Kötü insan olmaktan korkuyorum

Güncelleme Tarihi:

Kötü insan olmaktan korkuyorum
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 2012 09:00

“Hayat Devam Ediyor”un Siraç’ı Onur Tuna, Marie Claire dergisinin sorularını yanıtladı; yaşadığı değişim sürecinden Yasemin Allen’la aşkına her şeyi anlattı.

Haberin Devamı

*  Sana bir önceki görüşmemizde “Hayatın değişecek” demiştim, ne kadar değişti hayatın?       
    
- İşimle alakalı daha profesyonel düşünmeye başladım. Piyasadaki oyunları görüp, sadece işimle uğraşmam gerektiğini, işimi doğru yaptığım sürece bu oyunlardan uzak kalabileceğimi öğrendim. Hem kendimin hem de setteki insanların huzurunu koruyarak, sağlıklı bir şekilde çalışmaya çalışıyorum.

*  Ama sen asabi bir adamsın, nasıl koruyorsun o huzuru?               
  
- O asabiliği evde kendi başımayken atıyorum. Sonra twit yazıyorum sakinleşmek için (gülüyor).

*  Çok kısa sürede magazin figürü haline geldin... Ne hissediyorsun yükselen şöhretin ve magazinin ilgisi karşısında?

- Bunun işin bir parçası olduğunu zaten biliyordum. Getirileri de olacak, götürüleri de... Yaptığı işle orantılı şekilde insanların ilgisini çekmem ve karşılığında da magazinin benimle ilgilenmesi, beni mutlu ediyor. İşimi düzgün yapmasaydım, hiçbir gazete benimle ilgilenmezdi.

*  Otobüse biniyordun, binebiliyor musun hâlâ?

- Otobüs kullanmıyorum artık ama zorunda kaldığımda toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. İnsanların bana olan ilgisi, beni çok fazla yormuyor. Herkesin sorduğu sorulara güleryüzle cevap vermeye çalışıyorum. Kötü eleştirilerde bulunan insanların söylediklerini göğsümde yumuşatmayı da biliyorum ayrıca...

ÜNİVERSİTEDE SEKİZİNCİ YILIM

*  Ailenin sana destek olduğunu ama eve gelen akraba, komşu teyzelerin senin üniversiteyi bitirememene taktığını ve seni iğnelediklerini anlatmıştın daha önce... Şimdi ne diyorlar?

- Üniversiteye devam ediyorum. Geçen gün sınavlara girdim hatta. Sekizinci yılımdayım. Hepsinin tavrı değişti tabii... “Senin yolun iyi” diyorlar. Şu an bir iş yaptığım, hayatımı kendi kazancımla sürdürdüğüm, popüler olduğum için yakın çevrem de mutluluk duyuyor ve akademik kariyerimle eskisi kadar ilgilenmiyorlar.

*  Matematik dehası ağabeyin ve ailen ne diyor?

- Ağabeyim ve ailem müthiş destekler. Akıl sağlığımı koruyabilmek adına, sıkıştığımda yine onları arıyor, onlardan öğüt alıyorum. Birlikte orta yolu bulmaya çalışıyoruz. Profesyonel iş hayatım, kariyer planlamamla alakalı hiçbir fikirleri yok. Yorum da yapmıyorlar. Sadece bir sıkıntı olursa yanımda olacaklarını söylüyorlar. Bunu söylemeleri bile bana yetiyor.

*  İzmir’den gelip diziler âlemine gireli çok olmadı. En çok ne şaşırttı seni bu piyasada?

- İnsan ilişkileri bir anda değişebiliyor mesela... Bir anda biriyle çok samimiyken, o samimiyet bambaşka bir noktaya gidebiliyor. Güvendiğim, kendimle alakalı özel şeylerden bahsettiğim birilerinin bunları başkalarına söylediğini duydum. O yüzden daha temkinli hareket etmeye, kendi kabuğuma çekilip sadece işimle ilgilenmeye karar verdim. Eskiden setteki insanların herhangi biriyle ilişkimin bozulması beni demoralize ediyordu, işime konsantre olamıyordum. Ama şimdi diyorum ki bu senin işin, bunu yaptıktan sonra evine gideceksin, ne bundan önce ne de bundan sonra bu konuyla ilgili kendini yormanın sana bir faydası olacak. Tabii ki bunu yaparken insanlara kötü davranmanın ya da gaddar olmanın anlamı yok. İnsanları yine önemsiyorum, sadece bazı şeyleri eskisi kadar kafama takmıyorum.

*  Kötü bir insan olmaktan korkuyorsun...

- Kesinlikle korkuyorum. Kötü olmanın kimseye faydası yok.

YASEMİN’İ ÖPMEMİ AYIP KARŞILAMASINLAR

*  Şöhret hayatını nasıl etkiledi?

- Eskiden eşofmanımı, spor ayakkabılarımı giyip dışarı çıkabilirdim. Şimdi kahvaltı için evimin çok yakınındaki bir yere giderken bile dikkat etmeye çalışıyorum. İnsanlar bana daha çok ilgi göstersinler diye değil, işimin bir parçası olduğu için. İzmir’de yaşarken çok rahattım; sokaklarda sarhoş oldum, bağırdım, kız arkadaşımla istediğim gibi hareket ettim ama artık bazı şeylere ket vurup içimde yaşamak zorundayım.

*  Artık kız arkadaşınla istediğin gibi hareket edemiyorsun... Az önce dizideki birlikteliğinize bayılan insanların sizi sokakta öpüşürken gördüklerinde verdikleri olumsuz tepkilerden söz ediyorduk... Sence neden böyle davranıyorlar? Kıskanıyorlar mı?

- Herkes sevdiği insanı öper. Şu an birlikte olduğum, aynı zamanda birlikte çalıştığım insanı, 80 milyonun önünde öptüğümde insanlar bu durumdan mutluluk duyunca işimi doğru yaptığıma inanıyorum ama sosyal hayatımda insanların bu durumdan tiksinmelerini, ayıp karşılamalarını istemiyorum. Kendime ait bir kitlem oluştu. Bu kitlenin tamamının yaşadığım ilişkiden mutlu olması imkânsız. İlla ki bu durumun içinde farklı hareket edenler olacaktır... Bazen sosyal medyaya düşen fotoğraflarımız hakkında yazılan olumsuz şeyler de oluyor... Bunlar normal. Ayrıca kıskanmaları kötü bir şey değil.

*  Kız arkadaşın Yasemin (Allen) kıskanıyor mu peki sana gösterilen ilgiyi? Gerçi o da ünlü ama...

- Yasemin profesyonel bir insan. Dört, beş yıldır bu işi yapıyor. Bu konuda birbirimizi kıskanmak yerine, destek olmayı seçiyoruz. Bunun işimizin bir parçası olduğunun ikimiz de farkındayız.

ZİHİN, YEDİĞİMİZ KAZIKLARI UNUTMUYOR

*  Nasıl gidiyor aşk? Nasıl hissediyorsun kendini? Âşık olmadığın zamanlara oranla çok daha iyi görünüyorsun. Yaramış Yasemin sana...

- Bunun ilişkimle bir alakası olduğunu düşünmüyorum. Kendi motivasyonumla ilgili. İşimde özgüvenim daha iyi artık. Şu an enerjik görünmemin, daha iyi durmamın nedeni, olaylara eskisinden daha hâkim olmam. Farkındalıklarım arttı. Onun haricinde ilişkimle ilgili diyebilirim ki, bu bana özel. İlişkimle gündemde olmak istemiyorum.

*  Ama çok normal merak edilmesi... Kadınların arzuladığı bir adamsan, kimi neden tercih ettiğini merak ederler. İlişkinin dinamiği değil ki merak konusu... Biraz anlatacaksın artık...

- Zaten bunu oturup anlatmaya kalksam beceremem. Aşk üzerine tanımlama yapmamak lazım. Gelişine yaşamak lazım. Gelişine yaşıyorum aşkı. İletişim kuramadığım, duygusal ya da fiziksel olarak kendimi iyi hissetmediğim bir insanla birlikte olamam.

*  Peki nasıl gelişti bu aşk?

- Çok iyi arkadaştık biz. Halen de çok iyi arkadaşız. Biraz zamanla gelişti ilişkimiz. Genel olarak insanların kendini bir kerede ifade etmesi mümkün değil zaten, zaman istiyor.

*  Fedakâr mısın ilişkinde?

- Olmaya çalışıyorum ama çocukluğumdaki kadar değilim. Olaylarla karşılaştığımda acaba kestirip atmalı mıyım içgüdüsüne eskisinden daha fazla sahibi. Ne kadar yapamasam da, düşünüyorum bunu. “Aşk cehalet işi” diyorum ben... Körü körüne yaşayabilmek için aşkta cahil olman lazım. İnsanın entelektüel seviyesi, gördükleri artınca, asla ayakları yerden kesilmiyor. Hep bir ayak yerde. Bir de insanlar artık çok meşguller ve yaşadıkları ilişkilerde en az bir kez kazık yemişler. Zihin, yediğimiz kazıkları unutmuyor ki... Ona benzer bir olayla karşılaşınca, aynı şeyi yaşayacağını düşünüyor ve karşındaki insanı besleyemiyorsun. Niye yapıyorum ki diye sorgulamaya başlıyorsun. Geçmişte olmadım, şimdi daha bencil olmak istiyorum diyorsun... Gardını alıyorsun. Çünkü aksi halde karşındaki insan düşük gardını iyice indirmeye çalışıyor. Gardını tutmaya çalıştığında da bir savaş çıkıyor aranızda... O yüzden ayağın yerden bir santim kalksa yükseklik korkusu yaşamaya başlıyorsun.

Haberin Devamı

İNSANLAR BANA GICIK OLACAK DİYE KORKUYORDUM

*  Ne yapmak istiyorsun bundan sonra kariyerinle ilgili? Müzisyen olmadığın için mutsuz musun mesela?

- Oyunculuğu çok seviyorum. Müzisyen olmadığım için pişman değilim yani şu an. Oyunculuk bir enerji aktarımı. Bu enerjinin bende bir parça bile olduğunu bilmek, beni çok mutlu etti. İnsanların bunun ilk projem olduğuna inanamaması karşısında gurur duydum, motive oldum.

*  Bekliyor muydun kendinden bu performansı?

- İlk başta çok korkuyordum. Çünkü insanlar beni sevmeyebilir, gıcık olabilir, yarattığım karaktere inanmayabilirlerdi. Ben gelişim gösteremeyebilirdim. O zaman demoralize olup kötü hissederdim kendimi ama güzel tepkiler gelince rahatladım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!