Küçük çocukların gizli düşmanı, kurşun
Güncelleme Tarihi:
<B> Mesude ERŞAN</B>
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2003 20:58
Vücuda su, besin ve solunum yoluyla giren kurşun, en çok çocukları etkiliyor. Etkileri, zeka ve başarının azalması yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, baş ağrısı, genel yorgunluk ve hareketlerde yavaşlama, kas ağrıları, işitme kaybı, felç ve komaya neden oluyor.
Kirlenen çevrenin yaşamımıza sessizce soktuğu, farkında dahi olmadığımız birçok zehirli madde var. Kurşun da bunlardan biri. Kurşun zehirlenmesinde en riskli grubu çocuklar oluşturuyor. Çünkü yetişkinler onlara göre kurşun zehirine karşı daha dirençli. Oysa gebelik sırasında anne karnındaki çocuğun bile bir miktar kurşun alması mümkün. Çocuğun yaşı ne kadar küçükse, maddenin birikiminin zararlarına maruz kalma ihtimali o kadar artıyor. Üstelik sağlıklı görünümü olan çocukta dahi kurşun birikimi olabiliyor.
HER HÜCREYE GİRİYOR
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ender Pehlivanlıoğlu'nun verdiği bilgiye göre, kurşun vücudun her hücresine giriyor. Kan, beyin ve kemiklerde birikiyor. Kurşunun etkileri kandaki yüzeyine göre değişiyor. Kurşunun olumsuz etkileri kandaki oranının 10 mikrogram/desilitrenin üzerindeki çıkmasıyla başlıyor. 45 mikrogram/desilitrenin üzerine çıkıldığında belirtileri şiddetleniyor. Kurşun zehirlenmesi sinsi, yavaş bir seyir gösteriyor.
Zeka ve başarının azalması yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, başağrısı, genel yorgunluk ve hareketlerde yavaşlama, kas ağrıları, işitme kaybı, felç ve koma gelişebiliyor.
Prof. Dr. Pehlivanlıoğlu, ‘‘Kurşun sindirim sistemi için de önemli bir zehir. Karın ağrısı, kramplar, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı ve kusma, büyüme geriliği, bacak ağrıları, diş etlerinde çizgiler oluşturur‘‘ diyor.
Kurşun, vücuda öncelikle besin ve su yoluyla alınıyor. Sindirim kanalından emiliyor. Cisimlerin ağıza götürülmesi, tırnak yeme (tırnakların arasındaki tozdaki kurşun) ve tozla temasla vücuda girebiliyor. Hamilelikte anneden bebeğe kurşunun geçmesiyle zehirlenme daha yaşamın ilk aylarında dahi görülebiliyor.
Kurşun aslında doğada bulunan bir element. Ancak sanayileşmeyle birlikte vücuda girmesi kolaylaştı. Örneğin, evlerdeki yaşam koşulları kurşun zehirlenmesinde belirleyici faktör. İnşaat teknolojisinin geri olduğu ülkelerde kurşunun özellikle çocuklarda biriktiği biliniyor. Eskimiş sıva ve boyanın gözle görülmeyecek şekilde dökülmesi dahi ortamdaki kurşun miktarının yükselmesine neden oluyor. Kurşunlu benzinler de önemli vücuda girmesinde önemli bir etken.
Çocukların yanı sıra hamileler, kötü ev koşullarında yaşayanlar, eski binalarda oturan ve çalışanlar, boya ile uğraşanlar risk altındalar. Petrokimya sanayi, boya sanayi, kristal, akü-pil otomotiv ve televizyon fabrikalarında çalışanlarda da kurşun birikimine maruz kalıyorlar.
Uzak durmak için ne yapmalı?
*Temiz çevre, kurşun bulaşmamış temiz su ve besin maddeleri sağlanmalı,
*Kurşunsuz benzin kullanılmalı,
*Evlerde boya dökülmesi sonucu kurşun tozu gelişimi önlenmeli,
*Kurşunsuz boyalar tercih edilmeli,
*Ev ve çocukların bulunduğu ortamlar tozdan arındırılmalı. Bunun için su ile temizlik yapılmalı,
*Çocukların eğitim gördüğü ve bakıldığı kreş, ana okulu ve oyun odası gibi alanlarda eski ve dökülen boya olup olmadığına dikkat edilmeli,
*Çocukların trafiğin yoğun olduğu bölgelerde oynamalarına izin verilmemeli,
*Yiyecek pişirmek ve saklamak için kullanılan kaplar kurşunsuz olmalı.
HER HÜCREYE GİRİYOR
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ender Pehlivanlıoğlu'nun verdiği bilgiye göre, kurşun vücudun her hücresine giriyor. Kan, beyin ve kemiklerde birikiyor. Kurşunun etkileri kandaki yüzeyine göre değişiyor. Kurşunun olumsuz etkileri kandaki oranının 10 mikrogram/desilitrenin üzerindeki çıkmasıyla başlıyor. 45 mikrogram/desilitrenin üzerine çıkıldığında belirtileri şiddetleniyor. Kurşun zehirlenmesi sinsi, yavaş bir seyir gösteriyor.
Zeka ve başarının azalması yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, başağrısı, genel yorgunluk ve hareketlerde yavaşlama, kas ağrıları, işitme kaybı, felç ve koma gelişebiliyor.
Prof. Dr. Pehlivanlıoğlu, ‘‘Kurşun sindirim sistemi için de önemli bir zehir. Karın ağrısı, kramplar, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı ve kusma, büyüme geriliği, bacak ağrıları, diş etlerinde çizgiler oluşturur‘‘ diyor.
Kurşun, vücuda öncelikle besin ve su yoluyla alınıyor. Sindirim kanalından emiliyor. Cisimlerin ağıza götürülmesi, tırnak yeme (tırnakların arasındaki tozdaki kurşun) ve tozla temasla vücuda girebiliyor. Hamilelikte anneden bebeğe kurşunun geçmesiyle zehirlenme daha yaşamın ilk aylarında dahi görülebiliyor.
Kurşun aslında doğada bulunan bir element. Ancak sanayileşmeyle birlikte vücuda girmesi kolaylaştı. Örneğin, evlerdeki yaşam koşulları kurşun zehirlenmesinde belirleyici faktör. İnşaat teknolojisinin geri olduğu ülkelerde kurşunun özellikle çocuklarda biriktiği biliniyor. Eskimiş sıva ve boyanın gözle görülmeyecek şekilde dökülmesi dahi ortamdaki kurşun miktarının yükselmesine neden oluyor. Kurşunlu benzinler de önemli vücuda girmesinde önemli bir etken.
Çocukların yanı sıra hamileler, kötü ev koşullarında yaşayanlar, eski binalarda oturan ve çalışanlar, boya ile uğraşanlar risk altındalar. Petrokimya sanayi, boya sanayi, kristal, akü-pil otomotiv ve televizyon fabrikalarında çalışanlarda da kurşun birikimine maruz kalıyorlar.
Uzak durmak için ne yapmalı?
*Temiz çevre, kurşun bulaşmamış temiz su ve besin maddeleri sağlanmalı,
*Kurşunsuz benzin kullanılmalı,
*Evlerde boya dökülmesi sonucu kurşun tozu gelişimi önlenmeli,
*Kurşunsuz boyalar tercih edilmeli,
*Ev ve çocukların bulunduğu ortamlar tozdan arındırılmalı. Bunun için su ile temizlik yapılmalı,
*Çocukların eğitim gördüğü ve bakıldığı kreş, ana okulu ve oyun odası gibi alanlarda eski ve dökülen boya olup olmadığına dikkat edilmeli,
*Çocukların trafiğin yoğun olduğu bölgelerde oynamalarına izin verilmemeli,
*Yiyecek pişirmek ve saklamak için kullanılan kaplar kurşunsuz olmalı.