Kültürazzi

Güncelleme Tarihi:

Kültürazzi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2007 00:00

İşte THY’nin insanı ızgara somondan vazgeçiren listesi

Türk Hava Yolları uçaklarında kapı kapandıktan sonra uçak piste çıkana kadar ve alana indikten sonra körüğe yanaşana kadar çaldığı müzikler son zamanlarda iyiden iyiye şikayet konusu olmuştu.

En son geçtiğimiz pazar Ertuğrul Özkök, Havuz Problemi başlıklı yazısında konuyu dile getirdi. Bir hafta arayla iki kez Amerika’ya uçan Özkök yolculuklarından birinde THY’yi diğerinde ise dünyanın en güçlü ülkelerinden birinin havayolu şirketini tercih etmiş.

Her iki havayolu şirketinin yolculuk sırasında sunduğu mönüyü karşılaştırıyor ve somon ızgarada birinciliği THY’ye veriyordu.

Ama yazısını bitirirken insanı o güzelim somon ızgaradan bile vazgeçirecek tek nedenin kalkışta ve inişte insana zorla dinletilen "o öldürücü Türk müziği" olduğunu belirtiyordu.

İnsanın içini açan, daha tekerlekler yerden kesilmeden onu uçmaya hazırlayan, yolculuk bittiğinde ise mutlulukla uçaktan ayrılmasını sağlayan müziklerin çalınması yerine sanki tonlarca hüznü omuzlarına yükleyen, içinizi kasvetle kaplayan parçaların çalınması anlamsız tabii.

* * *

Ancak müzik öyle bir konu ki, ortak zevk noktalarını bulmak da çok zor.

Merak edip küçük bir araştırma yaptım bu çalınan müziklere kimin nasıl karar verdiğine dair.

Sadece inişte ve kalkışta çalınan müziklere değil, yolculuk sırasında gösterilen filmlere kadar her şeye Türk Hava Yolları’nın İkram Başkanlığı’na bağlı Kabin ve Eğlence Müdürlüğü karar veriyormuş.

Bu tür şikayetlerin artması üzerine önümüzdeki günlerde uzman kişileri danışman olarak kullanmaya başlayacaklarmış.

Bu yaz boyunca ve sonbaharda kimin hangi albümünün çalındığını da öğrendim. Bu listeleri incelediğinizde genel eğilimi ve anlayışı göreceksiniz. Herkes eminim kendince bir sonuç çıkartacaktır.

Not: Türk Hava Yolları’nın internet sitesini hiç ziyaret ettiniz mi son zamanlarda? Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama açılış sayfası Salih Memecan’ın bir karikatürüyle oluyor. Acaba iktidara yakın olmanın bir sonucu mudur bu?

Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında

THY uçaklarında çalan müzikler


1 Mikis & Yannis Theodorakis /The Violet - Coloured Mountains

2 İncesaz /Bilge

3 Anadolu Büyüsü /Karahisar Kalesi

4 Grapsas /Strange Rain

5 Furtuna /Mavi Dünya

6 Ömer Faruk Tekbilek /Sweet Trouble

7 Furtuna /Keyif

8 Ömer Faruk Tekbilek /Kolay Mı

9 Yanni /First Touch

10 İncesaz /Güney

11 Andrea Guerra /La Fınıstra Di Fronte

12 Cafe Anatolia /Çamlık

13 İncesaz Son /Vapur

14 Cafe Anatolia /Bahar

15 Pınar Köksal /Esinti

16 Göksel Baktagir /İpek Yolu

17 Friedemann /Sunshower

18 Göksel Baktagir /Yağmurla Gelen

19 Göksel Baktagir /Unutmak Mümkün Mü

Eylül-Ekim-Kasım aylarında THY uçaklarında çalan müzikler

1 Ayhan Günyıl /Gökyüzü

2 Ethno Dance A Crossover Project-Harem III /Jhariye’s Dream

3 Best of Ethnic Music /Serap 1

4 Ayhan Günyıl /Gitti Gideli

5 Tuluyhan Uğurlu /Aşk (Enstrümental)

6 Loreena McKennitt /Kecharitomene

7 Yansımalar /Senden Kalan

8 Furtuna /Keyif

9 Göksel Baktagir /Sıla

10 İncesaz /İstanbul’a Dair

11 Ayhan Günyıl /Yalnızlığım

Bill Gates’in anne babası da Bienal’i gezdi

Geçen haftanın tartışma gündeminin bir numaralı maddesi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Nazan Erkmen ve öğretim üyelerinin küratör Hou Hanru’nun Bienal kataloğunda Atatürk devrimleri ile ilgili görüşlerine bir basın toplantısı yaparak tepki göstermeleriydi.

Tepkinin nedeni, Hou Hanru’nun Kemalizmden demokratik bir süreç değil, tepeden inme bir yöntem, diye bahsetmesiydi.

Bir üniversitenin, hem de sanatın özgürlüğünü savunması gereken bir fakültenin dekanından öğretim üyesine kadar herkesin, küratörün bir tespitine takılıp bütün bienali karalaması anlaşılır gibi değildi doğrusu.

İşin bir başka tarafı da var tabii. Türkiye’nin milyonlarca dolara yapamayacağı uluslararası tanıtım yapılıyor bu bienal sayesinde. Hem de Türkiye demokrasisinin reklamı bu. Yabancı gazetelerde sayfalarca çıkan övgü dolu metinler de bunun göstergesi değil mi?

ÖNCE BİENAL SONRA EGE

Düşünsenize geçen hafta Bill Gates’in anne ve babası bile gelip bu Bienal’i gezdiler. Microsoft’un patronu Bill Gates’in babası William Bill Gates, eşi Mimi Gardner Gates ve altı arkadaşının kiraladıkları özel yatla Marmaris ve Bodrum’a geldiği haberlerini okumuşsunuzdur.

Gates çifti Ege’ye açılmadan önce İstanbul’da çağdaş sanat gezisindeydiler. 8 Eylül’de öğle yemeklerini İstanbul Modern Cafe’de Oya Eczacıbaşı’yla beraber yediler ve İstanbul Modern’i gezdiler. Aynı akşam İstanbul Bienali’nin açılışı nedeniyle İstanbul’da bulunan New York’taki Museum of Modern Art’ın (MoMA) temsilcileriyle Cihangir’deki Doğa Balık Restaurant’da yemek yediler. Bienal’i görmek için bu sene Amerika’dan pek çok müzenin yönetim kurulu üyesi ve bu müzelere en çok bağışta bulunan kişilerden oluşan gruplar birbiri ardına İstanbul’a geliyorlar. Bu müzeler, San Francisco Museum of Modern Art, Walker Art Center, Boston Institute of Contemporary Art, New York Museum of Art and Design gibi...

İstanbul’u bir kültür merkezi olarak tanıtmak için bundan daha iyi ne yapılabilir ki?
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!