Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2007 00:00
Türk Sanat Müziği’nin önemli isimlerinden Mediha Demirkıran’ın ilk CD’si, önümüzdeki günlerde müzik marketlerde olacak. Sadece plakları olan sanatçının arşivlerindeki 100’e yakın eseri arasında seçme yapan Odeon Müzik, Mediha Demirkıran albümlerinin devamının da geleceğini söylüyor.
Seninle Düştüm Dile, Uzuyor Yıllar Gibi, Rüzgar Söylüyor, Ağla Gitar, Gizli Aşk, İnleyen Nağmeler, Seninle Bir Sonbahar, Sevemez Kimse Seni gibi unutulmaz şarkıların yer aldığı albümün müzik danışmanlığını ünlü bestekar Zeynettin Maraş yaptı. Şarkıların üzerinde hiçbir değişiklik yapılmadı. Sadece dijital mastering yapılarak temizlendi. Koyu bir Mediha Demirkıran hayranı, hakkında en fazla bilgiye sahip olan Murathan Mungan da aşağıda okuyacağınız yazıyı işte bu albüm için yazdı.
Günümüzde gelişigüzel ve sorumsuzca kullanıldığı için tanım gücü taşıyan birçok sözcük anlam, kıymet ve itibar kaybına uğradı. Ucuz yakıştırmalarla tüketilen "sanatçı", "megastar", "duayen", "diva" gibi nitelendirme sözcükleri, ne yazık ki, bu sıfatların hak edildiği durumlarda kullanılma hakkını elimizden aldı. Bir toplumda elinizi her kaldırdığınızda, yüz tane "sanatçı"ya, elli tane "duayen"e çarpıyorsanız, bunların "hakiki"lerinden söz ederken, haliyle ne diyeceğinizi bilemiyorsunuz.
Bu nedenle, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük seslerinden biri olan Mediha Demirkıran’ın, Türk Sanat Müziği’nin "diva"larından biri olduğunu söylediğimde, bu sözün gerçek anlamıyla ve değeriyle anlaşılmasını isterim.
Bunca yıl adının ve sesinin gözlerden saklı kalmış olması; şimdiki kuşaklar tarafından tanınıp bilinmemesi, onun önemini, değerini azaltmaz. Bu, kendi kültürel mirasına sırtını dönerek, değerlerini ve hafızasını gündelik modaların hızına emanet eden toplumumuzun ayıbıdır.
*
Çocukluğumdan beri, bir Mediha Demirkıran hayranıyımdır. Bana Türk Sanat Müziği’ni sevdiren seslerden biridir o. Kulak dolgunluğumuzda, ruh iklimimizde, gönül eğitimimizde sesinin hakkı vardır. Onu, çocukluğumun Ankara’sında Güneypark Aile Gazinosu’nda seyrettiğim günler, kulağımı adeta radyoya yapıştırarak dinlediğim "Mediha Demirkıran’dan şarkılar dinlediniz" diye biten radyo programları, "Grafson", "Şençalar", "Philips" etiketli 45’lik plakları gün gibi hatırımdadır.
Mediha Demirkıran, ender bulunan nitelikte bir "kolaratur soprano"dur; Türk Sanat Müziği şarkılarında operatik tınılar kullanmaktan, okuyuşunda klasik terbiyede ses dalgalandırmalarından kaçınmaz. Bu yanıyla, Sabite Tur Gülerman geleneğinin sürdürücüsü olduğu söylenebilir. Asıl ustalığını, Türk Sanat Müziği’nin klasik ve zor örneklerini seslendirdiği "radyo emisyonlarında" göstermiş; birçok kuşakdaşı gibi gazino ve plak çalışmalarında dönem eğilimini gözeterek, günün şarkılarını okumuştur. Bunlarda da, dinleyenin duygularını istismar etmeyen ağdasız bir okuyuşla "edasını" korumuştur.
Hacimli sesi, ustalıklı icrası, aynı ses aralığında diyafram ile kafa sesi arasında kesintisiz dalganabilen hançere kullanımı, günün popüler, kolay şarkılarına bile kazandırdığı soylu yorumla dikkat çeker ve birçok kuşakdaşından bu özellikleriyle ayrılır. 60’ların, 70’lerin yaygın duyarlığına seslenen, yerli filmlerin demirbaşı olan bu azıcık hercai, popüler şarkılar, Demirkıran’ın sesinde başka bir kalite ve ağırlık kazanır. Aynı dönemde başkaları tarafından plağa okunan bazı şarkılara şöyle bir kulak kabartmak bile, Mediha Demirkıran farkını anlamaya yeter.
Bütün büyük şarkıcılar gibi Demirkıran da, seslendirdiği şarkıyı, sesiyle ele geçiren ustalardandır. Ondan dinlemiş olduğunuz bir şarkıyı, kolay kolay bir başkasından dinleyemez olursunuz. Benim, Demirkıran’dan başkasından dinleyemediğim şarkıların başında, Avni Anıl’ın "Maziyi düşündüm de yoruldum", Sadettin Kaynak’ın "Ne dert kalır, ne hüzün", Şekip Ayhan Özışık’ın "Rüzgár söylüyor şimdi o yerlerde bizim eski şarkımızı", Aláeddin Yavaşça’nın "Senden uzak günlerim" şarkılarını ilk ağızda sayabilirim.
Kadından Kentler adlı kitabım için yazdığım "Burası Ankara İl Radyosu, şimdi..." adlı öykümde, Selahattin Pınar’ın şarkılarını seslendirdiği "Balet" etiketli uzunçalarında yer alan "Beni de alın koynunuza ne olur hatıralar" şarkısı önemli bir yer tutar. Ben, onu çok dinledim; bu öykü nedeniyle olsun, onun da beni okumasını çok isterdim.
Saygım ve satırlarım ruhuna değsin.