Güncelleme Tarihi:
Yaşadıkları kötü olayları tiyatro sahnesinde canlandırarak sıyrılmak istiyorlar. Onlar yaşamlarını köyün hocası Hüseyin Arslanköylü'ye anlatıyor, o da yazıp yönetiyor. Şimdi köyde herkes kadınların tiyatro yaptığını kabullenmiş, karşı çıkan, dedikodu yapan yok. Sabahları tarlada, bahçede, evde çalışıp akşamları provalarına koşuyorlar. Rollerini kocalarıyla birlikte ezberliyorlar. 'Başımıza bu da mı gelecekti?' derken sonunda onlar bile kendini kaptırıyor ve köy meydanına bir tiyatro sahnesi yapıyorlar. 2002 yılından bu yana 5 oyun sundular ve yaklaşık 70 kez seyirci karşısına çıktılar. Hatta Pelin Esmer tarafından çekilen 'Oyun' adlı belgesel film sayesinde yurt dışında bile tanınıyorlar.
Tiyatronun kurucusu, senaryoların yazarı, yönetmeni ve köyün matematik hocası Hüseyin Arslanköylü'nun gösterdiği çabalar da karşılıksız kalmıyor. 30 Nisan'da düzenlenen Afife Tiyatro Ödülleri'nde Mansiyon Özel Ödülü'nü, Yapı Kredi Sigorta Sanat Danışmanı Haldun Dormen'in elinden alan Hüseyin Arslanköylü'yle tiyatrolarını konuştuk.
Kadınlarla tiyatro yapmaya nasıl başladınız?
-2000 yılında biz öğrencilerle başlamıştık. Veliler kendileri talepte bulundu biz de tiyatro yapmak istiyoruz diye. Biraz biraz çalışmaya başladık ama herkese söylemiyorduk, köyde dedikodu çıkmasın diye. Biz çalışmalara devam ederken bazıları hayat hikayelerini yazıp getirdi. Böylece çalışmalar hızlandı ve ilk oyun "Kadının Feryadı" çıktı ortaya. Hatta onunla ilgili bir belgesel film bile çekildi. Bir gün annem gelip yanıma "Oğlum sana bir şey söyleyeceğim. Sen köyün avratlarına tiyatro yaptırıyormuşsun. Ben de oynamak istiyorum" dedi. Anneme okuma yazma bilmediğini, tiyatro yaptırdığım kadınların okuma yazma bildiklerini söyledim. Ona iki kere okumamın yeterli olacağını, rolünü ezberleyeceğini söyledi. Fakat ben buna vakit ayıramadan annem vefat etti. Annemin bu isteği, kadınların yaşam hikayelerini yazıp getirmeleri ve tiyatro yapıldığını duyup gelen kadınların çokluğu bu işe başlamamda ve devam ettirmemde en büyük etken oldu.
Sahnelediğiniz oyunları siz yazıp yönetiyorsunuz. Bu oyunlar nasıl çıktı ortaya? Çalışmalar nasıl gerçekleşiyor? Aralarında profesyonelleşip kapris yapanlar varmış.
-Gerçek hikayeleri yazıyorum. Herkesin yaşantısından birer parça alarak puzzle tamamlıyorum. O insanların hepsi halam, teyzem ya da akrabam. Hepsini tanıyorum ve bilinen, yaşanan olayları anlatıyorum sahnede. Bu oyunları izleyenler yaşananların zorluklarını daha iyi kavrasın, anlasın, ders çıkarsın diye. Oyun ortaya çıkarken herkes çok fazla fedakarlık gösteriyor. Genelde akşamları prova yapıyoruz. Bu durumda kadınların çocukları ve eşleri de fedakarlık yapıyor. Onlar kendi aralarında şakalaşıyorlar. Tam olarak kapris denemez. Ama gene de karışmıyorum.
Maddi desteği nasıl sağlıyorsunuz?
-Maddiyat anlamında pek bir katkı sağlamıyor. Eğer bir yere gidip oynayacaksak bizim masraflarımızın karşılanmasını talep ediyoruz. Bir de bu kadınların çoğu günlük para ile çalışıyorlar. Tarladan aldıkları paraları talep ediyoruz.
TİYATRO İÇİN İZİN ALMADIM DİYE JANDARMA BENİ KARAKOLA GÖTÜRDÜ
Tiyatroda gerçek olayları yazdığınızı söylediniz. Tiyatronun eğitici yönünün ele alırsak bu yaşanan gerçek olayları izleyicilere göstermeniz de nasıl bir etki oldu? Olaylarda azalma oldu mu?
-Tabii oldu. Bir oyunda tiyatro için izin alınmadı diye jandarma gelip beni karakola götürdü. Sonra onu da oyuna ekledik. Bir gün o karakol komutanı gelip oyunu izleyince tamam artık dedim. İnsanlar vermek istediğim mesajları çok iyi alıyorlar. Şu anda köyde herhangi bir evde şiddet olduğunu sanmıyorum. Çok fazla etkileniyorlar tiyatrodan. Hatta aralarında espiri bile yapmaya başladılar. Bir şey yaparsan Hüseyin hocaya söyleriz diye. Tiyatroya katılan kadınlar mutlu, çevreleri mutlu. Kısacası herkes mutlu.
Bu kadar küçük bir yerde dedikodu yapan ya da karşı çıkan olmuyor mu? Bunların önüne nasıl geçiyorsunuz?
-Köyden bazıları "Ya sen yanlış iş yapıyorsun" diye uyarmaya geliyor tabii. Onlara yaptığım işin yanlış bir şey olmadığını ve ne kadar yararlı olduğunu anlatıyorum. Çünkü tiyatroda oynayan kadınların çocuklarında gözle görülür bir yükselme var. Bazen akşamları okulda veli toplantısı var deyip, tiyatro izletiyorum. Onlar da neyin ne olduğunu görüyorlar. Eğer yanlış bir şey olsaydı, kötü bir şey yapsaydım köylü kazan kaldırıp beni sürerdi. Artık köylü de memnun. Kadınların tiyatro yapacağını herkes kabullenmiş durumda ve destek oluyorlar. Bir de Aslanköy'de sevilen adamım.
Sırada hangi projeler var?
-Bazı köylerden bizim senaryolarımızı oynamak istiyorlar. Ancak senaryoları gönderemiyorum. Çünkü şu anda oldukları halle bize özgüler. Konuşmaları, davranışları orada gerçek anlamda veremeyeceğimi düşünüyorum. Bu yüzden bu senaryoları herkesin rahatlıkla anlayıp, okuyabileceği bir hale getirip kitap yapmak istiyorum. Böylece herkes yararlanabilecek.