Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Ocak 26, 2006 00:00
"Melekler Adası"nın hemen ardından "Seni Bana Yar Ederler mi?" adlı dizi için kamera karşısına geçen Hande Ataizi, hem iş hem de özel hayatını rayına oturttu. Bir yıldır kendinden 5 yaş küçük Mert İncekara ile birlikte olan oyuncu, "Benim için ilişkilerde yaş önemli değil. Kaldı ki benden sonra insanlar kendinden küçük sevgililerle beraber olmaya başladılar" diyor.
Melekler Adası’nda tehlikeli ve seksi bir kadını oynuyordunuz. Şimdi bir kaymakamı canlandıracaksınız. İzleyici açısından şaşırtıcı bir değişim bu...
Evet. Başarılı bir dizi yaptık, sonrasında da birçok proje teklifi geldi. Hepsini okudum ve bunda karar kıldım. Bir kere rol ilginç... Ayrıca hiçbir dizimde canlandırdığım karakterler birbirine benzemez. Eroinmanı da oynadım, çingene kızı da... "Melekler Adası"ndaki Zinnur çok hırslı bir kadındı. Yüksel Kaymakam da öyle ama o hırsını olumlu yönde kullanıyor.
- Mesleği gibi karakterin adı da erkeği çağrıştırıyor; Yüksel...
Evet, zaten önce erkek sanıyorlar onu... Vekaleten atanıyorum ilçeye, 6 ay sonra resmi olarak geliyorum göreve.
- Kaymakamın serseri ruhlu bir gence tutulması, izleyicinin epey ilgisini çekecektir sanırım. Aşık olacağınız genci Davut Güloğlu oynuyor değil mi?
Evet... Yüksel eğitimli biri ama erkeklerle hiç geçmişi yok. Çok konservatif bir aileden geliyor çünkü. Davut ise eğitimi az ama kadınlar konusunda çok tecrübeli bir çocuk. Aralarında hoş bir çekim olacak. Bir de Yüksel, erkekler dünyasında büyük mücadeleler vermek zorunda kalacak. Mesela kasabanın önde gelenleri onu kadın olduğu için hiç ciddiye almayacaklar. Ama Yüksel önce silik kalıp, sonra yumruğunu masaya vurup "Ben de varım burada" diyecek. Yani güçlü bir kadın Yüksel... Bana çok uygun... Ben gerçek yaşamda kadınların daha güçlü olmasını istiyorum. Artık dişi enerji yavaş yavaş hakim oluyor dünyaya. Dünyanın enerjisi tamamen dişi enerjiye doğru gidiyor. Kadınlara "Artık bizim zamanımızdır" diyorum.
50 YAŞIMDA DA FISTIKGİBİ KADIN OLACAĞIM
- Politikaya girmeyi düşünüyor musunuz?
Hayır, ben oyuncuyum ve mesleğimi çok seviyorum. Politikayı beceremem. Belki bazı dernekler ve kadın kolları için çalışabilirim, ama hepsi bu...
- Mert İncekara için "Hande’nin genç sevgilisi" denmesi canınızı sıkıyor mu? Kaç yaş var aranızda?Aramızda 5 yaş var. Benim yaşım müsait olsaydı da daha fazla yaş farkı bulunsaydı keşke, daha cool olurdu! Demi Moore ile Ashton Kutcher’ın ilişkisi gibi mesela... Ama 5 yaş işte! Açıkçası benim için ilişkilerde yaş çok önemli değil. Önemli olan anlaşmak. Kendinden 5 yaş küçük biriyle de anlaşabilirsin, 10 yaş küçükle de... Bunun rakamlarla alakası yok. Bir erkeğin özgüveninin olması, kendine güvenmesi -ister 27 ister 57 yaşında olsun- çok önemli. Genelde özgüveni olmayan insanlar karşı tarafı aşağıya çekmeye çalışırlar.
- Türkiye’de mi böyle acaba? Yani benden 5-10 yaş genç erkekle olursam ileride ben çökerim, o genç kalır psikolojisi midir bu?Eskidenmiş o... Eskiden "Aman kadın büyük olmasın. Kadın çabuk çöker" derlermiş. Bu da kadın doğum yapınca kendini bıraktığı için söylenirmiş. Ama kadınlar artık kendilerine çok iyi bakıyor. 3 çocuk doğurmuş kadın bile uğraştığı takdirde fıstık gibi kalabiliyor. Ben 50 yaşıma geldiğimde de fıstık gibi kadın olacağım!
- Mert Bey de sizin kadar olgun karşılıyor mu hakkınızda söylenenleri?
Evet, Mert de ben de bu detaylara hiç takılmadık. Kaldı ki benden sonra yeni bir trend başladı. İnsanlar kendinden küçük sevgililerle beraber oluyorlar.
- Neden sizce?
Dikkat ediyorum da yeni jenerasyon yaşıtlarıyla çok fazla anlaşamıyor. Konservatif ailelerin kızlarıyla erkekler yapamıyor. Daha hayatın içinden, daha fazla tecrübesi olan bir kadın, genç erkek için daha cazip. Hayatı paylaşmak, belki bir şey öğrenmek, belki daha farklı konulardan konuşabilmek renkli geliyordur onlara. Zaten tanıştığın anda yaşını sormuyorsun ki. Benim ilk genç sevgilim değil Mert... Uyum çok önemli ve Mert ile uyum içindeyiz işte...
HIR ÇIKARMADAÜSTÜMÜZE YOK- Yaşadığınız tatsızlıklar sonrasında, erkeklere karşı bir önyargınız oluştu mu?İnsan hayalkırıklığı yaşayınca ister istemez genellemeye gidiyor ve "Bütün erkekler mi böyle" diyor. Halbuki bu yanlış. Biz kadınların da aslında hır çıkarmada üstümüze yok! Kadınları da erkekleri de genelleyemeyiz. Ben yine de ilişkide bir takım kuralların kadın tarafından baştan konulması gerektiğini düşünüyorum. "Sen ne istiyorsun, nelerden hoşlanıyorsun", bunları en başta ortaya koymak lazım. Yoksa stratejik davranayım da başka bir kadın imajı vereyim diye düşünürsen, mutlu olamazsın.
KİŞİLİKTEN TAVİZVERMEK BÜYÜK HATA
- Kadınlar ilişkide çok mu taviz veriyor sizce?
Bazı durumlarda karşılıklı olarak taviz verilebilir ama kişilikten asla! Çünkü bundan taviz verdiğin anda karşındaki erkeğin sana saygısı kalmıyor. Karşındaki insanın hegamonyası altına girip, kişiliksiz bir varlık haline dönüşüyorsun! Erkek de değiştirdiği kadını artık sevmiyor.
- Peki bir ilişki veya evlilik bittiğinde dost kalınabilir mi? Bu konu Hülya Avşar ve Kaya Çilingiroğlu nedeniyle son zamanlarda epey tartışma yaratıyor.İnsanlar evliyken heyecanı, tutkuyu, hatta birbirlerine karşı saygılarını bile yitirebiliyorlar. Evlilik sözcüğü insanı psikolojik olarak böyle bir moda sokuyor. "Sen bana karşı hata yapabilirsin, ben de sana karşı... Ama biz evliyiz. Bu durum böyle gider" psikolojisine giriyorlar. O yüzden belki evlilik bitince ikisinin üzerinden baskı da kalkmıştır diye düşünüyorum. Baskı kalkınca o unutulan, tozlanmış heyecan ortaya çıktı. Yüzeysel bakınca, "Kardeşim o zaman ayrılmasaydınız" diyor insan, ama ben böyle düşünmüyorum.
ESKİ SEVGİLİYLE DOSTKALMAK DOĞAL DEĞİL
- Siz nasıl düşünüyorsunuz?
Zaman içinde kaybedilen bazı şeylerin yeniden farkına vardıklarını düşünüyorum. Belki duygular tekrar canlanır, belki evlenmeden ilişkiye devam ederler. Çünkü evlilik psikozundan çıkınca herkes "Bak şimdi daha iyi arkadaşız" diyor. Karşındaki insan senin karın değil, senin malın değil, senin hanende değil. O eski flörtlere dönüş oluyor. Beraber küçük tatiller, o flörte özlemden ileri geliyor.
- Ayrıldığınız kişiyle dost kalabilir misiniz?Gördüğümde selamımı esirgemem. Ama özel olarak telefonlaşıp, buluşup,
yemek yemek gibi bir durumum da olmaz. Çünkü sen o insana başta dost değil sevgili gözüyle bakmışsın. Birtakım şeyler bittikten sonra, o görüşmeler naturel olmuyor. Bunlar bana sahte geliyor.
Ayrılığın ilacı yeni bir aşktır- İnsan aşık olduğu kişiyle 24 saat içinde evlenip ayrılmanın sarsıntısını yaşarken, bir başkasını hemen nasıl sevebilir?
Neden sevmesin ki? Biz kadınlar başımıza gelenlerden sonra kuyruğumuzu sıkıştırıp da kaderimize razı olacak değiliz! Hepimiz mutluluğu hak ediyoruz. Ayrılık akabinde direkt seveceksin! Eğer karşına çıktıysa güzel bir şey, onu kaçırmanın alemi yok. Sana hak ettiğin mutluluğu da veriyorsa, bu bence çok güzel. Herkesin bunu yapması gerek. Artık melankoli, üzülelim, ağlayalım, kafamızı duvardan duvara vuralım gibi şeyler yok. Herkes hayatında olabildiğince mutlu olacak. Kaldı ki hayatta sevgi ve duygu adına yılmadan aynı zarı atacaksın, ben öyle yaptım. Yani kapını kapatıp, duvarlar ardında depresyon yaşayıp hayatını zehir etmeyeceksin!
Çok farklı bir ilişki yaşıyorum- Mert İncekara ile ilişkiniz başlayalı ne kadar oldu?Bir yılı geçti. Zaman çok çabuk akıyor gerçekten. Hayal kırıklıkları yaşasan bile, zamanın nasıl hızlı geçtiğini düşünüp onları aklından çıkaracaksın, fazla takılmayacaksın. Sonuçta iyi bir insansan, mutluluğu hak ediyorsan, önüne muhakkak güzel bir şey çıkıyor. Benim de öyle oldu. Güzel şeyler paylaşıyor, beraber gülebiliyoruz. Çok farklı ve mutlu bir ilişki yaşıyorum.
Hande Ataizi, yakında Yüksel adlı bir kaymakamı canlandırdığı "Seni Bana Yar Ederler mi?" adlı diziyle ekrana gelecek. Dizinin kadrosunda Ataizi’nin yanı Davut Güloğlu, Nail Kırmızıgül ve Ahmet Gülhan da yer alıyor.