluşturmak. Bu yüzden öncelikle kumaşın değişkenliğini dikkate aldım. Kıyafetin de kumaşla değişebilir olmasını sağlamak istedim. Birçok detayı ekleyip, çıkarabiliyorsun: Gömleğin kolu çıkıyor, pantolonun önüne etek ekleniyor... Bunlar kumaş alıcılarına ipucu olacak.

Haberin Devamı

FUARDA EZBER BOZDUK

Koleksiyonum kadın koleksiyonu ama bu kumaşı erkek için de kullanacaklar. Bu sebeple tasarımlarıma seksi bir imaj yüklemek istemedim. Biliyorum ki kadın, erkek, çocuk, uniseks her alanda kullanılacak. İlk intibanın ikincisi yoktur. Ben bu ilk koleksiyonu seksi ve dekoltesi bol yapsaydım herkes sadece tek gece kıyafetlerinde kullanılacağını düşünürdü. Halbuki kullanım sonsuz. Bir asker kızı olarak savunma üniformalarında bile kullanılacağını düşünüyorum. Kayakçılar için de çok uygun.
Paris’te ilk görücüye çıkma anımız çok enteresandı. Bossa’nın vizyonuyla fuarda ezber bozduk diyebilirim. Çok önemli denim markaları etkilendi. Simsiyah 100 metrekarelik bir labirent yarattık. Bossa’yı tanıyan tanımayan herkes, tünelin içine girince çok şaşırdı. Giriş ve çıkış kapıları yan yana. Girerkenki yüz ifadesiyle çıkarkenki arasındaki fark bizi çok eğlendirdi. Herkes botoks yaptırmış gibi şaşkın bir ifadeyle çıkıyordu çünkü. İçerideki duvarlar Cemil Ağacıklıoğlu’nun çektiği koleksiyon fotoğraflarıyla kaplıydı. Aynı zamanda fotoğraflardaki ürünler canlı modeller üzerinde de tanıtılıyordu. 

Haberin Devamı

DİDEM’İN AKSESUVARLARI CÜMLENİN ALTINI ÇİZDİ

/images/100/0x0/563d2dc3f018fb32c8edfb9d

Koleksiyondaki tüm aksesuarlar Didem Çapa tasarımı. 10 yıldır birlikte çalışıyoruz ve birbirimizden bahsedemiyoruz. Aksesuvarların koleksiyona ne faydası var derseniz, açıklayayım: Aksesuvar olmayınca büyüsü olmuyor. Bir kıyafetin aksesuvarının olmaması cümlenin noktasının virgülünün olmaması gibi. Eğer aksesuvar varsa cümle güçleniyor altı çiziliyor daha etkili oluyor.  Didem ile bu kez ayrı ayrı çalıştık. Ama aramızdaki telepatik iletişim bizi yine birleştirdi. Hiçbir çizimimi görmeden tasarım yapmasına rağmen koleksiyona bire bir oturan takılar tasarladı. Sanki günlerce yan yana oturup çizim yapmışız gibi... Ben bir omzu boş bırakmışım mesela, o bütün omzu kaplayan bir takı yapmış. Bu çok uzun süre birlikte tasarım yapmaktan kaynaklanan bir şey.

Haberin Devamı

60 KİŞİLİK AR-GE GRUBU

2 bin 400 personeliyle Türkiye’nin en büyük entegre tekstil kuruluşlarından olan Bossa’nın yıllık ihracatı ortalama yüzde 85’in üzerinde. H&M’den Nudie Jeans’e, Topshop’dan M&S’e, Replay’den Diesel’e, Citizens of Humanity’den G-Star’a, Zara’dan Massimo Dutti’ye, Dolce & Gabanna’dan Armani Exchange’e, Levi’stan Acne’ye her yerde her sezonda Bossa kumaşlarından yapılmış blue jean’lere rastlamak mümkün. 60 kişilik bir AR-GE merkezine de sahip.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!