Kralları da üzerler...

Gece Fenerbahçe için 76-67’lik yenilgiyle sona erse de Yunan taraftarın Obradoviç’e sevgisi görülmeye değerdi.

‘İçinizdeki lideri bulun’ ya da ‘Dost kazanma ve insanları etkileme sanatı’ üslubuyla yazılan kişisel gelişim kitaplarına inanır mısınız? Bu kitaplarda, başarılı insanların zeki ve çok hırslı oldukları söylenir, aslında öyle midir?
Malcolm Gladwell, 18 yıl boyunca The New Yorker için kaleme aldığı sosyal bilim makaleleriyle değil de kitaplarının kişisel gelişim alanında gördüğü ilgiyle popüler kültüre yön vermeyi başaran bir isim. Üçüncü kitabı ‘Outliers’ta sürekli “Bazı insanlar neden daha başarılı olur” sorusunu yönelten Gladwell’e göre önemli olan kişinin nereden geldiğidir. Yani, içinde bulunulan toplumun geçmişi kaynak gösterilerek elde edilen eğilim, varsayım ve refleksler kişinin başarıya ulaşması muhtemel olan alanı çok küçük yaşlardan belirler.
Gladwell’in tüm kitaplarındaki üçüncü şahsın yerine şu an Fenerbahçe Ülker’i çalıştıran basketbol efsanesi Zeljko Obradoviç’i koyabilirsiniz. Yugoslavya basketbolunun altın döneminde Aleksandar Nikoliç ve Dragan Kicanoviç gibi iki fikir adamından akıl hocalığı alan, 20‘li yaşlarında profesyonelliğe yeni adım atmışken akşamları altyapı antrenmanlarında teknik kadroya katılıp koçluğun püf noktalarını öğrenmeye gayret eden birinin antrenörlük yapmaması akılcı olmazdı zaten.
Obradoviç, 13 yıl çalıştırdığı ve mesih gibi görüldüğü Panathinaikos karşısına Fenerbahçe Ülker’in başında ilk kez rakip olarak çıktığı gece peşindeydik. Onunla ve taraftarla konuştuk.
OAKA Arena’da binlerce seyircinin ‘Kral Geri Döndü’ koreografisiyle karşıladığı Obradoviç’e maç idmanında görkemli kariyerini sorarak serüvene başladık: “Bana sürekli farklı ülkelerde nasıl bu kadar çok şampiyonluk kazandığımı soruyorsunuz. Geldiğim ülke Yugoslavya. Çalıştığım ülkeleri kaynak göstererek size son olacağını umduğum bir karşılaştırma yapayım: Ülkemin mevcut yapısında biraz İspanya, biraz İtalya, biraz da Yunanistan var. Bu yüzden Pesiç, Ivkoviç ya da ben başka ülkelerde yabancılık çekmiyoruz. Kolay adapte olmamızın nedeni, zamanında Yugoslavya’da aldığımız eğitim. Ben sihirbaz değilim, hepsi bu.”

‘Bu taraftarı hep seveceğim’

Gladwell’in tezi Yugoslav basketbolunun 1970-80 ve 90larda çıkarttığı üç dominant jenerasyona da, Obradoviç’in PAO’da 13 sezonda kazandığı 23 şampiyonluğa da kaynaklık ediyor. Zeljko gittiği her yerde başarılı oldu ama Atina’da basit bir kulüp antrenörlüğünden daha çok Yunanistan’ın basketboldaki neredeyse gelecek 30 yılını planladı aslında. Daha komplike, daha duygusal...
Maç günü duygusal dakikalar başladı. Adını vermeyen taraftar ‘gözyaşına’ rağmen ona teşekkür etme fırsatı buldukları için sevinçli olduğunu “Hayatımın en ilginç gecelerinden biri. Gözyaşlarıma engel olabileceğimi zannetmiyorum çünkü bu gecenin gelmesini hiç istemedim. Hep korktum, Zeljko’yu başka takımla özdeşleştirme düşüncesi bana her zaman ağır geldi. Ancak yine de... Yine de bir yanım bu anın gelmesini çok istiyordu çünkü ona teşekkür etmek, saygılarımı sunmak için tek fırsatım olduğunu biliyorum” diye anlatıyor.
Gece Obradoviç için hiç kolay olmadı. 76-67’lik yenilgiye kızsa da duygusal olarak ağır bir gece yaşadığını şöyle ifade etti: “Yakın arkadaşlarıma Panathinaikos’la hiçbir zaman karşılaşmak istemediğimi hep söyledim. Ancak hayat işte, tecrübe ediyorsunuz. Benim için çok zordu. Ağlayıp ağlayamayacağımı bilmiyordum, ben de insanım. Hayatım boyunca hiçbir zaman OAKA’ya rakip olarak geleceğimi ve PAO’nun koçunun Alvertis olacağını düşünemezdim. Devre arasında kalbimin sesini dinledim ve tribünlere tek tek bakarak söyledim: Panathinaikos taraftarını hayatımın sonuna dek seveceğim. Bu değişmeyecek. Videoyu göremedim, CD’si bende. Ona bakacağım ama öncelikli işim mağlubiyetin videosunu izlemek.”

‘Sizi çok, çok, çok, seviyorum’

Panathinaikos Kulübü, devre arasında OAKA’daki dev ekranda taraftarlara, özel olarak hazırlanan ve Obradoviç’in Atina günlerinden kesitler içeren bir video izletti. O esnada Panathinaikos taraftarının tezahüratlarına karşılık soyunma odasından erken çıkan efsane, mikrofondan Yunanca seslendi: “Sizi çok, çok, çok seviyorum.”

‘Zeljko Obradoviç Panathinaikos demek’

6 yıldır OAKA’da maç kaçırmadığını söyleyen 37 yaşındaki Panathinaikos taraftarı Fanis Giovanopoulos, Sırp koçun gelecek sezon yeniden PAO’yu çalıştıracağını düşünüyor. Taraftar temennisini şöyle anlattı: “Thanasis ve Pavlos Giannakopoulos ayrıldıktan sonra Dimitris’le PAO’nun eskisi gibi olmayacağını düşündü. Önemli değil, onu anlayabiliyorum. Dünyadaki en iyi koç bugün evine geri dönüyor. Kura çekiminden beri bu anı bekliyorduk. Zeljko bizden biri ve artık evine geri dönme vakti geldi. Çünkü Obradoviç, Panathinaikos demek.”

‘Herhalde soyunma odalarını karıştırmaz’

Panathinaikos’un başında üçüncü maçına çıkan kulüp efsanesi Fragiskos Alvertis, Obradovic’in OAKA’ya geri dönüşüne esprili yaklaştı: “Zeljko, Panathinaikos’u 13 sene çalıştırdı ben ise sadece iki maçtır bu koltuktayım. Atina’da herkes onu çok özledi. Ben genel kanının aksine soyunma odalarını karıştıracağını sanmıyorum. Fenerbahçe Ülker logosunu bulacaktır.”

Pizzalar hep ondan

Panathinaikos Basın Sorumlusu Nikos Bourlakis’in ilginç bir anısını paylaşalım: “Sani Beciroviç’in takımda olduğu yıldı, yanlış hatırlamıyorsam 2006 ya da 2007. Beciroviç idmanda topu bacaklarının arasından geçirip arkadaşına pası vermişti. Obradoviç, Becirovic’e ‘Bunu maçta yap, takıma pizza ısmarlayacağım’ dedi. Beciroviç maçta aynı hareketi yaptı ve benchteki Obradoviç’i işaret etti. Zeljko sözünü unutmadı, ertesi gün bütün takımı pizzacıya götürdü.” Koç bunu gelenek haline getirmiş ve idmana geç gelen herkes takıma
pizza ısmarlamış. Zaman zaman kendisi bile.