Güncelleme Tarihi:
AMANDASEYFRIED: TÜRKİYE’YE SEVGİLERİMİ YOLLUYORUM
“Kız ve Kurt”, tüm dünyada bilinen bir hikaye. Bu hikayeye dahil olmak, üstelik de başrol olarak, seni heyecanlandırdı mı?
- Hikaye geçmiş zamanda geçiyor, özellikle bu beni çok çekti. Çünkü son dönemde çağdaş filmlerden sıkılmıştım. Bir gün Catherine, onun evinde yemekteyken bu projeden bahsetti. Çok heyecanlandım. Sonra tekrar buluştuk. Tam 2,5 saat bana hikayeyi ve nasıl çekmek istediğini anlattı. Çocuk gibiydi. Öylesine muhteşem bir enerjisi var ki, zaten sizi projesinin içine hemen çekiyor. Neyse... Başrol dediğiniz gibi gerçekten ikonik bir karakter. O yüzden bana o rolü teklif ettiğinde nasıl gurur duyduğumu anlatamam. Çok duygulandım.
Film, asıl hikayeden biraz farklı. Bu kez işin içine romantizm girmiş. Daha seksi bir “Kız ve Kurt” hikayesi var karşımızda sanki...
- Evet, çünkü söz konusu olan 700 yıllık bir hikaye ama biz 2011’deyiz. Dolayısıyla biraz farklılık yaratılmak istendi. Gençlere yönelik bir film olduğu için de romantizm ön plana çıktı. Bence çok eğlenceli bir film çalışma.
5 YAŞINDAYKEN ÖLÜMÜ DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM
Hollywood’un yeni jenerasyon aktrisleri arasında en popüler isimlerden birisin. Dünyanın dört bir yanında onlarca hayranın var. Peki sen aynanın karşısında geçtiğinde kendini nasıl buluyorsun?
- Ben kendimi beğenmeyerek büyüdüm! Küçükken çok zayıf ve çelimsizdim. 11 yaşında modellik kariyerim başladı. Önceleri kazandığım parayla şekerleme almak hoşuma gidiyordu. Ama sonraları cidden farklı bir sahanın içine girdiğimi hissettim. Ağır bir yüktü. Üstelik kendimi hiç beğenmiyordum. Korkularım vardı. Ölüm korkusu da dahil. O korkular yüzünden acı çekiyordum.
Ölümü düşünmek için daha çok gençsin ama. Şimdi nasılsın?
- Ben daha 5 yaşındayken ölümü düşünmeye başladım. Şimdilerde kendimi toparlamaya, korkularımdan kurtulmaya çalışıyorum. Bir bakıma da iyi oldu. Çünkü ölüm korkusu bana bugünü yaşamayı öğretti. Yani yarın için yaşamıyorum. Sadece bugünü, bu anı yaşıyorum.
Çılgınlık yaptığın olur mu? Max Irons ve Shiloh Fernandez senin set aralarında çok muziplik yaptığını fısıldadı..
- Aslında muziplik değil, yaramaz şakalar yapmayı seviyorum. Yoksa hayat çok sıkıcı olurdu. Çılgınlığa gelince, çok çılgınımdır. Ama daha fazla detay vermeyim.
KÜÇÜKKEN LEONARDO DI CAPRIO’YA AŞIKTIM
Çocukluk aşkını hatırlıyor musun?
- İnanmayacaksın ama, “Kız ve Kurt” filminin yapımcılarından Leonardo Di Caprio’ya aşıktım. Daha 11 yaşındaydım. Odamda onun posterleri vardı. Gözüm ondan başka kimseyi görmüyordu. Ama geriye dönüp baktığımda, herhalde aşık olma fikrine aşıktım diyorum. Şimdi 25 yaşındayım ve hayat çok farklı. Bu arada, film çekimlerinde Leonardo Di Caprio bana çok yardımcı oldu. Artık onu arkadaş gibi görüyorum. Çok iyi bir insan. Çok iyi bir oyuncu. Onu çok takdir ediyorum.
Peki şöhretle aran nasıl?
- Şöhret tabii ki güzel bir şey. İnsanların sizi tanıması, hayran olması. Ama şöhret hayatın gerçeğini yansıtmıyor. Şöhrete kendimi çok kaptırmamaya çalışıyorum. Gündelik hayatta işler çok farklı. Erkek arkadaşınız siz şöhretlisiniz diye sizi daha çok sevmiyor. Ya da doktorunuz, şöhretinizden dolayı hastalığınıza farklı bir reçete uygulamıyor. Sonuçta bir hayatınız var. Ve bu hayat içinde bir sürü iyi ya da kötü şey oluyor.
Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
- Son dönemlerde gerçekten çok yoğunum, çok çalışıyorum. Özel bir şeyler yapmaya pek zaman bulamıyorum. Aslında seyahat etmeyi çok isterdim. Türkiye’nin de çok güzel bir ülke olduğunu duydum. Ama, şu ana kadar gittiğim en uzak yer Malta. Bu nedenle Türkiye’ye şimdilik içten sevgilerimi yolluyorum.
CATHERINE HARDWICKE: SİNEMA ENDÜSTRİSİNDE CİDDİ BİR SEKSİZM VAR
Siz, Hollywood’un en başarılı kadın yönetmenlerindensiniz. Bu başarının reçetesi nedir?
- Siz bir de bana sorun. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil. Erkeklerin sizi ciddiye alması pek de kolay değil. Hollywood’da olsanız bile. Kendinizi ispat etmeniz yıllarınızı alıyor. Şanslıysanız ve kendinize inanıyorsanız, savaşmayı bırakmıyorsunuz. Sinema endüstrisinde ciddi bir seksizm var. Bu inkar edilemez.
Siz, yeni jenerasyonun gençlik idollerini keşfediyorsunuz. Deyim yerindeyse, yaratıyorsunuz. Emile Hirsch, Evan Rachel Wood, Robert Pattinson gibi isimler sizin filmlerinizle tanındı. Bunun sırrı ne?
- Biyolojik yaşımı hiç hissetmiyorum. Zaten yaşıtım insanlarla pek arkadaş olamıyorum. İlişkiler daha sahte oluyor. Gençlerle kendimi daha rahat hissediyorum. Onların dilinden, ne istediklerinden anlıyorum. Gençlerle çok daha kolay iletişim kuruyorum. Bu da filmlerime yansıyor. Sanırım bu gözle baktığım için kimin nasıl ön plana çıkacağını iyi kestiriyorum.
SHILOH’NUN SAÇLARI UZUN VE BERBATTI
Peki “Kız ve Kurt” için de aynı şey geçerli miydi?
- Evet. Başrol oyuncum kesinlikle Amanda Seyfried’di. Bunu ona hemen söylemedim. Biraz heyecanlanmasını istedim. Aynı şekilde Shiloh’u görür görmez onun da filmde rol almasına karar verdim. Ama saçları uzun ve berbattı. Kız gibi arkadan topluyordu. Onun erkeksi hatlarının ortaya çıkmasını istedim. Tam dört kere saçı kesildi. Hâlâ istediğim gibi değildi. Sonunda saçlarının yüzüne düşmesini engellemek için köpük kullandık. İyi de oldu.
“Kız ve Kurt”un yeni uyarlamasında seyircilere neler vaat ediyorsunuz?
- Farklı bir film yapmak istedim. Aslında hikayenin pek çok katmanı, içinde farklı sembolik anlamlar var. Bunları görsel bir şölenle gençliğe sunmak istedim. Biraz da meraklarını uyandırmak. Belki “Twilight” kadar gerilim yok, ama bu filmde de romantizm ve değişik mesajlar var. Umarım gençler beğenir.
MAX IRONS: TEKLİF GELİRSE TAMAM AMA HOLLYWOOD’A GİDİP İŞ BEKLEMEM
“Kız ve Kurt” iki yeni ismi daha gençlerle tanıştırıyor. Bunlardan biri Max Irons... O aslında ünlü İngiliz oyuncu Jeremy Irons’ın oğlu ve İngiltere’de pek çok tiyatro oyununda rol almış. Genç oyuncu, kendisine Hollywood’un kapılarını açan bu filmde oynamaktan son derece memnun... “Hollywood’dan başka teklifler gelirse giderim, ama oraya gidip iş beklemem’ diyecek kadar da gururlu... Ailesiyle, küçükken sık sık Türkiye kıyılarında yelken yaptığını söyleyen Max Irons, yönetmen Catherine Hardwicke için “Sanki içinde bir çocuk var. Beraberken siz de o çocukla diyalog kuruyorsunuz” diyor.
SHILOH FERNANDEZ: AMANDA İLK GÖRDÜĞÜNDE BENİ HİÇ BEĞENMEMİŞ
Shiloh Fernandez, Catherine Hardwicke’in son gözdesi. Onu 20 oyuncu arasından seçmiş, evinde ağırlamış. Çünkü Shiloh’nun yıldızının çok parlayacağına inanıyormuş. Ama Shiloh deneme çekimleri konusunda karamsar... “Hâlâ deneme çekimlerinden bir şey anlamıyorum. Bir sürü oyuncu gerginlik içinde elinden geleni yapıyor, içlerinden en rahat ve en şanslı olan da rolü kapıyor” diyen oyuncu, söyleşimiz sırasında Amanda Seyfried’le ilgili bir de itirafta bulunuyor: “Amanda, benimle başrol oynayacağını öğrenince pek sevinmemiş. Çünkü beni pek beğenmemiş. Catherine, birbirimize ısınmamız için çok uğraştı ve sonunda başardı. Beni tanımaya başlayınca Amanda’nın fikri değişti. Şimdi çok iyi iki arkadaşız.”