Küba’ya karınla gitmek büyük enayilik

Güncelleme Tarihi:

Küba’ya karınla gitmek büyük enayilik
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 29, 2004 00:00

Eminim, bugüne kadar pek çok Küba yazısı okudunuz. Ben de okudum. Hatta aÅŸağıda okuyacağınız satırları kaleme alan Sinan'ın Küba hakkında yazdığı baÅŸka yazıları da okudum. Ama dedim ki: ‘‘Gözünü seveyim bana farklı bir Küba anlat. Herkesin anlatmadığı bir ÅŸey olsun. Genel Küba izlenimlerin benim ilgimi çekmiyor. Onu herkes yazıyor.’’ ‘‘Peki o zaman’’ dedi ve bunu yazdı. Benim çok hoÅŸuma gitti. Umarım siz de beÄŸenirsiniz. Yazılarınızı yayınlamamı istiyorsanız, böyle yazılar yollayın, tamam mı? HAMÄ°Åž: Sinan MurathanoÄŸlu’nun daha önce de bu köşede yazıları yayınlanmıştır, hızla yazar olmaya doÄŸru ilerliyor. Darısı sizin başınıza!Ä°ÄŸne atsan yere düşmeyecek kadar dolu uçak. Küba, yemin ederim mıknatıs gibi. Çekiyor herkesi. Ama bir gariplik var. Uçağın neredeyse tamamı erkek. KonuÅŸmalarından, tavırlarından, kahkahalarından belli; bu arkadaÅŸlar Castro'ya selam çakmaya filan gitmiyorlar, bu kadar yolu puro almak için de tepmiyorlar -hey ben bütün erkeklerin bildiÄŸi ortak bir sırdan söz ediyorum!- bunlar basbayağı Küba'nın kızlarını keÅŸfetmeye gidiyorlar.Suç mu, ayıp mı, günah mı? Yok canım. Ben sadece olanı söylüyorum. Olan ÅŸu: Havalandırma, testesteron bulutunu dağıtmakta zorlanıyor!*19 senelik karım yanımda.Sıkı sıkı elimi tutuyor. Yırtıcı hayvanlar tarafından çembere alınmış bir ceylan gibi. Gözbebekleri kocaman, bir oraya, bir buraya bakıp duruyor.‘‘Sakin ol aÅŸkım’’ diyorum, ‘‘Sakin ol, sonunda birlikte Küba'ya da gidiyoruz...’’9 kiÅŸilik bir grubun parçasıyız. Bizim için, 19 yıldır yaptığımız tatillerin bir benzeri. Åžahane bir ülkeyi keÅŸfetmek istiyoruz, uçaktaki erkeklerin kafasından geçirdikleriyle uzaktan yakından alakam yok tabii...Ben öyle zannediyorum yani!*Otel Nacional de Cuba'ya geldiÄŸimizde, tarifi zor bir sıkıntı var içimde. Sanki göğsümde ÅŸiÅŸman, kıllı biri oturuyor. Karım, valizleri boÅŸaltıyor, ben yataÄŸa uzanıp gözlerimi kapatıyorum, biraz nefes almaya çalışıyorum.Ne tuhaf! Gözkapaklarım bir film perdesi gibi ÅŸimdi. Karanlık ve alaycı bakışlı bir erkek görüntüsü yansıyor ve konuÅŸma baÅŸlıyor:- Sevgili Sinan. Küba'ya erkekler neden gelir sen bilmez misin, diyor.Sesindeki küçümseme hiç hoÅŸuma gitmiyor.- Zaten yol boyu da rahat bırakmadın beni. Kimsin sen? Benden ne istiyorsun, diyorum.- Ãœzerimdeki ÅŸu kırmızı pelerin, uzun kuyruk ve küçük boynuzlar... Hálá anlamadım mı kim olduÄŸumu? Åžeytanım ben, ÅŸeytan. Senin içindeki ÅŸeytan. Küba'ya karınla gelmek büyük enayilik! Ä°ÅŸ edindim, bunu sana söyleyeyim dedim.*Ä°lk gecemiz mükemmel.Mum ışıklarının dans ettiÄŸi La Guardia lokantası pek romantik. Hálá büyük bir aÅŸkla baÄŸlı olduÄŸum karımın elini avuçlarıma aldığımda, ÅŸeytanı ruhumun derinliklerine gömmeyi baÅŸarıyorum.‘‘Hey uzun kuyruk! Sana daha önce de karşı koydum, yine karşı koyarım’’ diyorum.Ama ‘‘kırmızı pelerin’’ kolay pes edecek gibi gözükmüyor. Israrla Mojito içmemi söylüyor. Bir tane, bir tane daha. O ne etkili bir silah öyle. Birden ayaklarım uzman sambacı gibi hareket etmeye baÅŸlıyor. 19 sene boyunca hayranlıkla aynı kadını süzen gözlerim, etraftaki baÅŸka kadınları da görmeye baÅŸlıyor.Günler geçtikçe Küba benim için cehenneme dönüşüyor. Sanki gece kulüplerindeki melez güzellerin hepsi ÅŸeytanla iÅŸbirliÄŸi yapmış, sanki hepsi 19 yıllık evli ve karısına sadık beni, ele geçirmeye çalışıyor. Direniyorum.Ama bir taraftan da Mojito'mu kapıp onların yanına gitmek istiyorum. Allah'ım bana yardım et. Beni yaşı ilerlemiÅŸ parayla çapkınlık yapan ÅŸu erkeklere benzetme!Bugüne kadar tüm aÅŸkını, ÅŸehvetini sadece eÅŸine veren ben deÄŸil miydim? Neden bu ülkede birdenbire ÅŸeytanla pazarlık edebilecek hale gelmiÅŸtim? Åžeytan mı dediniz? Bak yine konuÅŸuyor benimle:‘‘Olayı yanlış deÄŸerlendiriyorsun Sinan! Küba'ya gelen her erkek bekar deÄŸil ki. Onlar da evli, onların da çocukları var. Bir hafta boyunca çılgınca eÄŸleniyorlar, sonra sıkıcı hayatlarına geri dönüyorlar. Seni temin ederim, ömürlerinin geri kalanına ancak böyle tahammül ediyorlar. Casa de La Trova diye bir kulüp var, oraya git. Bir kız bul. Hatta iki tane. Kiralık evler var. Gidersin, zevk denizinde yüzersin, sonra da otele geri dönersin!’’*Son gecemizde gruba takılmak istemediÄŸimi söyleyince çok da itiraz etmedi karım. Sadece gözlerinin içinden bir bulut geçti, ama ‘‘Sen bilirsin’’ dedi ve gitti.Casa de La Trova tıklım tıklım doluydu. Bir Mojito ısmarladım. Aman Allah'ım nasıl güzel kızlar var etrafta, kesiÅŸiyoruz, müzik ÅŸahane. ‘‘Şeytan haklıydı galiba’’ derken, elektrikler kesiliyor. Ä°htiyar müzisyenler, fırsat biliyor ve romantik bir parça çalmaya baÅŸlıyor.Önce aldırmadım. Ama omuzuma dokunan el, sonra sırtımı, belimi ve kalçamı okÅŸamaya baÅŸlayınca nasıl heyecanlandım anlatamam. Midemin içi Kelebekler Vadisi gibi. Aynı el, ağır adımlarla beni dans pistinin ortasına çekti. Bedenini bedenime yasladı. Daha da yaklaÅŸtı. Nefis kokuyordu. Kafasını omuzuma dayadığında, yumuÅŸak saçları yanaklarımı okÅŸuyordu. Teninin renginin beyaz olduÄŸunu anlamıştım. Ama o kadar karanlıktı ki, yüzünü ayırt edebilmem mümkün deÄŸildi.Kübalı kız, Mojito'dan ıslanmış dudaklarıma bir öpücük kondurduÄŸunda, ÅŸeytana içimden, ‘‘Sen büyüksün’’ dedim. Onun yardımıyla bu hiç tanımadığım kadınla aramızda inanılmaz bir elektrik oluÅŸmuÅŸtu. Bir an önce, ÅŸu kiralık evlerden birine gitsek diye düşünürken, elektrikler geldi.Delicesine seviÅŸmeyi hayal ettiÄŸim bu Kübalı kızın suratını görmek istiyorum. YavaÅŸ yavaÅŸ kollarımdaki kadının kafasını omuzumdan uzaklaÅŸtırmaya çalışırken buÄŸulu sesini duyuyorum:‘‘Hadi otele gidelim...’’Aman Tanrım! Bu ses... Türkçe konuÅŸan bu Kübalı kadın... Yoksa... Olacak ÅŸey deÄŸil... Karşımdaki o kadar beÄŸendiÄŸim, kaçamak olsun diye istediÄŸim kadın 19 yıllık karım! Oha demeyin. Aynen böyle oldu.Havana'da gidilebilecek o kadar yer varken, biz aynı gece kulübünde karşılaÅŸmıştık.*Havana'da dans ettiÄŸimiz o birkaç dakika hep anılarımızda olacak. Ve tabii ÅŸu: Åžeytan kaybetmiÅŸti. Biz çatlağı önlemiÅŸtik. Çok daha güçlenmiÅŸtik.Uçakta dönerken, diÄŸer yolcular gözlerini kapayıp, yaÅŸadıkları bir haftayı hafızalarına kazımaya çalışırken, ben hayalimi yanımda eve götürüyordum...AYÅžE’NÄ°N HAMİŞ’İ: Belki durumu çakozlamamışsınızdır, Sinan'ın karısının adı Hayal'dir.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!