Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2011 11:43
Basit bir idrara çıkamama problemi hayatınızı kabusa çevirmesin. Yeni tedavi yönteminde açık cerrahi işlem yok.
Kronik sistitler, basit idrar yolu enfeksiyonu olarak da ifade edilebilen akut sistitlerden çok farklı. Ürolog Prof. Dr. Tibet Erdoğru, tekrarlayan ve 3 aydan fazla süre ile devam eden sistitleri kronik olarak kabul etmek gerektiğini belirtiyor.
Her sistit olgusunda mutlaka mikrop olması şart değil. İdrarda mikrop olmadan da mesane dokusunda gelişen sistitler asıl kronik sistitleri oluşturur. Her yaştaki erkek ya da kadınlarda bu ağrılı kronik sistit görülebilir. Erkeklerde bu tablo her zaman “kronik prostatit” olarak da nitelendirilir ve büyük sıkıntılarla tarif edilir. Kadınlarda ise basit bir sistit şeklinde kendini gösterirken; kronikleşmiş yanma ve ağrılılarla idrarı hissetme, yapma ve sık idrara çıkma belirtileri ile kişi yıllarını geçirebilir
Tuvalete yetişemeyebilirsiniz
Önceleri sadece gündüzleri başlayan sık idrara çıkma, adım adım ilerleyerek geceleri de idrara gitme ile kendisini gösterir. Başlarda idrarını bir süre de olsun tutabilirken, zamanla idrarını tutmakta güçlük çekmek ve aniden bastıran idrar hissi ile hemen idrarını boşaltma isteği kendisini gösterir. Hastalar son aşamalarda artık idrarını hisseder hissetmez hemen idrara gitme zorunluluğu, tuvalet yolunda idrarını tutamama ve kaçırmalarla büyük sıkıntı çekmeye başlar.
Hasta içtiği meşrubata kadar sorgulamalı
Tedavi sürecinde ilk adım içtiği meşrubatların bilgisinden başlayarak, geçirdiği gebeliklerin hikayelerinin sorgulanmasıdır. “İdrara çıkma günlüğü” ile fonksiyonel şekilde bir değerlendirme yapılmalı. Mutlaka “kronik sistit altında yatan bir bakteri var mı” değerlendirilmeli. İdrarda kanama, iltihap hücresi oluşumu ve ailedeki sağlık profiline göre idrarda verem mikrobu olup olmadığı aranmalı.
Daha sonra narkoz altında mesane endoskopisi, ürodinamik testler, “Potasyum” ve “Buz” testleri, mesaneden biyopsi alınması ile patolojik değerlendirmenin yanında; laparoskopik olarak leğen kemiği içindeki tüm organlar ile kuyruk sokumundan çıkan sinir köklerinin ve pudendal sinirin değerlendirme süreci gerçekleştirilir. Son olarak da değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak hastaya uygun tedavi seçenekleri sunulur. Gerçek kronik sistit hastalığında mesanedeki iltihabi durumun kaynağı tedavi edilir. Bu bir yabancı cisim olabileceği gibi, mesanenin duvarının idrarın kimyasal yapısına karşı oluşturduğu iltihabi reaksiyon ya da alerjik iltihaplanmalar dahi olabilir. Bu tip durumlarda yabancı cismin çıkartılması, mesane iç yüzeyinin idrara karşı korunmasına yönelik ilaçlar veya alerjiye karşı tedaviler şeklinde gerçekleştirilir.
Geçmeyen sistit başka hastalıkların habercisi olabilir
İdrar yolu yanmalarını, ağrılı idrar hissedilmesi, leğen kemiği bölgesinde ağrı ile seyreden ve geçmeyen sıkıntılar basit bir sistit gibi uzun süre antibiyotik ya da farklı ilaçlarla tedavi edilemeyebilir; çünkü bu sıkıntılar farklı nedenlere bağlı olabilir. Yıllarca “sistit” adı altında tedaviler almış; ancak aslında kronik pelvik (leğen kemiği bölgesinin tıbbi adıdır) ağrı sendromu ile karşı karşıya olan kadın ve erkek hastalar olabilmektedir. Bu nedenle kemik iliği fonksiyonlarında kayıp olan hastalar dahi olabilmektedir.
Zamanla başta sadece sık idrara çıkma hissi yerini tamamen ağrılı idrar hislerine bırakabilmektedir. İdrar yaparken ya da yaptıktan sonra kasıklarda, göbek altı bölgesinde ya da bacak arası bölgesinde şiddetli elektrik çarpması, bıçak saplanır tarzda ağrılarla yaşam içinden çıkılmaz bir duruma dönebilir.
Tedavide “da Vinci Robotik Cerrahi” devri
Sinirlerin bir bölümünün bağ dokuları ya da kasların arasında sıkışmasına bağlı olarak gelişen ağrı durumunda LANN (Laparoskopik Nöral Navigasyon) prosedürü uygulanır. Sorunun hangi sinir kökü ya da sinirlerden kaynaklandığını ortaya koymak için laparoskopik ya da “da Vinci robotik nöral navigasyon” yapılmaktadır. Bu işlemden sonra ise sorunlu sinirlerin çevredeki baskıdan kurtulması ile ağrı ve diğer sorunlarda tam bir iyileşme sağlanabilmektedir. Leğen ve kuyruk sokumu kemiğinin iç yüzünde, kas ve bağların arasında bu derin alanlardaki sinirlere ulaşmak laparoskopi dışında mümkün değildir. Laparoskopik ya da “da Vinci robotik teknoloji” ile görüntünün 10-20 kat büyütülerek incelendiği 1-2 santimetrelik aralarda, bu işlemi açık cerrahi ile yapabilmek söz konusu değildir.
Ağrılarla geçen ve yaşam kalitesinin kalmadığı bir ortamda bu ağrılardan kurtulmak, rahatça idrara çıkabilmek ve sosyal yaşamdaki iyileşmeleri göz önüne aldığımızda bu operasyon hastaya yeniden hayat vermek anlamına gelir. Ameliyat sonrası iyileşme dönemi 2-3 gün olup, sosyal hayata dönüş sadece 1-2 hafta içinde gerçekleşebilmektedir.