Oluşturulma Tarihi: Mayıs 31, 2004 01:01
O, külkedisi masalının en güzel kahramanı... Bir kamyon şoförünün kızı olarak Mersin’den başlayıp New York’a uzanan hikayesi, başarı basamaklarını tırmanarak sürüyor. Elele dergisi Haziran sayısında Güzide Duran’ın hikayesini müthiş fotoğraflarla süsledi...
- Oradan baktığında Türkiye’de mankenlik mesleğini nasıl görüyorsun?
- Aslında burada da bu işi çok profesyonelce yapan arkadaşlarım var. Ben kimseyi yargılamak istemiyorum. Ama buna verilecek tek cevap da bana kalırsa profesyonellik olabilir. Orada bir çekime gittiğinde aklında en ufak bir soru işareti bile olmuyor. Çünkü ne yapıp ne yapmayacağın, çekime kaçta başlayıp kaçta bitireceğin önceden belirleniyor. Bizde ise bir düzensizlik söz konusu. Örneğin, yurtdışında önceden sekiz saat süreceği bildirilen bir çekim uzadığında firma size ekstra bir ödeme yapmak zorunda.
- Bizim model olarak dünyaya gönderdiğimiz ilk isimsin...
- Yanlış bir şey söylemek istemem ama şu ana kadar başka birini duymadım. Bir de ben şunu söylemek istiyorum, ben bir Türk kızı olarak ülkemi dünyada çok iyi temsil ettiğimi düşünüyorum. Her ne olursa olsun ben aynı Güzide’yim, hiçbir şekilde dejenere bir insan değilim, olamam da zaten. Bugüne dek ilk kez aylık bir Amerikan dergisinde çıkan ilk Türk mankenim.
- Böyle bir şeyi bundan birkaç yıl önce hayal edebiliyor muydun?
- Ben şu anda yaşadıklarımı çok önce düşünmüştüm. Aslında her şey kendiliğinden gerçekleşiyor ama bir zamanlar benim aklımdan geçmişti tüm bunlar. Yine de yurtdışı benim planladığım bir şey değildi. İlker’le bir anda karar verip ‘Hadi gidelim’ diyerek yola çıktık. İlk kez Los Angeles’a tatile gittiğimizde ajanslardan insanlar sokakta çevirip resmimi istiyorlardı. Sonra birkaç ajansa gittim görüşme yapmak için. Türkiye’ye dönünce New York’tan arayıp benimle çalışmak istediklerini söylediler. Bir ay sonra biz New York’a taşındık.
- İlk zamanlar mutlaka zorluk yaşadığın olmuştur. Nelerdi bunlar?
- Açıkçası zorluk çektim. Hatta gittiğimiz gün İlker’e geri dönmek istediğimi söyledim. O beni hep yüreklendirdi. O olmasaydı ben ikinci gün buradaydım. İlker orada sadece benim erkek arkadaşım değildi, annemdi, babamdı, her şeyimdi. Diyebilirim ki ben orada İlker’e bir kez daha aşık oldum.
- Hangi ajansa bağlı olarak çalışıyorsun?
- Next... Dünyanın en büyük ikinci ajansı. En büyüğü IMG, bir de Woman var. Next, Miami, New York ve Los Angeles’ta ajansım. Avrupa’da ise Woman’la çalışıyorum. IMG’ye biraz daha isim olduktan sonra gidiyorsun. Zannediyorum oraya da bir-iki sene içinde geçerim.
- Bugüne kadar hangi dergilere modellik yaptın?
- Amerikan Elle dergisine, Almanya’nın en büyük dergilerinden birine, aylık
magazin dergisi Lucky’ye çekim yaptım gelmeden önce. Japon Marie Claire’i için Paris’te bir çekim yapıldı. Dergiler dışında, ben daha çok katalog çekiyorum, Ama hiçbiri bizim bildiğimiz kataloglardan değil. Saks Fifth Avenue, Newman Marker, Blooming Dale, Türkiye’deki Beymen ya da Vakko gibi firmalar. Çok özel müşterilerine gönderiyorlar kataloglarını. Belki 10, belki 15 kez çalıştım onlarla, Amerika’ya gittiğim ilk günden beri hiç küçük işler yapmadım diyebilirim. Bu yüzden ben kendimi çok şanslı görüyorum.
- Amerika’ya artık tamamen yerleştin diyebilir miyiz?
- Aslında yerleştim, demek şu an benim için çok erken. Ben orada yaşarım, şu anki düşüncem bu. Bir de evlilikten dolayı bir müddet daha oradayız ama kesin konuşmak istemiyorum.
- Senin Türk olduğunu öğrendiklerinde nasıl bir tepki veriyorlar?
- Benim Türk olduğuma asla inanmıyorlar. O kadar inanmıyorlar ki, ‘Türkçe birkaç kelime söyle’ falan diyorlar. Bazıları benim kesinlikle Brezilyalı olabileceğimi düşünüyor mesela. Bununla sıkça karşılaşıyorum.
- Modelliğin ilk yıllarında burnuna estetik yaptırmayı düşündün mü?
- İnsan yaşı küçük olunca, bazen cahilce şeyler düşünüyor tabii. Bir ara bu konuda o kadar ciddiydim ki, burun ameliyatı olabilmek için para bile biriktirmeye çalışmıştım. Ama tüm bunları düşünürken henüz 16 yaşındaydım. Şimdi üstüne para verseler yaptırmam. O derece seviyorum burnumu ve bana güzelliğimi veren parçam diye düşünüyorum. Beni ilk kez görenler profilimi çok beğendiklerini söylüyorlar.