Güncelleme Tarihi:
Son albümünüz Anthems klasikleşmiş şarkıların cover’larından oluşuyor. Niye yeni şarkılar yapmak yerine eskileri yeniden yorumlamayı seçtiniz?
- Şarkıları elden geçirip yeniden yorumlamayı seven bir grubuz. Daha önce de yapmıştık. Albümde yedi farklı şarkı var. Yıllar boyunca dinlediğimiz, sevdiğimiz şarkılardı bunlar. Bizim kitlemizin alışık olmadığı tür şarkılardı. Eğlenceli bir iş çıktı bence sonunda.
Sizin en sevdiğiniz şarkı ne albümde?
- ‘Journey’ (Yolculuk) Bizim alışılageldik sound’umuzun en uzağına düşen cover bence o. Bizim yorumlamamız beklenmeyen başka şarkılar da var elbette albümde. AC\DC ve Rush’ın cover’ları insanlara şaşırtıcı geldi. Bu üçü favorilerim.
Bir ara Anthrax’tan ayrılıp geri döndünüz. Neydi bu kopuşun nedeni?
- Aslında tam olarak gittiğim söylenemez. Ben her zaman bir şekilde grubun parçasıydım. Bir değişiklik yapmak istediler. Bugün bile nedenini tam olarak bilmiyorum. Belki de 90’ların grunge tarzına uyun sağlamaktı amaç. Hırıltılı bir vokal istediler belki grup için. Kim bilir? Epeyce sıkıntılı günlerdi. Bence gitmem gerekmiyordu. Orada olmak, müzik yapmak istiyordum. Zaten de kendi şarkılarımı yapmaya devam ettim. Belladonna adında bir projeyle müzik yaptım.
Nasıl geri döndünüz peki?
- Bir gün telefonum çaldı ve yeniden gruba katılmak isteyip istemediğimi sordular. Kısa bir görüşmeden sonra ‘Evet’ dedim. Geri döndüğüm ilk konser Metallica, Slayer ve Megadeth’la birlikte Big Four denen trash metalin en önemli dört grubunun gösterisiydi.
Bu dört gruba ‘Big Four’ (Büyük Dörtlü) adının verilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Çok seviyorum. Bu gruplar, bu ünvanı bir anda değil, yıllar içinde elde etti. Hepimiz iyi tanınan, kitleleri olan gruplarız ve üstüne üstlük arkadaşız. İyi müzik yapıyoruz, insanları mutlu ediyoruz. Böyle bir grubun parçası olmak hem bir onur, hem de bir ayrıcalık. Keşke daha çok sahne alabilsek. Ama her şey Metallica’ya bağlı. Onlar hazırsa biz diğer üç grup hazırız zaten.
Uzun zamandır müzik piyasasının içindesiniz? Başladığınız dönemle kıyaslayacak olsanız ne değişti sizce?
- İnternet ve getirdiği dijitalleşme müzikte büyük değişim yarattı. Müziğin tüketim biçimi tamamen farklılaştı. Erişim de çok kolay artık. Şarkıyı olduğunuz yerden bir tuşla indiriyorsunuz. Sevdiğiniz gruplara çok daha kolay ulaşabiliyorsunuz. Bir grup olarak çok seyahat etmemiz gerekiyor. İşin bu kısmı hiç değişmedi. Hayatımız yollarda geçiyor. En zor kısmı bu bence işimizin.
Peki ya sahne arkası?
- O da çoğunlukla aynı. Hep çılgın partiler olduğu düşünülür. Bazen olur da... Ama genellikle herkes işine konsantre olmaya, sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmeye çalışır. Biz Anthrax olarak yiyecek doğru dürüst bir şeyler olsun isteriz öncelikle. Güler eğleniriz. Çılgın partiler olmaz genelde. Ama kütüphanede gibi de oturmayız.
Zamanında çok radikal işler yaptı Anthrax. Örneğin Public Enemy ile birlikte yapılan Bring The Noise, Metal ve Rap müziğini bir araya getirerek belki de bu anlamda bir ilki gerçekleştirdi. Metal severlerin Public Enemy, Cypress Hill, Run DMC gibi isimleri sevmesinde sizin etkiniz büyük. Bundan sonraki dönemde benzeri ortaklıklar yapacak mısınız?
- Elbette. Her an her şey olabilir. Önemli olan o birlikte çalışma enerjisini yaratmak. Özellikle Public Enemy’yle yakalanan sinerji çok harikaydı. Gruplar birbirini çok sevdi ve uyum sağladı. Biz her şeye açığız. Sadece zamanlama meselesi.
Önümüzdeki dönemde Anthrax’tan ‘Got The Time’, ‘Anti Social’ gibi kült şarkılar gelecek mi?
- Neden olmasın? Bu bahsettiğiniz şarkılar aslında cover şarkılar. Ama çoğu insan bilmez onların yeniden yorumlama olduğunu. Pek çok kişi bizimle duydu ve sevdi. Bizden hale getirdik çünkü. Son albümümüzde de bunu yaptığımızı düşünüyorum. Eski şarkılar orijinallerinden bambaşka hale geldi. Önemli olan doğru şarkıyı bulmak.
Kim bulur bu şarkıları?
- Davulcumuz Charlie Benante bulur çoğunu.
Sahnedeyken kendinizi en iyi hissettiğiniz an hangisi?
- Karşımızdaki yüzbinlerce kişilik kitleyle birlikte hareket etmek, onların ilgisini ayakta tutmak sahnede olmanın en sevdiğim yanı. Hep son sürat gitmeniz gerekli. Herkesi mutlu etmek, evlerine giderken ‘Ne kadar eğlendik!’ demelerini sağlamak paha biçilemez.
Iron Maiden’dan önce sahnede olacaksınız. Ne düşünüyorsunuz İstanbul konseri hakkında?
- Bu Türkiye’ye üçüncü gelişim. Geçen konser de müthiş geçmişti. İnanılmaz kalabalıktı. İnsanlar yollara taşmıştı. Çok şaşırmıştım. Bu sefer özellikle Iron Maiden’dan önce çıkacak olmak çok güzel. Bir süredir görmedim bizimkileri. Tekrar takılmak harika olacak bence.
Türkiye’ye eşinizle geldiniz. Her yere de birlikte gidiyorsunuz bildiğim kadarıyla. Hem bir rock yıldızı olup hem de bu kadar başarılı bir evliliği nasıl yürütüyorsunuz?
- Ünlü olmam hiçbir zaman bir mesele olmadı bizim aramızda. Güven elbette ki çok önemli. İnsanların kafasındaki gibi çılgın eğlencelerle dolu bir hayat tarzımız yok zaten. Hiçbir zaman da öyle olmadık. Başka gruplar için belki bu kadınlarla çevrili olma hali geçerli olabilir ama biz dağıtmadık pek kendimizi. Sürekli gezen işadamları gibiyiz. İşimizi yapar ve eve döneriz. Eşim de hep yanımdadır.
Fotoğraf: Levent KULU