Güncelleme Tarihi:
Düşünün ki Stephen Frears’ın ‘Dirty Pretty Things’ (Kirli Tatlı Şeyler) filminde oynadıktan sonra rolünün ne olduğunu hâlâ bilmediğini, ‘Harry’de repliklerinin karşılığını anlamadığını itiraf etmesine rağmen dünya sinemasında özellikle kötü roller için aranan oyuncu olmanın zevkini çıkarıyor. ‘İhanet’te aşk üçgeninin içindeki İvan rolü ile seyirciyi yine mest ediyor Sergi Lopez.
* Şu dil sorununu ele alalım önce...
-Benim yabancı dillere hiç yatkınlığım yok. Bu konuda öğrenme özürlü olduğumu söyleyebilirim. Bugüne kadar aldığım önerilerde ya İngilizce ya da Fransızca konuşmam gerekti. Ana dilimi beyazperdede çok az kullanıyorum. Ama memnunum. Sete renk katıyorum. Dil hocalarım var. Replikleri bana ezberletiyorlar. Gece gündüz aksan çalışıyorum.
* Son filminiz ‘Map of the Sounds of Tokyo’da Japonca nasıl gitti?
-Fazla konuşmama gerek yoktu. Ama Japonca çok zor gibi geldi bana.
*Sinema dünyasında hep aranan oyuncusunuz. Nasıl girdiniz bu sektöre?
-Benim eğitimim lise terk. Yani belge aldım. Sokaklarda serserilik yapmayı, babama karşı gelmeyi adet edinmiştim. Sonra arkadaşlarım “Aktör gibi rol yapıyorsun. Neden tiyatro eğitimi almıyorsun?” diyerek beni teşvik ettiler. Barselona’da özel bir tiyatro okuluna yazıldım. Tabii kötü rolünü bana verdiler. Sonra birkaç filmde küçük rolleri kaptım.
* İngiliz yönetmen Stephen Frears’la diyaloğunuzu anlatır mısınız?
-Bana “Wonderful” dedi. Onu bile anlamadım. Neyse ‘Dirty Pretty Things’de İngilizce konuşmam gerek. Ama hiçbir şey anlamıyorum. “Audrey Tautou Türk kızı Şenay’ı oynuyor. Ben pis işlerle uğraşan arabulucu ‘Sneaky’ Juan rolündeyim. “İşte bu Nijerya’dan gelen doktor” diyeceğim. Üç saat dilim dönmedi. Nihayet doğru söyleyince Steaphen Frears yerinden kalktı beni kucakladı ve “Wonderful” (Harika) dedi. Ben bunu anlamadım ve senaryo içinde bir replik sandım. Meğerse aksanımı sonunda beğenmiş.
* Şimdilerde dil durumunuz nedir?
- Bazen yine ne dediğimin farkında olmuyorum. Ama gerçek şu ki, başka dilde rol almak aktörler için iyi bir egzersiz. Halimden memnunum.
* ‘Partir’e (İhanet) dönersek. Yönetmen Catherine Corsini, “İvan rolü için Sergi’den başkasını düşünemezdim” diyor.
-’Harry’ filmini izlemiş. Geldi önerisini yaptı. Bende Fransızca yok. Aşk yaşayacağım İngiliz oyuncu Kristin Scott Thomas ise Fransızca’yı ana dili gibi biliyor. Ama her şey iyi gitti. Bence Kristin Scott süper oyuncu, Marstan gelmiş gibi. Sevişme sahnelerinde bile olağanüstü oyunculuk performansı sergiledi.
* Ivan rolüne bürünmek kolay oldu mu?
-Aslında klasik bir aşk üçgeni. Ivan her kadın için cazip olabilecek bir erkek tipi. Özellikle Latin erkek türü. Kadından bir adım ötede değil ama kadını yönetebiliyor ve gerekirse aşkına inandırabiliyor.
* Kötü adam rolleriyle artık iyice özdeşleştiniz.
-Kötü adam rolü eğlenceli oluyor. Daha rahat hareket edip iyi adam rolünü oynamak için gereken zorlamalara, ayrıntılara girmiyorsunuz. Hem de inandırıcılık daha ağır basıyor.* Hâlâ koyu solcu musunuz?
-Ben küreselleşmeye karşıyım. Küreselleşme dünyayı zehirliyor. Tipik bir sosyal demokrat yönetimle dünyanın daha rahat nefes alacağına inanıyorum.