Güncelleme Tarihi:
3 Kasım’dan bu yana zaman su gibi akıp gitti.
Acil eylem planlarını sıralamıştı R.T.Erdoğan: Bir aylık Acil Eylem Planı, 3 aylık Acil Eylem Planı ve 6 Aylık Acil Eylem Planı diye çocukların adını da koymuştu.
Bir milimlik bir ilerleme kaydedilmiş değil.
Bir tek yüz güldüren karar alınmış değil.
Bir soluk aldıracak yenileştirme yapılmış değil.
Bir tek genç için iş alanı açılmış değil.
Dış sorunlar bu süre içinde ön plana geçti, tamam onu anlıyoruz.
Dibimizde bir savaş patlak verdi, onu da biliyoruz.
AB konusunda sancılı günler yaşıyoruz bu da bir gerçek.
Kıbrıs sorununda tıknefes değil, soluksuz kaldık bunu da cümle alem fark ediyor.
Bu dış sorunların üstesinden bir günde gelinemeyeceğini de biliyoruz, ama bir milim yol alınmamasını anlamak, bunu izah etmek çok zor.
Hükümetin elindeki kaynaklar belliydi.
Konsolide bütçenin kendi insiyatifi ile değil IMF’nin talimatıyla yapacağı da belliydi.
Geriye sadece psikolojik etkenler kalıyordu.
Bundan önceki hükümetler güven vermedikleri için krizden çıkma olanağı kalmamıştı.
Peki güven veren, verdiği iddia edilen AK Parti hükümeti ileriye dönük tek bir projeye aylardır neden damgasını vuramıyor?
Neden psikolojik avantajı, krizin çıkışı için kullanamıyor?
Neden ekonomik darboğazı aşacak yeniden yapılandırmayı gerçekleştiremiyor?
Bence iç ve dış kredibilitesini hovardaca harcayan AK Parti hükümeti kağıttan kaplanlara benziyor.
Uzun süre yağmur altında kalınca ne oldukları ortaya çıkıyor.
R.T.Erdoğan’ın Kasımpaşalılık cakası, belediye başkanlığı döneminde geçerliymiş meğer.
İktidara gelip, iktidar olamamanın başka izahını bilen varsa anlatsın da dinleyelim bari.
Sevgiler,
Sezai