Kum tepelerinde 16 günlük heyecan

Güncelleme Tarihi:

Kum tepelerinde 16 günlük heyecan
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 12, 2005 00:00

Dakar Rallisi’ni yıllardır burnumu ve ellerimi televizyon ekranına yapıştırmak suretiyle izlerim. Bu sene gazeteci olarak takip etmek kısmetmiÅŸ. Acaba seneye de yarışmacı olarak katılabilir miyim?Siz de 27 yıllık efsanenin bir parçası olun. Avrupa’dan baÅŸlayıp Afrika kıtasına uzanan ve ülkeler kateden bir serüven. Yarış... Kiminle? Zamana karşı ama özünde insanın kendi doÄŸasına karşı verdiÄŸi mücadele, dayanıklılığını sınama, sınırlarını büyütme çabası. Tabii iÅŸin içinde sponsorlar ve markalar olunca boyut biraz deÄŸiÅŸiyor. Hırs, kazanma güdüsü iyice körükleniyor. Dakar, bu yüzden tüm dünyada belki de özel bir yere sahip. Çünkü en iyi olduÄŸunuzu kanıtlamak için sadece ayağınızı gaz pedalına dayamanız yeterli deÄŸil. Dakar, en akıllı ve en iyi hesap yapan stratejistlerin arenası.Start 1 Ocak 2005 günü Barcelona’dan verildi. Tam 16 gün boyunca binlerce kilometre yarışılacak. Dakar, 2005’te de her yıl olduÄŸu gibi efsanesini yaratan deÄŸerlere yine sadık kalıyor: Tutku, kahramanlık ve dayanışma. Dakar’ı yeni keÅŸfedenler için çok taze, daha önce pek çok kez katılmış olanlar içinse hiç kaybolmamış, bozulmamış bir tat. Bir kıtayı avucuna alan bu heyecanlı yarış, heyecan, serüven ve soluk kesen bir hikaye olarak geri dönüyor yaÅŸamlara.Bu yılki zorlu parkur yaklaşık 9 bin kilometreden oluÅŸuyor. Bunun 6 bin kilometreye yakın kısmıysa özel etap olarak geçiliyor. 16 gün boyunca 16 etap koÅŸuluyor. Büyüleyici çöl, ardı görünmeyen kum tepeleri ve aşılması gereken güçlükleriyle bu parkur, yarışmacıları Dakar plajına kadar götürüyor. Rehberleriyse keyif ve cesaretten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Yaa bi dakika, bilgiç bilmiÅŸ yazmanın ne alemi var. Kusura bakmayın çok heyecanlıyım çünkü bu sene ben de oradaydım. Henüz döndüm, ayağımın kumuyla da bilgisayar başına geçtim. O yüzden arada gaz yemeyen motor gibi kesik kesik yazıyorum. Efendim, her yıl televizyon ekranına ellerimi ve burnumu yapıştırmak suretiyle seyretmeyi alışkanlık edindiÄŸim Dakar Rallisi’ni bu kez bizzat olay yerinden takip etmiÅŸ olmanın verdiÄŸi mutlulukla baÅŸlamak istiyorum sözlerime... Aslında yarışın içinde olunca televizyondan izlediÄŸiniz gibi kompakt bir ÅŸekilde algılayamayabiliyorsunuz her ÅŸeyi. Çünkü televizyonda zekice hazırlanmış özetler ve sonuçlar yer alıyor. Oysa siz de yarışçılarla birlikte ÅŸehirleri hatta ülkeleri geçerken kimin birinci gittiÄŸini, kimin kime kaç saat (dikkat normal rallilerdeki gibi saniye ya da dakika demiyorum) geçildiÄŸini, kimin güvercin taklalar atıp, kimin en güzel yanladığını filan göremiyorsunuz bunu bilin. Çünkü günde ortalama 800 kilometre yol katediyorsunuz. Araçları sadece start ve finiÅŸ noktalarında yakalayabiliyorsunuz. Bir de gece servis alanında uyuklarken. Tabii raid yapıyorsanız durum baÅŸka. O zaman siz de etapları geçmek durumundasınız. Yarışmacılar için durum daha da baÅŸka. Onlar her gün 600’ü aÅŸkın kilometreyi üzerlerinde kaskları, tulumları, sıkı sıkı baÄŸlı emniyet kemerleriyle yarış modunda katediyorlar. 600 kilometre ortalama 7 saate yakın bir süre. Ãœstelik çölde...Ä°spanya, Fas, Moritanya, Mali, Senegal... Bu dört ülkenin içinde her an her yerde sırtında kapı numarası yazan bir motosikletçiye, yarış otomobiline ya da kamyonlara rastlayabilirsiniz. Çap geniÅŸ olunca iÅŸ lokal olmaktan çıkıyor haliyle. Dakar’da bildiÄŸiniz ya da ÅŸu an öğreneceÄŸiniz üzere üç ayrı kategori yer alıyor. Motosiklet, otomobil ve kamyon. Bu yıl yarışa 226 motorsiklet, 168 otomobil, 72 kamyon katıldı. Ayrıca yarışa katılan destek otomobillerinin sayısı 108, destek kamyonlarının sayısı ise 126. Destek araçları da tıpkı yarışçılar gibi start alıp parkurda mücadele ediyor. Ancak birinci amaçları, baÄŸlı oldukları takımın esas yarışçılarının aracına bir zarar geldiÄŸi takdirde arkadan yetiÅŸip teknik destek vermek. Haliyle ‘bozulan aracı yolun kenarına itelim yardım gelsin’ gibi bir kavram burada olamayacağı için çok makul bir yöntem.Kamyon direksiyonunda bir kadınKadınlar adına mücadele eden bir diÄŸer isim de benim kafamı otomobillerden kaldırıp kamyonlara çevirmemi saÄŸlayan Elisabete Jacinto idi. Renault Trucks adına yarışan Portekizli bu genç kadın aslında bir motosiklet yarışçısı. Ä°lk kez motosikletle yarışmaya 1992 yılında baÅŸlamış. Dakar’a da ilk kez 1998 yılında katılmış. 2002 yılında yarışmamış. 2003’de ise kamyonla yarışmak üzere geri dönmüş. Çünkü kamyonla neler yapabileceÄŸini merak etmiÅŸ. Bu yıl da Renault Trucks’ın pilotu olarak bir Kerax ile Dakar’da mücadele ediyor. DediÄŸine göre kamyonlar çok güzel. Ona göre motorsikletten daha zor hiçbir ÅŸey olamayacağına göre neden kamyon olmasın. Motosikletle Dakar’ı yapabilmek için gerçekten acı çekildiÄŸini düşünüyor. Bu sene hiçbir deneyimi olmamasına raÄŸmen Kerax’ın direksiyonuna oturmuÅŸ. Pardon tırmanmış desek daha doÄŸru çünkü Elisabete’in kamyonuna binmeyi ben de denedim. Kapıyı açıp kendini içeri atamıyorsun. Önce tırmanman lazım. Elisabete 2005 Dakar’ı bitirip bitiremeyeceÄŸini tam kestiremiyor, çünkü kamyon tecrübesi olmadığı için çeÅŸitli sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Özellikle kamyonun ağırlığıyla baÅŸ edebilmek ve kum tepelerine tırmanmasını saÄŸlamak için mücadele ediyor. Bu seneyi kamyonla geçinip geçinmediÄŸini görmek için ayırmış. Ama kendine çok güveniyor ve bu yılki tecrübenin üzerine seneye çok daha ileri gidebileceÄŸini söylüyor. Öte yandan kamyonu hızlı sürmeye çalışmanın zor olduÄŸunu ama buna raÄŸmen çok eÄŸlendiÄŸini de ekliyor. ‘Benim çok deneyimim yok. Kamyonla sadece 3 yarış yaptım. Ama yine de çok güzel ve eÄŸlenceli, ben çok seviyorum’ diyor. Dakar macerasına baÅŸlamadan önce Portekiz’deki motosiklet ÅŸampiyonalarına katılıyormuÅŸ. Ama tıpkı ralli gibi. Motokros ya da pist yarışı deÄŸil. Elisabete 22 yaşında motosiklet kullanmaya baÅŸlamış. BaÅŸlangıçta ulaşım aracı olarak kullanıyormuÅŸ. Daha sonraları doÄŸa gezileri yapmaya baÅŸlamış motoruyla. Belki coÄŸrafya öğretmeni olmasının da bunda payı vardır. Kocası ve arkadaÅŸ grubuyla bu gezileri sıklaÅŸtırmış. Bir gün arkadaÅŸları ona neden yarışlara katılmadığını sormuÅŸ. Önce bunu becerip beceremeyeceÄŸini bilememiÅŸ, tereddüt etmiÅŸ. Sonra ufak ufak ikna olmuÅŸ. Yarışçı kurt içine bir kere düşmüş ve start. ‘İlk yarış benim için çok zordu’ diyor. Birçok kez düşmüş ve bitirememiÅŸ. Suya yuvarlanmış ve motor bozulmuÅŸ. ‘Ama ben çok mutluydum’ diyor ‘çünkü yarışın tamamı 300 kilometreydi ve ben ilk 100 kilometresini yapmıştım’. O günden sonra bütün rallileri bitirmiÅŸ. Her an bunu düşünür olmuÅŸ ve sürekli olarak tekniÄŸini geliÅŸtirmek için çalışmış. Fiziksel olarak da kendini geliÅŸtirmiÅŸ. Mekanik kısımlardan pek çakmıyor ama o iÅŸi de kocası üstlenmiÅŸ. Elisabete Türkiye’de iki kez yarışa katılmış. Biz bu röportajı gece yarısı bivouac olarak da adlandırılan servis alanında yaptık. Elisabete gün boyu kamyon tepesinde boÄŸuÅŸmaktan yorgun ve bitap düşmesine raÄŸmen yüzündeki gülümsemeyi eksik etmiyordu. Minyon, güzel ve genç bir kadın kamyonla yarışıyor. Elisabete’in sempatik tavırları aslında Dakar’ın genel ruhunu tanımlıyor. Kimsenin suratı asık deÄŸil, dayanışma had safhada ve tabii selamlaÅŸma da. HoÅŸgörünün dozu insanı ÅŸaşırtıyor. Bu insanlar hiç mi daralmaz, bezip bağırıp çağırmaz, surat asıp etrafı kalaylamaz. Anlatayım yorum size kalsın. Hatta belki bizim bazı pilotlarımız üstüne alınır da faydalı bi iÅŸ yapmış oluruz. Smara etabının sonunda gecenin bir yarısı kendimizi bir otele attık. Daha doÄŸrusu otel demek için noterden kağıt gerekebilir. Kapılar kilitlenmiyor, tuvaletler koridorda ve pis. Koku burun direÄŸine baskı yapmakta... KoÄŸuÅŸ düzeninde bir yer. Ama uyumak için tek yer. Kapıları kapatmaya çalışırken haddinden fazla gürültü çıkardığımızı farkındayım ve diÄŸer odalarda pardon koÄŸuÅŸlarda uyuyan yarışçılar var. Åžimdi biri bizi haÅŸlayacak derken bir kapı açıldı ve yarışçılardan biri tuvalete doÄŸru yürüdü. Ben de mahcup bir edayla hemen atılıp çok gürültü yapıyoruz rahatsız ettik diye özür dilemeye baÅŸladım. Adamın cevabı ne olsa beÄŸenirsiniz. ‘Evet duyuyorum ama bu çok güzel.’ Ya kafalarını bütün gün rollbar’lara fazla çarpıyorlar ya da kum beyinlerine fazla nüfuz etmiÅŸ. Yok deÄŸil sadece Dakar ruhu.Usta pilotlar direksiyondaOtomobil kategorisinde yarışanlar arasında cross country yarışlarının en usta pilotları Jutta Kleinschmidt, Jean-Louis Schlesser, Bruno Saby, Carlos Sousa, Stephane Peterhansel gibi isimlerin yanı sıra, WRC’den de çok iyi tanıdığımız, hayran olduÄŸumuz dünya ÅŸampiyonları karizmatik Colin Mc Rae, efsane Ari Vatanen, sempatik Juha Kankunen ve bu yılın Avrupa Ralli Åžampiyonu Simon Jean-Joseph de vardı. Benim orada olduÄŸum günlerde Colin, yine o muhteÅŸem taklalarından birini atarak yarışa gösteriÅŸli bir vedada bulundu ama diÄŸerleri henüz devam ediyordu. Nissan pilotu Isabelle Patissier ise Jutta’dan sonra mücadele eden ikinci kadındı.NOTLAR‘Biline ya da bilinmeye’ ben yeni öğrendim. Dakar’da her akÅŸam kapalı parka girmiyor arabalar. Ama tüm yarış boyunca en zor iki etabın sonunda sadece iki kez kapalı park zorunluluÄŸu var.Mümtaz kelimesini sadece TOMSFED’in baÅŸkanının ismi olarak biliyor olabilirsiniz. Ama bir diÄŸer anlamı da süper benzin. Fas’ta benzinciye giderseniz ve eÄŸer Arapça okuyabiliyorsanız, pompanın üzerinde yazan mümtaz sözcüğünün ne olduÄŸunu artık biliyorsunuz iÅŸte.Dakar’da yarışan Citroen 2cv bence özel bir kategoride ödüllendirilmeli. Gözlerime inanamadım. Yanlarına yaklaÅŸtım ve ‘Pardon acaba siz deli misiniz’ diye sordum. ‘Evet’ dediler ‘Ama arabayı kırmamak için yavaÅŸ yavaÅŸ gidiyoruz.’ Pes doÄŸrusu.Jean Paul Belmondo’nun dünyalar yakışıklısı oÄŸlu Paul Belmondo da bir yarışçı. Dakar’da Nissan takımında yarışıyor. Kendisi şık taklaların ardından yarış dışı kaldı. Ne büyük ÅŸans ki ertesi günkü dönüş uçağında birlikteydik. Hemen bir Dakar hatırası alındı tabii.Fas’ta pis bir otelde, çarÅŸafları kokan, lekeden deseni görünmeyen bir yatakta uyumanın yolu nedir? Motivasyonu yüksek tutmak. Schlesser de iki oda uzağımda aynı pis çarÅŸaflarda uyuyor!Jutta Kleinschmidt’le geçtiÄŸimiz yaz Kapadokya-Antalya arasında yapılan Rallye D’Orient’te röportaj yapıp tanışma fırsatını bulmuÅŸtum. Malum geçen seneki Dakar’ı göz yaÅŸlarıyla kapatmıştı. Bu kez Volkswagen kampında yakaladığım Jutta’nın yüzü gülüyordu. Åžimdilik çok memnunum umarım böyle devam eder dedi. Ama yarış hala bitmedi. Eski Dakarcılar bir zamanlar Renç Koçibey’in de kamyon kategorisinde Dakar’a katıldığını hatırlıyorlar.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!