Güncelleme Tarihi:
“Eş Ruhumun Eş Zamanı” ekibine nasıl dahil oldunuz?
- Şanal Bey bana daha önce sinema filmiyle ilgili projelerinden bahsetmişti. Bunları oluşturma aşamasına geldiğinde, “Eş Ruhumun Eş Zamanı”ndaki Esrarengiz Adam karakterini benim oynamamı istediğini söyledi. Hevesle kabul ettim.
Film çekimlerinden önce Şanal Bey ve Işık Hanım’ı tanıyor ya da takip ediyor muydunuz?
- Şanal Bey’le tanışmadan önce, “Kuantum Düşünce Tekniği” adlı kitabı kütüphaneme girdi. Daha sonra televizyon programlarını ilgiyle izledim. Kendisiyle tanışma şansı da buldum. Işık Hanım’la ise filmin oluşma aşamasında tanıştık.
Önceden kuantuma ilgi duyuyordunuz yani...
- Kuantumla ilgiliydim ama yeterli donanıma sahip değildim.
Kendi hayatınızda da uyguladığınız kuantum yöntemleri var mı?
- Kişi kendini daha fazla tanıyınca, yaşamında başına gelenleri aslında kendisinin çektiğini fark ediyor. Diğerlerini, olayları, sevinçleri, acıları… Bunları kendimde yakaladığım anlarda, onları istediğim şekilde dönüştürebilmeyi deneyimliyorum.
Bu filmle birlikte hayata bakış açınız değişti mi?
- Eğer almaya açıksanız ve yanınızda Şanal Bey ve Işık Hanım gibi rehberleriniz varsa, kendinizi geliştirmemeniz mümkün değil.
AŞK İNANILACAK DEĞİL HİSSEDİLECEK BİR ŞEY
İzleyiciyi nasıl bir film bekliyor?
- Şimdiye kadar çekilen aşk filmlerinden farklı olarak bize başka bir gerçeklik sunuyor. Masalsı ama gerçek.
Siz aşka inanıyor musunuz?
- Aşk inanılası bir şey değil bence. Hissedilesi bir şey. Âşık olmak gibi. Yani “aşk” olunur.
Eş Ruha inanıyor musunuz?
- Eş ruh da aşk gibi inanılası değil, yaşanılası bir deneyim… Belki bunu yaşayanlar için gerçek ama yaşamayanlar için değil.
Siz eş ruhunuzu buldunuz mu?
- Hiç aramadım. Belki de bulduğumun farkında değilim.
Evlilik aşkı öldürür derler. Siz buna katılıyor musunuz?
- Evli olmayanların yaşadığı ayrılık sayısı, boşananlardan kat be kat fazla. Bu da o görüşün doğru olmadığını gösteriyor.
TESADÜFLERİ BİZ YARATIYORUZ
Filmde iki insan bir araya getiren görülmeyen bir kahramanı, bir gücü canlandırıyorsunuz. Böyle güçlerin gerçekte de sizin hayatınıza müdahale ettiğini düşünüyor musunuz?
- Ben “Esrarengiz Adam” ı bir iç ses, kişinin kendisiyle yüzleşmesi olarak yorumladım. Bunun adı Hızır da olsa fark etmez, asıl kişiye verdiği huzur önemli.
Tesadüflere inanır mısınız?
- “Her şey tesadüf olsaydı eğer, hayat kaosa dönerdi” demişti bir pansiyon işletmecisi. Ben, tesadüf diye adlandırdığımız şeyleri kendimizin yarattığını iddia ediyorum
Aşkı tarif etseniz nasıl ederdiniz?
- “Hoşumuza giden bir bedenin içine hayalimizdeki ruhu yerleştirir, adına da aşk deriz bu saçmalığın. Sonra gel zaman git zaman, o bedene alıştıkça, içindeki gerçek ruhu görmeye başlarız. Aşk denen şeyin masal, âşık olduğumuz kişinin de sanal olduğunu anlarız böylece. O kutsal duygu, yerini kin ve öfkeye bırakır. Çünkü hayalimizdeki insan değildir karşımızdaki. Hiçbir zaman da olmamıştır. Öyle olmadığı için acı çekeriz, nefret ederiz ondan. Aşkın toplamı budur işte. Acı ve yalan.” Böyle deniyor Richard Civan Canova’nın “Ful Yaprakları” adlı oyununda.
TÜR AYRIMI YAPMAM GÜÇLÜ BSENARYO OLSUN YETER
Seyirci sizi hep kötü rollerde görmeye alışkın. Oysa bu filmde iki seveni bir araya getirmeye çabalıyorsunuz. Bu ikilemi yakalamak bir oyuncu olarak zor mu?
- Severek oynuyorsanız hiç zor değil. Farklı duyguları araştırıyorken, kendinizle karşılaşıyorsunuz, fark ettiklerinizle zenginleşiyorsunuz.
Yer alacağınız projelerde komedi, dram, aşk gibi ayrımlar yapıyor musunuz? Sizin için öncelikli olan hangisi?
- Hayır, ayrım yapmıyorum. Güçlü ve etkili bir senaryo olması yeterli.
GİTAR ÇALMAK BENİ MÜZİSYEN YAPMAZ
Film müziklerini Deniz Seki seslendirdi. Müziğe yakın biri olarak müzikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Sadece bir şarkısını dinleyebildim. Çok etkilendim.
Müzisyen kimliğinizi de bu filmde göstermek ister miydiniz?
- Benim bir müzisyen kimliğim yok. Biraz gitar çalmak bu kimliği hak etmeye yetmiyor.