Güncelleme Tarihi:
Düşünüyorum da... Hay allah, cümleye böyle başlamamam gerekiyordu. Çünkü, benim düşünememem gerekir. Öyle ya, ‘‘Koyunlar’’ın düşünceleri yok.
En azından şu andaki bilimsel gerçekler koyunların düşünüp düşünemediklerini tesbit edilebilmiş, değil. Genel kanaat, düşüncelerinin olmadığı yolunda.
Bu durumda ben, düşünen koyun oluyorum.
Şimdi, koyun olmak ta nereden çıktı, diyebilirsiniz. Sakın demeyin. İtiraz etmeyin. Kayıtsız şartsız koyun olduğunuzu kabul edin.
İster düşünen koyun olun ister düşünmeyen... Sonuçta benim gibi siz de koyunsuz. Tabii aramızda ‘‘Koç’’lar da var, ‘‘Kuzular’’da...
Gibisi fazla
Aslında, başlığımız ‘‘Koyun gibi sayılıyoruz’’ olmamalıydı. ‘‘Koyun sayılırız’’ hatta ‘‘Biz koyunuz’’ şeklindeki bir başlık daha doğru olurdu. Fakat, ‘‘Sayım günü’’ olarak belirlenen bugün, bizleri ağıla kapatır gibi evlerimize tıkıp kafa hesabı yapılacak olan bu çok özel günün mana ve ehemmiyeti ancak bu başlıkla anlatılabiliyordu.
Bana kalsa, buradaki ‘‘Gibi’’ fazla. ‘‘Koyun sayılıyoruz’’ kısa, öz ve tam bir anlatım...
İşin gerçeği bu... Kabul etsek de, etmesek de böyle.
Bizler oturup çobanın kavalını dinler gibi gazete ve televizyonlardaki haberleri dinlersek, insandan sayılmayı bekleyemeyiz. Öyle değil mi?
Buluşlar, keşifler, uzayda yaşanan maceralar, akıllara durgunluk veren bilgisayar marifetlerini dinlerken, kaval sesinden etkilenen bir koyundan daha farklı etkilenmeyen bizlerin, insan sayılması, mümkün mü?
Bilim-kurgu film izler gibi gelişmeleri izleyip teknolojinin en son harikası olan bilgisayarın tuşlarına dokunup kendinden geçerek oyunlar oynayan, sonra da parmak hesabı yapan insana, ne denir?
İşte, size yarışma programlarının en okkalı sorusu. Bu soruyu cevaplayanlar barajı geçecek ve insandan sayılacaklar.
-Yumurtayı nasıl istersin, hayatım?
-Az pişmiş olmasın. Ama, çok da pişirme. (Kaprise bakar mısınız? Fakat, hiç önemi yok. Çünkü, programlı yumurta pişirme aleti, her türlü kaprise cevap veriyor, eşler böylece mutlu oluyor)
-Tamam hayatım.
Mutfaktan banyoya, yatak odasından banka hesabınıza kadar pratik hayatınızın hemen her köşesinde bilgisayar var.
Hastahane, pastahane, postahane ve bilumum hanelerden sokaklara kadar heryere yerleşen, neredeyse olmazsa olmaz, bilgisayarsız yaşanamaz denilen bir noktaya geldiğinizde bir de bakıyorsunuz ki, ‘‘Yok’’ bilgisayarın ‘‘Bilgi’’si var, kendisi yok.
Atadan kalma parmak hesabıyla teker teker ‘‘Acaba kaç kişi olduk’’ diye sayacaklar. Tabii bunu yapabilmeleri için de evlerimizde oturup ‘‘Sayılmayı’’ bekleyeceğiz.
Bizi koyun gibi ‘‘Saymakta’’ kusur etmeyeceklerinden eminim!.. Bir de çobanın koyunlarını sevdiği kadar, sevseler... İşte o zaman seve seve koyun gibi sayılmaya razı olacağım, diyorum, Yasemin'ce...